Zaten dillerdeydi.. Hatay genelinde hem AK Parti’nin, hem de CHP ve MHP’nin anket yaptırdıkları biliniyordu. Ayrıca, Adil Gür, Konsensus gibi araştırma şirketlerinin de anketleri sözkonusuydu.. Yalnız bu aralar bazı aday adayları üzerinde oyun oynanıyor gibi.. CHP’nin aday adaylarını içeren anket formları eksik ve yanlış bir takım bilgilerle kamuoyuna enjekte edilmeye çalışılıyor.
Hatay’da 120’nin üzerinde aday adayı varken, sadece 35’nin yeraldığı isimler anketlere yansıyor. Mesela A&G adına yaptırıldığı ileri sürülen (Kaldı ki, firmayla görüşüldü, haberleri bile yok!) böylesine bir anket ne kadar inandırıcı olabilir ki? Düşünün ki, sade bir vatandaş olarak size 35 isim dayatılıyor. ‘Hangisini tanıyorsanız, kimi milletvekili görmek istiyorsanız’ üzeri işaretlensin deniliyor..
Kimler yok o isimde?
Hatay’ı karış karış gezen, belki de 24 saat durmayan, uyumayan bir Av. Bülent Akbay yok.. Ve benzer onlarca aday adayı..
Bırakın sadece bu isimleri, 85 aday adayının ismi buhar olmuş, silinmiş, üzeri kazınmış.. Bu nasıl bir ankettir, anlamış değilim..
Düpedüz sahtekarlık! Bu saçmalığı kaleme döküp, servis edenlere soruyorum:
Kasıt var mıdır?
Düzmece bir anket midir?
İskenderun’un ağırlığını düşürmeye yönelik bir hareket midir?
Gelişigüzel bir taslak mıdır?
CHP il ve ilçe teşkilatlarının bilgisi dahilinde midir?
Bilmiyorum, bilemiyorum..
Ama sakıncalıdır, tehlikelidir!
Emek vermiş, gönül koymuş, diğer tüm aday adaylarına saygısızlıktır!
Özetle.. Bu saçmalığı durdurun! Yoksa başınız çok ağıracak!
BIKMADIN MI ERCÜMENT?
Belediye meclisi güzel bir karara imza attı. MKÜ civarında 20 dönümlük bir arazide konuşlanacak cami kompleksi için meclis oy çokluğuyla ‘Evet’ dedi..
CHP’li İbrahim Akçalı ve Mustafa Alper Menteşoğlu çekimser kalırken, Ercüment Kimyon, Özer Çağşar ile Ali Çıtanak ‘red’ oyu verdiler. Cami yeri için, geriye kalan CHP’li üyelerle birlikte AK Parti, DP, MHP ve bağımsız üye Mahir Ünal da ‘evet’ dediler.. Yalnız Ercüment Kimyon’un ısrarla, kredi yurtlar kurumundan sözedip ‘muvafakatname’ örneklerine sarılması üyelerce tepki gördü..
Oy birliği konusunda meclisin ‘ortak’ irade göstermesi gerektiği yönündeki ısrarlara rağmen Ercüment Kimyon’un ‘mahkemeye giderim’ tehditlerine en sert cevap AK Parti’li Doğan Erten, İsmet İrfanoğlu ve MHP’li Garip Şandır’dan geldi..
Özetle dediler ki:
“- Burası bir kompleks olacak. Hepimiz Adem ile Havva’nın çocuklarıyız. Böylesine hassas bir konuyu ‘mahkemeye taşırım’ şeklinde tehditlerle önümüze konulmasını kabul etmiyoruz. Bu durum bir inşaat alanı ya da otel konusu değildir. Ercüment Kimyon mahkemeye gidecekse gitsin, durmasın!”
Bana sorarsanız, Ercüment Kimyon hatalar zincirine bir yenisini ekliyor. Otellerden sonra cami yeri için de ‘mahkeme’ tehditinde bulunması hiç yakışık almadı.
