CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim gezileri kapsamında Hatay’a geliyor.
Uğur Mumcu Alanı’ndan Antakyalılar’a seslenecekmiş..
Program bu..
İskenderun’a da gelir mi, bilmiyorum..
İl başkanlığı’nın açıklamasında böyle bir ayrıntı yok..
Gelirse de hoş gelir!
Yalnız, birşey dikkatinizi çekiyor mu?
Adaylar belirlendikten sonra gündem bir anda boşaldı.. Hareket durdu, seçim havasından koptuk.. Sadece ve sadece, CHP’nin Erzin Dörtyol çıkarması oldu..
Ardından, CHP’li sahil beldeleri ziyaret edildi, o kadar..
Bitti mi yani.. Seçilebilecek sıraya yerleştiler diye, bu sessizliği makbul mu sayacağız? 12 Haziran’a kadar sadece genel başkanların söyledikleriyle mi tatmin olacağız?
Sözüm tüm partilerin adaylarına..
Biri iki giydirilmiş araçtan yükselen kuru ve gürültülü bir ses diyor ki:
“Geliyer, geliyor..”
Ee be güzel kardeşim.. Sesi geliyor o adayın, ama kendisi yok!
İskenderun’da seçim ‘RUH’unu kaybetmişiz.
Pazartesi’yi geride bıraktık.. Bugüne dek 4 gün geçti..
İskenderun’da STK’lara yönelik bir dizi ziyaretleri henüz göremedik..
Dahası.. CHP seçim bildirgesini açıklamasına rağmen, özellikle de adaylardan henüz ekonomik ve sosyal politikalarda bir atak göremedik..
Hatay için;
Hangi düzenlemeleri.. Hangi yenilikleri..
Hangi toplumsal çalışmaları vaadediyorlar..
Beklemedeyiz..
Bakınız.. Dün, Bağımsız adaylara yönelik, ‘halkla bütünleşmeyecekseniz, bir hedefiniz, belirlediğiniz bir politika yoksa, o halde ne diye aday oldunuz’ demeye getirdim.. Melih Sürmeli ilk atağı yaptı.. 5 noktada STK ziyareti yaptı..
İlla ki yazmak mı gerekiyor?
Ne bileyim..
Diğer tüm adaylar neyi bekliyor?
Mesela, onları niçin bir arada göremiyoruz?
AK Parti Hatay Milletvekili Orhan Karasayar’ı, CHP’li Mevlud Dudu’yu, MHP’li Şefik Çirkin’i bir platformda buluşturacak bir hamlemiz yok mu?
Ortak akılda bütünleşeceğimiz, bir İskenderun projemiz yok mu?
Niye herşey olağan seyrinde gidiyor?
Şunu düşünelim:
‘Her temas bir iz bırakır’ derler ya..
İşte bu temas da, bir hışımla ezsin, geçsin bizdeki bazı önyargıları..
Aşırı ciddiyetimizi hafiften örseleyerek, kendimizi Hatay ‘davasına’ adayalım..
Bunun için ‘halkla temas’ mühimdir.. Temas kurun ki..
Varsa bir trajedi..
Varsa bir haksızlık..
Varsa bir adaletsizlik..
Gereği yapılsın!
Bazı şeylerin adını koyma zamanı gelmedi mi?
SANAT SOKAĞI HEP PARILDASIN!
Evimiz Süpürge Derneği ile Ayna İskenderun Kültür Sanat Derneği güzel bir etkinliğe imza atmışlar.. Adını da, İskenderun Kültür Sanat Şenliği koymuşlar..
Duayenlerimiz Cevdet Uygun orada..
Refik Kireççi orada..
Akın Bodur orada..
Seden Hastürk orada..
Daha bir çok yazar/sanatçı da orada..
Sanat sokağı ışıldıyor..
Sanat sokağı kültürel birikimimize katkı sunuyor..
Ama yeni.. Sadece dört günle sınırlı..
Oysa o sanat sokağı hergün etkinliklere açık ve sürekli olmalı..
Hergün kitap okumalı, el sanatıyla haşır neşir olmalı insan..
Dilerim ‘Kültür Sanat Şenliği’ ilk adım olur..
