Kim ne derse desin.. Payas Belediyesi yatırımların yanında, sosyal faaliyetlerde de bir numara.. Her türlü kültür ve sanat etkinliklerinde, başrolü oynuyor.
Payas halkına her türlü kültürel imkanı sunuyor.
Bu konuda, özellikle, Payas Belediye Başkanı Bekir Altan’ı kutluyorum.
Sayın Altan, harika işler çıkarıyor..
Yatırımların dışında, Payas’a hayat veriyor, dayanışmayı, kardeşliği sağlıyor..
Önümüz Ramazan.. Bu konuda Başkan Altan halkına önemli katkılar sunuyor..
İşte bu adımlardan biri de Ramazan şenlikleri..
Slogan şu:
“- Payas’a yıldız yağacak”
Niçin böyle diyoruz..
Çünkü Payas yıldızlar geçidine sahne olacak..
İşte sanatçılar:
Muazzez Ersoy..
Oğuz Yılmaz..
Mustafa Ceceli..
Gökhan Özen..
Ferhat Göçer..
Özcan Deniz..
Seda Sayan..
Gülben Ergen..
Ve Kubat..
Şaşırdınız mı? İddia ediyorum..
Hatay Hatay olalı bu kadar sanatçıyı bir arada görmedi..
Hatırlarsınız, birkaç ay önce Zara, Emre Aydın konseri Payas’lıları coşturmuştu..
Ne diyelim.. Dilerim, Payas’ın bu yıldızlar geçidi tüm Hatay belediyelerine örnek olur.. Bekir Altan işte bu aktiviteler ışığında büyük bir alkışı haketti.
BİR ÇİFT SÖZ!
Varsa yapacağı bir hizmet, bu her kim olursa olsun yapsın!
Metin Yıldız, Medical Park’ı getirecek, getirsin..
Gelişim’i kapatıp, otel yapacak, yapsın..
Eski Adliye Sarayı’nın işletmeciliğini almak üzere, işlem Ankara’da tamamlanmış, butik otel kuracakmış, kursun..
Gelişim, Renin, Medical Park.. Tüm bu sağlık yatırımı ‘tekelleşmeyi’ doğururmuş..
Hukuk adamı değilim, sağlık bakanlığında görevli de değilim, ‘kapasitenin sınırını’ bilemem ki?
Bakın arkadaşlar.. Benim beklediğim bir çift söz..
Bunu da AK Parti kanadı sordu, ben de gündeme getirdim..
1/25000’lik planda itiraz süresi 30 günle sınırlı iken, neden son gün beklendi?
Söz konusu 36 dönüm arazi yeşil alan.. Bunca büyük araziyi ticari alana dönüştüreceksiniz de, boş arazi mi var ki, terkedeceksiniz?
Kaldı ki, Sayek’lerin de o alanda arazilerine gün doğdu..
Ne olacak peki?
Diyorlar ki, “İskenderun’da yatırım bekliyoruz.”
Evet, buna benzer birçok yatırımın gelmesini ben de istiyorum..
Fark şu.. ‘Olmasın’ demiyorum, ‘nasıl olacak’ diye soruyorum.
İki soru sordum diye, niye bu kadar kıyamet kopuyor ki?
Demem o ki..
Ben yatırımın hayırlısını severim..
Hayır demişken.. Sayın Metin Yıldız; (nur içinde yatsın) rahmetli babaları için bir okul ya da buna benzer bir eğitim yatırımı düşünüyor mu?
İskenderunluluk ruhu, biraz da ‘hayır’ işleriyle beslenir..
Özetle..
Allah hayırlı yatırımlar nasip etsin!
FESTİVALİ GÖRMEZDEN GELMEK..
İskenderun Festivali sönük geçmiş.. Yok ya?
Hapsolduğunuz evden belki de öyle görünüyor olabilir..
Ama çıkıp, sahile doğru yol alsaydınız, bu düşünceniz değişirdi.
Mesela, Kıraç konseri bir harikaydı..