Kaldı ki, aynı Ercüment Kimyon çıktı, çöp fabrikası mevzusunu da mahkemeye taşıyacağını söyledi.. Yani demem o ki Ercüment Kimyon..
Mahkemeye taşıdığın konuları baltalaman sadece bana değil, diğer meclis üyeleri dahil tüm İskenderunlular’a pek uymuyor.
Bir zahmet dur artık.. Yeter artık!
İskenderun ‘yatırım’ açısından zarar görüyor..
Sen ise bıyıkların altından kıs kıs gülüyorsun!
Nereye kadar?
DÖNMEZ TEPKİSİNDE HAKLI!
Kanunlar çerçevesinde her eylemi demokratik hak olarak görürüm. Tüm Bel-Sen Hatay Şube temsilcilerinin bir toplantıyla hak arayışına girişmelerini, tepki göstermelerini ya da belediye binası önünde eylem yapmalarını anlarım.
Ama belediye başkanının henüz katılmadığı bir meclis toplantısında üyelere bildiri dağıtılmasını, alkış tutulmasını, slogan atılmasını şık bulmadım.
Bu olay karşısında.. AK Parti’li Ahmet Dönmez’in sendika üyelerine, ‘Burası eylem yapacağınız bir yer değil’ şeklinde tepki göstermesi, üzerine de güvenlik elemanlarını çağırması doğru bir hareketti..
Tamam, eylemde bulunmak hakkınız ama izinsiz ve topluma rahatsızlık teşkil etmeyecek kaydıyla.. Gerçek şu ki..
Demokratik hak, istediğiniz herşeyi yapma hakkını size tanımaz..
HUZUR VAR!
Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’i seversiniz, sevmezsiniz.. Ama İskenderun’da ‘huzura’ katkı sağladığı kesin.. İyi niyetli, dürüst..
Meclis oturumunda dedi ki:
“- Mutlu ve özgür insan yaratıcı olur, iş yapar.”
Birşey daha dedi:
‘Antakya’da SİT alanı üzerine 5 yıldızlı otul yapılıyor.. Tarih ve yatırım içiçe..
Ama İskenderun’da herşey mahkemeye taşınıyor..’
Alah aşkına Başkan tepkisinde haksız mı?
MAKYAJ YOK!
Aslında Başkan Civelek’i destekleyen konuşmayı CHP Grup Başkanvekili Kamil Turan yaptı.. Turan, “- Belediyemiz milyonlarca lira harcayıp, İskenderun’un birçok noktasına makyaj yapabilirdi, yapmadı. Taşlar sökülmedi, seller olmadı.. Eskiden açık kanallar vardı, ne oldu? Altyapı eksiklikleri giderildi, tepelerin sorunu bitti, çamur deryası gitti. Tamam bazı eksiklikler var. Onu da hep birlikte gidereceğiz.”
YATIRIM OLSUN!
DP’li Ali Kılıç Çirkin’in üslubunu beğenmişimdir. Hep çözüm odaklı konuşur..
Faaliyet raporunda, ‘rakamlarla’ tek tek eksik giden bir takım hususları meclise taşıdı.
Dedi ki:
“- 66 milyon lira gelirimiz var.. Neden yüzümüzü yatırıma çevirmiyoruz. Hizmet alımına 21 milyon lira ödemişiz. Hizmet alımından öte kalıcı yatırımlar istiyoruz artık.. Meclis üyeleri olarak, yapılan hizmetlerle övünmek istiyoruz. 2010’da yüzde 2 gibi bir çalışma yapmışız. Yeterli değil. Böyle giderse, evde oturan bizden daha çok iş yapar duruma gelecek!”
Ali Kılıç Çirkin’e kulak verme zamanı gelmiştir..
SEÇİMDEN SONRA İLK İŞ!
Gelişmiş ülkelerden bir örnek:
– Oralarda millet, temsilcisini kendisi seçiyor.
Sonra Türkiye’ye geliyoruz:
– Bizde ise aday listesine milletin değil, liderin ve genel merkezin iradesi yansıyor.
Peki bu durumda ne oluyor?