O sanat sokağı belki de ileride ‘Kültür merkezine’ dönüşüverir..
Kimbilir hemen hergün müziğin, tiyatro etkinliklerinin boy gösterdiği rengarenk bir kültür abidesi oluverir..
Eksikler de yok mu? Var!
Mesela Yazar Kaan Metin Çelik neden çağrılmadı?
Onun da sayısız kitapları var..
Mesela, Hilmi Diken’i de göremedim..
Bu fırsat ayağınıza gelmiş, genel bir ‘davet’le, tüm yazarlar çağrılmalıydı..
Neyse.. Bu güzel etkinliğe imza atan dernek temsilcilerini kutluyor, böylesine güzel aktivetelerin devamını diliyorum.. Ayrıca, İskenderun Belediyesi’nin kültüre, sanata, edebiyata katkısını da yürekten destekliyorum.
İskenderunlular’a tavsiyem:
Kaçırmayın.. Ne yapın, edin, kaçırmayın!
BRAVO ORHAN KARASAYAR’A
Kültür Sanat Şenliği’nde güzel bir ortam vardı.. Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek biraz rahatsızdı.. Buna rağmen etkinlikte yerini aldı.. AK Parti Hatay Milletvekili Orhan Karasayar’ı ayrıca ‘tebrik’ ediyorum. İlçe başkanı, meclis üyeleri ve daha birçok partili arkadaşlarıyla birlikte sanat etkinliğini izledi. Konuklarla, stand açan yazar, sanatçılarla ilgilendi, sohbet etti. Peki ya diğer adaylar neredeydi?
Habersizler miydi yoksa?
‘EKSİK’ NE KELİME?
‘Tüm Zamanların Şehri Hatay’ adlı kitapla ilgili bir yazı yazdım dün..
Eşsiz değerlere sahip Hatay’ın, bazı ilçe ve beldelerinde harkulade tarihi güzellikler bulunduğunu, ‘atlanmış’ ihtimalini düşünerekten bazı eksikliklere değinmiştim..
Yığınca telefon aldım.. Hemen hepsi ‘sayfalara’ düşmemiş çevremizdeki güzellikleri hatırlattılar..
Örnek mi? Sarıseki Şalen Kalesi..
Örnek mi? Payas Cin Kulesi!
Örnek mi? Payas Sincan Mağarası!
Örnek mi? Erzin kaplıcaları!
Demek ki neymiş?
Güzelliklerimizi paylaşmak için yerinde görmek, konuşmak iyidir de, her akla geleni ilk öneri olarak sayfalara taşımanın bir yararı yoktur!
VICTORİA ESTETİK KATTI, AMA..
Havuzlu Çarşı’daki Kültür Sanat Şenliği’nde dikkatimi bir peyzaj çalışması çekti..
Konuklar dinlenirken, Victoria Pastanesi’nde çaylarını yudumluyorlardı..
Parkeyle döşenmiş yolun bir kısmı ahşapla çevrilmiş..
Çiçek ve bir takım bahçe aksesuarlarıyla birlikte Victoria Pastanesi sadece müşterilere yönelik hizmetleriyle değil, çevreye duyarlı peyzaj mimarisiyle de toplumun bireylerine örnek teşkil ediyordu..
Çok beğendim.. Yaz da geliyor.. Herkes dışarıda olacak..
Keşke, orada hizmet veren tüm işletmeciler de aynı düşünceyle hareketle, böylesine güzel hizmetleri çevreye yansıtsalar diye düşündüm..
Sonra birşeyler duydum, üzüldüm..
Şöyle ki.. Parkeli yola esnafın birkaç masa donatmasına belediye müsaade ediyor..
İyi güzel de.. Yalnız o kullanım sahasına ahşaptan estetik kazandırmak yasak..
Belediyenin o ahşap kaldırımı kaldıracağını işittim, üzüntüm ona..
Bence, böylesine estetik dokunuşlar, havuzlu çarşıya güzellik katıyor.. Victoria Pastanesi’ne ‘kaldırın bu ahşabı’ demek yerine, ‘Park Bahçe Müdürlüğü’nün desteğiyle bir takım imkanlar tanınması gerektiğine inanıyorum.