Vin-vin yani..
TOKİ, 8 ilde toplam 211 bin seyirci kapasiteli 9 stadyum yapımını programına aldı.
Aralarında Hatay da var.. Hatay demişken, Antakya anlayacağınız..
Zaten şehir merkezinde bir stadyumları var, farketmiyor..
Şimdiki daha modern olacak..
25 bin seyirci kapasiteli..
Yadırgamıyorum.. Olmalıdır!
Neticede Hatayspor 3. Ligde..
Şaşırmayın!
Biz iyiyiz, keyfimize diyecek yok..
İskenderun’da bir stadyumumuz var zaten.
Onun da belli bir bölümü çökme tehlikesi yaşıyor..
Kiralık.. İDÇspor kullanıyor..
Yeni İskenderunspor da 3.Lig’de..
Müsaadeyle, iyi ilişkiler kapamında kullanıyorlar o sahayı..
Yeni bir stadyum olmalı mıydı?
Söz konusu İskenderun olunca, her nedense olmuyor işte..
Aslında stadyum bahane..
Biz bişeycikler istemeyiz, isteyemeyiz..
Zaten tercihimizi hep ‘iş üretemeyenler’ lehinde kullandık, kullanıyoruz..
Ayrışıyoruz..
Gün geçtikçe kopuyoruz gündemden, gelişmelerden..
‘Bize dokunmayın’ deyip, ‘papel’ peşinde koşturuyoruz..
Sonra da ‘nerede hata yapıyoruz’ diye ağlaşıyoruz..
Genetik bu.. Kaderimizle alakalı bir durum değil..
Afyonkarahisar’a bir bakalım..
Sekiz ilin arasında Afyon’lular da var..
Ne yapacaklar oraya?
Bir bakalım:
– 15 bin kişilik stadyum yanında, bin kişi kapasiteli kapalı spor salonu, yarı olimpik yüzme havuzu, müstakil atletizm sahası, su kayağı tesisi, 10 adet futbol sahası, 2 adet kapalı tenis kortu, 2 adet açık tenis kortu..
Yeterlidir sanırım..
İskenderun’a gelince..
Seçimlerde ‘yanlışlar’ı oynuyoruz..
STK’larda ‘kutuplaşmalar’ı savunuyoruz..
Peki ya ‘vekiller’ nerede?
Herhalde ‘tatildeyiz’ programının çekimlerinde olmalılar..
Değillerse, çok meşguller!
Mevlüt Dudu ile henüz müşerref olamadık..
İskenderun şehir merkezi 42 bin oy verdiği vekilini sormaz mı?
Ne iş yaptığını merak etmez mi?
Beldelere sormak lazım.. Biraz deniz, biraz huzur, yetiyor herhalde..
Ne kadar enteresan değil mi?
Buna mukabil.. Dün soruyorlar:
– İskenderun’a bir stadyum yapılacakmış, doğru mu?
Bu olayı Jetski’ye bağlardım ama yeri değil..
GİZLİ DERT BU..
İnsan kalitesi düşe düşe, bütün kurumları da aşağı çekiyor.
Muhakkak ki bir ‘kriz’ takımı var. Çocukluğumuzdan beri var.
Saplantılılar..
Buluttan nem kapan.. Sürekli iğne üstünde oturan..
Herkese şüpheyle bakan, sığ düşünen, değişik bir tip bu.
Ağızlarından bal akıyor..
Pek seviniyorlar:
Kriz geliyor!
Nasıl ki, kuş gribi, domuz gribi, deli dana ve benzerleri için felaket tellallığı yapıp ortalığı birbirine kattılar, bunlar iki yılda bir ekonomik kriz diye sayıklıyorlar.
Ellerine ne geçecek bilmiyorum..
Oysa dün İTSO, İskenderun’daki ihracat verilerini açıkladı:
Yüzde 45 artış..
Geçen yıl Haziran ayında yapılan ihracat 106.5 milyon dolardı..
2011 Haziran’da bu rakam 154.5 milyon dolar..
Demir çelik gözde..
Filtre sektörü en parlak günlerini yaşıyor..
Fena mı?
Gerçi bizdeki ekonomi uzmanları ‘iyi yoldayız’ deseler bile, kriz tellalları tek ses tek yürekler..
Hamlık, çiğlik, görgüsüzlük, basitlik, bayağılık..
Ve bütün bunlardan kaynaklanan müthiş bir arsızlık..
Bizi asıl kuşatan budur.