Milletvekili aday adayı ile vatandaş arasında “kopukluk oluyor.”
Aday adayı, vatandaşa gitmiyor.. Genel Merkez’e geliyor!
Beklentimiz:
– Seçimden sonra bu konu Meclis’e gelsin.. İlgili yasalar değişsin, onur kırıcı davranışlar sona ersin ve millet kendi temsilcisini kendisi seçsin..!
İHANETİ ASLINDA SEN YAPIYORSUN?
Bir insan düşünün ki, gazetenin reklamlarını sanayiciden topluyor.
Sonra da sanayiciye çakıyor, ‘yeşillik’ ayağı çekiyor.. Niye?
Çünkü cukkayı doldurmak ‘sallamaktan’ geçiyor!
İnsan ‘ekmek teknesine’ ihanet eder mi?
O ihaneti sever! Köprüyü geçene kadar..
Örnek mi? Çevreciyim diyor, ama sırf deniz manzarası kapanıyor diye ‘ağaçlar kesilsin’ modunda belediye başkanına yapmadığı şaklabanlık kalmadı..
Dikkat edin, İskenderun’da çevreyi kirleten bir sanayi kuruluşu var ki, geçenlerde Milletvekili Mustafa Öztürk adres gösterdi, ama o arkadaş ‘deşifre etmek’ için ortalıkta yoktu! Niye olsun ki? O her zaman ince işler peşindedir!
İşine gelince de.. İşadamına, bürokrasiye, yerel yöneticilerine ‘talimat’ verir gibi yazılar döktürür, ama yüz yüze geldiğinde ise ‘Büyüksünüz, İskenderun’a lazımsınız’ demekten de geri kalmaz.. Herşeyi kendisi bilir, herşey kendisine takdim edilsin ister..
Valla o arkadaş, kusura bakmasın.. Beni eleştirmesi için daha bin fırın ekmek yemesi lazım.. Hem dürüstlük anlamında hem de bu güzel kente sağladığım katkılar anlamında.. Çok şükür sevenim çoktur!
Birileri gibi paralı haber de yapmıyorum..
Eğer ki, İskenderun’da her güzelliğe, her yatırıma desteğim varsa ne mutlu bana?
Benim yazdıklarım dikkate alınıyorsa elbetteki mutlu olmak hakkım..
Niye kıskanıyorsun ki?
Hem, İskenderun’da bir merkez cami olsun diye yazdıklarımdan niye rahatsız oluyorsun ki? Tavsiyede bulunmamdan niye gocunuyorsun ki?
Bak işte.. İbadet alanı olarak ayrılan arazide merkezi bir kompleksin konuşlanması için ‘evet’ kararı çıktı.. Şimdi ne yapacaksın?
Hadi ben meclis iradesine saygı duyup, ortak akılla hareket ediyorum, ya sen ne yapıyorsun?
Sormadan/teyid etmeden, emir verir gibi direktifler sıralıyorsun!
Bu mu hak? Bu mu doğru?
Bugüne dek kaç meclis üyesiyle konuştun?
Belediye meclisinin kaç haberini yaptın?
Hangi projelerin hayata geçmesi için uğraş verdin?
Muhabirin bile yok. Acaba neden?
Teksin, yalnızsın ve her zaman yalnızları oynayacaksın..
Benden başka herkes, selamı sabahı kesti senden..
Hata mı yapmışım? Yazık.. Ben sana uzaylı ya da Freddy diyecek değilim..
Ben sadece şunu derim sana:
Bir gün aynanın karşısına geç de, kendine bak..
Kibirli olmak, duygularını köreltmiş senin..
Hadi bakim.. Havanı git, 4 yıl boyunca yalakalık yaptığın eski rektörüne yap.
Ne oldu? Yeni rektör sana ‘pas’ vermiyor diye, nedir bu öfken?
Hiç uğraşma.. İyisi mi, sen git magazin gazeteciliği yap!
Ya da denize dal, emekliliğin tadını çıkar..
Bu aralar kafan karışmış, yaşlılıktandır!