Dün, İl Özel İdaresi’nin 3 ayda bir yayınladığı ‘Hatay’ Dergisi elime ulaştı.
Okudum, inceledim..
Hatay’daki çalışmaları, yenilikleri, projelerdeki başarıları gördüm..
Vali M. Celalettin Lekesiz kaptan dümeninde..
Mutlu oldum, keyiflendim..
Dergi 3 aylık olduğundan, Mayıs ayında Reyhanlı Yolu Maşuklu Beldesi’nde yaptırılan ve mozaik sergi alanı açısından dünyanın en büyük müzesi olacak ‘Hatay Arkeoloji Müzesi’nin temelinin atıldığı haberini okudum..
Müze tamamlandığında..
Hatay’ın ev sahipliği yaptığı tüm uygarlıklara ait eserler 9 farklı temada toplam 10 bin 700 metrekare alanda sergilenecek..
Müzede başka ne olacak?
Uygulama merkezleri..
Kurs salonları..
Çocuk müzesi..
Eğitim Alanı..
Hediyelik eşya satış merkezi..
Kütüphane, arşiv..
Bahçesinde lahitler, sütun başlıkları..
Gezinti yolları..
Spor alanları..
Cafe, dinlenlenme alanları, toplantı salonu..
Sanırım yeterlidir..
Dergide daha ne var?
Tarihi Antakya surları yenileniyor..
Musa Ağacı’nın çevre düzenlemesi tamam..
Küçükdalyan Beldesi’nde bulunan Antik Hipodrom’da incelemeler yapıldı, yüzey araştırmasına başlanıyor..
Unutmadan.. Antakya Kurtuluş Caddesi tarihteki pırıltılı günlerine dönüyor..
Bilginiz olsun..
Bu yazdıklarım sadece Devlet’in programında yer alan hizmetler..
Şimdi derginin dışına çıkalım..
Peki Antakya Belediye Başkanı Doç.Dr. Lütfü Savaş’ın en büyük hayali nedir?
Antakya İplik Pazarı mevkiinden Habib-i Neccar Dağı tepesine kadar uzanacak olan teleferik projesi..
O kadar iddialı ki, ‘1 yılda tamamlarım’ diyor..
Ne yapmış Lütfü Bey?
– 115 kilometre uzunluğunda altyapı hizmeti..
(Olası sel felaketine karşı Antakya ve Antakyalıları koruma altına aldı)
86.000 ton asfalt..
Harbiye su isale hattı yenilendi..
13 kuyu devre dışı bırakıldı..
Bağrıyanık’ta 600 tonluk su deposu oluşturuldu, belediye bununla yılda 1,5 milyon TL tasarruf sağladı..
Kentte 5 prestijli cadde belirlendi. Atatürk, Fatih, Adnan Menderes, Cumhuriyet ve Gündüz caddeleri yeni yılda muhteşem şekle dönüştürülecek..
Asi nehri boyunca kent içinde tamamında yürüyüş parkurları oluşturuluyor..
Asi nehri üzerinde 2 yeni köprü yapılıyor..
Kente 13 yeni park kazandırıldı, mevcut 43 parktan 40’ı yeniden düzenlendi, modernize edildi..
Habib-i Neccar dağında seyir terası bitmek üzere, Nisan ayında Kır kahvesiyle birlikte hizmete girmesi planlanıyor..
Belediyecilik anlamında herşey yolunda sanırım..
Peki, o halde otel yatırımlarını yazayım..
5’in üzerinde 5 yıldızlı oteli bulunan Antakya’da ekstradan bir 5 yıldızlı otel yatırımına girişiyorlar.. (tekerleme gibi oldu)
Derken, otel inşaatından cevher çıkıyor..
Türkiye’nin en büyük mozağiyi..
Yatırım duruyor mu? Hayır..
Bir yandan tarih gün yüzüne çıkıyor, diğer yandan üzerine otel inşaatı yapılıyor..
Otel artı müze, iyi mi?
Bu kadar bilgiyi nereden mi buldum?
Tabi ki, internetten!
Yalnız birşeyler eksik..
Kimse itiraz etmiyor..
Türkiye’de örnek çok..
Antakyalı, Eskişehirli, İzmirli, Mersinli, Antepli, Kayserili, Osmaniyeli, kıyamet koparmıyor.. Herkes işini yapıyor..
Kimse kimseye karışmıyor..
Küçük bir sorunda herkes biraraya geliyor..
Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere..
İskenderun’da vaziyet nasıl?
Suskunluğumuz saç baş yolduruyor..
Hizmetlerimiz askıda..
Gayret edenin önünü kesiyoruz..
Niyeti olanın kursağında bırakıyoruz..
Yatırımcının burnundan getiriyoruz..
Sonuç:
İskenderun Belediyesi ‘üç maymunları’ oynuyor..
‘Müdahil olayım’ şeklinde bir çabası yok..
İlgisiz, kayıtsız..
Derken..
AK Parti eski Belediye Meclis Üyesi İbrahim Yaran aradı:
‘Şanlıurfa’ya hiç gittin mi?’ diye sordu.
Henüz ayak basmışlığım yoktur Urfa’ya..
Ekledi:
‘- Urfa denizi olmadan da İskenderun’dan güzel.. Belediyenin hizmetleri ardı ardına geliyor. İnsanlar bu güzelliğin farkında..’
Yaran daha sonra, İskenderun’u anımsattı ve İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’in sık kullandığı iki cümleyi hatırlattı:
– Herşey daha güzel olacak..
– Makyaj yapmıyoruz, iş yapıyoruz..
Ne demek bu? İbrahim Yaran cevaplıyor:
‘- Makyaj hanımlarda var olan güzelliği ön plana çıkarır.. Daha sonra yıkanır, temizlenir.. İskenderun yüzü yıkanmamış hanım gibi.. Makyaj akıyor artık, tutmuyor.. Bizler makyajdan vaçgetik.. İskenderun’un yüzünü yıkayın yeter!’
Ee, ne olacak bu memleketin hali?