Anıt alanı dolmuş, Belediye Sosyal tesislerine kadar herkes çimen üzerinde müzik ziyafeti çekiyordu. İddia ediyorum, sahili dolduran insan sayısı 100 binin üzerindeydi.. Bunca insan kitlesinin geçirdiği keyif dolu saatleri nasıl görmezden gelebiliriz ki? Mutsuzlar mıydı? Öylesine takılmak için mi, sahil kordonu hıncahınç doluydu.. Spor kompleksindeki katılım, coşku, spor faaliyetleri için ne diyeceğiz?
Bir avuç insan öylesine top mu koşturdular?
Yapmayın Allahaşkına..
İskenderun’da ısrarla bir kutuplaşma havası estirmeye çalışanlar var ve bu ön yargıyı, artık insanların ötesine geçip İskenderun Belediyesi’ne sirayet ettirmeye çalışıyorlar.
Bundan en büyük zararı da İskenderun görüyor.
Bu yazıyı şundan yazıyorum.
Birbirimize bakarken, biraz kurumların katkısına, festivalde emeği geçenlere de bakmalıyız.
Çünkü her festivale baktığımızda, duygusal bağlar görebileceğiz.
Sokaktaki kaynaşmayı, olağanüstü dayanışmayı aile içine sokmayı başaran bir “sosyal yapı” hepimize çok iyi gelecek olağanüstü bir rehabilitasyon imkânı açabilir.
Çünkü orada karakterimizle ilgili duygusal izler bulacağız.
Hepimizin içinde bir “insan” var. Ve onu mutlaka keşfedip, zihniyet iktidarına taşımalıyız.
BU KADARINI BEKLEMİYORDUM
Önce, ‘sonunu iyi hesap edemedikleri bir çalışma programına giriştiler’ diye eleştirildiler..
Sanatçılar konusunda ‘hazırlıksız, plansız hareketler var’ diye suçlandılar..
Dayanamayacakları düşünüldü.
Fena halde yanıldılar..
Bütün ‘yanlış yapıyorsunuz’ baskılarına karşın..
‘Belediye başkanı bu işi beceremez’ türü yargılara karşın..
Önüne gelenin belediye idaresine çakmasına karşın.
Her ağzını açanın ‘Başkan Civelek ne yaptığını bilmiyor’ demesine karşın..
‘Bunlar bir hafta bile dayanamazlar’ tahminlerine karşın..
Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek ve grubu, milim taviz vermedi, her fırsatta “gerekirse hepimiz konumumuzu feda ederiz’ mesajını verdi, bölünmedi, ezilip büzülmedi, diklenmeden dik durdu.
Lafı şuraya getiriyorum..
Bugüne dek İskenderun güzel şeyler gördü..
Festival de bu etkinliklerin bir adımı..
6 bin çocuğumuzun yarıştığı festival yarışlarında, yerinde bir organizasyon, tertip komitelerinin çabasını, gönüllü katılımcıların gayretini ve daha birçok ismin azmini gördüm.. Hepsi, İskenderunlular’ın mutluluğu için çalıştı..
Ödül töreninde ben de vardım..
Herkes mutlu, herkes rahattı..
İtiraf ediyorum..
Bu kadarını ben de beklemiyordum..
MİLLETVEKİLLERİNE DAİR!
Milletvekili olmak, galiba insana şu türden avantajlar sağlıyor.
Çok meşgul oluyorsun.
Etrafında bir kalabalık, bütün işleri senin için yapıyor.
Herkes etrafında pervane oluyor.
Her an hissettiğin ve hissettirdiğin mühim bir gücün oluyor.
Ayrıcalıklara sahip oluyorsun.
Beklentimiz şu:
Sakın ha kendinizi Devlet’in sağladığı ayrıcalıklar düzenine fazla kaptırmayın.
Hep görevi bırakacağınız günü aklınızda tutun.
Ardınızda güzel hizmetler bırakın..
Şimdi söyleyin bakalım..
İskenderun’a sağlayacağımız avantajları ne zaman konuşuyoruz?