İskenderun İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne İstanbul Sancaktepe Şehit Er Hasan Genç İlköğretim Okulu Müdürü Ali Şahin getirildi..
Görev yeri değişiklikleri nedeniyle yaptığı itirazlarla her seferinde mahkeme kararıyla milli eğitim koltuğuna oturmakla tanınan Hayrettin Bereketoğlu’nun emekliliğe ayrılmasıyla birlikte, boşalan İskenderun İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne şube müdürü Mehmet Cankurtaran vekalet ediyordu.
2010-2011 eğitim ve öğretim döneminde gayretli çalışmalarıyla tanıdığımız Cankurtaran’a, Yaşar Düzen, Mustafa Kocacık, Fahrettin Çelik, Doğan Dağı ve Ali Tekeli gibi başarılı şube müdürleri eşlik ediyordu.
Özellikle Yaşar Düzen ile Mustafa Kocacık’ın milli eğitim bünyesindeki emeği ve çalışma azmi tartışılmaz.. Şube Müdürü Düzen’in sosyal tarafı, İskenderun’daki okulları, idarecileri yakından tanıyor olması, bilgi ve donanımı, milli eğitim müdürlüğünde bir ‘terfi’ algısı olarak gündemde yer edinmişti.
Ayrıca, İskenderun Şube Müdürü iken, bir süre önce Hatay İl Sosyal Hizmetler Müdür Yardımcısı görevlendirilmesiyle dikkatleri üzerine çeken Yılmaz Balaman’ın da İskenderun ilçe milli eğitim müdürü olarak atanabileceği bilgisi ağırlık kazanıyordu. Dahası, onlarca kıdemli müdürlerimiz görev yapıyor İskenderun’da..
Hatırlarsınız.. 2011’de milli eğitim camiasında iki büyük kaybımız vardı.
Şube Müdürleri Hasan Yiğit ile Murat Erdoğan’ın ani vefatları İskenderunlular’ı üzüntüye boğmuştu. Elbetteki bu iki mümtaz insanın yerleri doldurulamaz ama yaşanan tüm bu gelişmeler, gözleri Ağustos ayına çevirdi.
Milli Eğitim’de yeni bir görevlendirme olacağı bekleniyordu ki, dün bir telefon aldım.. Milli eğitimde vekalet dönemi sona eriyordu.. İstanbul Sancaktepe Şehit Er Hasan Genç İlköğretim Okulu Müdürü Ali Şahin’in, İskenderun İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne asaleten müdür olarak atandığını öğrendim.
Hayırlı olsun..
Yalnız bir sorun var.. Yeni Milli Eğitim Müdürü Ali Şahin henüz İskenderun’u tanımıyor.. Hem İstanbul Özel Birikim Koleji’nde görev yaptığı dönemde pek de başarılı bir yönetim anlayışı sergilemediği tartışılıyor. Ayrıca, Şahin’in, İskenderun’da bulunan 132 okulu tanıması, sorunları masaya yatırması, çözüm yolları araması, süre açısından birkaç yıl kaybın yaşanacağını düşündürüyor.
Bundan sonra ne olur bilmiyorum..
Ben sadece yeni eğitim ve öğretim döneminde İskenderun’un başarıyla temsil edilmesini diliyor, İskenderun İlçe Milli Eğitim yeni Müdürü Ali Şahin’e şimdiden görevinde başarılar diliyorum.
REVİZYON HER YERE GEREK!
İskenderun Belediye Meclisi, gündeminde bulunan 7 maddeyi görüşmek üzere toplanıyor..
Birinci madde önemli.. Konu şu:
– Karahüseyinli Köyü kıyı ve kıyı gerisindeki alanın revizyon ve ilave imar planının yaptırılması ile ilgili İmar ve Şehircilik Müdürlüğü teklifi.
Biliyoruz ki, şehir giderek dışarıya doğru kayıyor..
Karahüseyinli’nin toprağı o bakımdan önemli..
Hem turizm açısından hem tarım açısından elverişli bir coğrafyaya sahip..
Yalnız ortada bir sorun var..
Revizyondan kasıt nedir?
Yanılmıyorsam.. Kıyıdan başlamak üzere kat yoğunlukları dalgalı bir şekilde artacak..
2 kat..
3 kat..
Daha ileriye doğru 5 kat..
Çok şükür.. Zaten şimdiden araziler kapatılmış durumda..
Revizyon ve ilave imar planının kapsamı bugün mecliste tartışılacak..
Yalnız, ‘yeni bir İskenderun’ fikrini neden hiç birimiz konuşmuyoruz?
Yeni Adana gibi..
Çarpık yapılaşmanın önüne geçmek için bir Muradiye..
Bir tepeler..
Bir Modern Evler..
Bir Dumlupınar mahallesinde yoğunluk neden dengesiz?
Bir taraf 3 kat.. İki adım ötesi 2 kat.. Bir sokak üstü 5 kat..
Bu nasıl bir uygulamadır anlamadım..
Kentsel dönüşümün kriterlerini, kapsamını neden görmezden geliyoruz?
İki katlı evler, aradan 30 yıl geçmesine rağmen yine iki kat..
İstanbul’a bir bakın..
Adana’ya bir bakın..
Gaziantep’e bir bakın..
‘Revizyon’un kapsamı kentin genelini kapsıyor..
Biz ise halen sağdan soldan ‘traşlama’ yaparak, ‘değişim’den sözediyoruz..
Kusura bakmayın ama, bu kafayla ‘revizyon’ sorunu çözülmez.
Bu duruma ‘adil düzen’ denmez!
İLETİŞİM VAR MI?
İskenderun’da bir sorunu yazıyoruz..
Tartışmayı kapalı kapılar ardında yapıyorlar..
Durmadan konuşuyorlar..
İskenderun’da falanca bir hizmet yapılacak..
İyi ya da kötü..
Evde, işte, sokakta, yatakta, eş dost arasında..
Laf hiç bitmiyor!
Ah, bir de siyasi platform var! Orada hiç susulmuyor.
Günümüzde her yazılan yazı, ‘çözüm’ için değil, laf ve tartışma anlamına geliyor.
Peki bunca lafa, bunca iddiaya, bunca patırtıya karşın..
İletişim var mı?
Yok, denecek kadar az.
Anlıyor muyuz birbirimizi?
Pek sayılmaz.
Ya bilgi?
O gürültü arasında bilgi kaybolup gidiyor.
Çünkü durmuyoruz!
Bir durup dinlemiyoruz.
Durup..
Gerçeği öğrenme hevesi göstermiyoruz.
Öyle bir noktadayız ki..
Laf yarıştırmak için veya birbirimize laf sokuşturmak için değil..
Birbirimizi yeni baştan tanımaya başlamak için..
Mutlaka konuşmamız gerek.
Ama böyle tartışma manyaklığıyla olmaz!
Hele önce kalbimizin sesini dinleyelim!
Önce ezberlerimizi bir kenara atıp, gerçekleri öğrenmeye heves edelim!