Hilton yatırımı mahkemelik.. Limak yatırımı mahkemelik.. 2.OSB mahkemelik!

Hep itiraz.. Hep itiraz!

Hilton yatırımı mahkemelik.. Limak yatırımı mahkemelik.. 2.OSB mahkemelik!İskenderun Belediye Meclisi toplandı..
Oturumda, görüşülecek 7 madde vardı ama, çok şükür ‘klasikleşen’ gündem dışı konuşmalar yine 1.5 saati aştı..
Ramazan paketlerine tepki..
Yollara tepki..
Hizmetlere tepki..
Araç alımına tepki..
MMK Atakaş’ın su talebi, tepki..
2.OSB’ye arıtma tesisi kurulacak, tepki..
Niçin kaynaklanıyor bu?
Daha geçen gün yazdım..
Birbirimizi dinlemiyoruz..
Konuşmuyoruz..
Değişmeyen ‘değişim’ budur..
Gerisi yok.. Sonuç:
Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek nihayetinde patladı..
Ramazan paketlerinin dağıtımında görülen olumsuzluklara değinen DP Meclis Üyesi Ali Kılıç Çirkin’e ‘insafsız suçlama yapmayın’ diyerek, niçin müdahale etmediğini sordu.. (Bu arada, Meclis üyesi Ali Kılıç Çirkin’in -meclis onayına rağmen- Karahüseyinli’de yapımı planlanan 5 yıldızlı otelin temelinin henüz atılmadığı yönündeki endişesini paylaşıyorum.)
Başkan Civelek ayrıca, Ercüment Kimyon’un ‘araç alımı’ gibi soru önergeleri karşısında ‘Yangından mal kaçırmıyoruz ki.. Hep itiraz, hep itiraz! İş mi yapacağız, önergeleri mi takip edeceğiz?’ diyerek tepki koydu.. Hatta, Ercüment Kimyon’u işaret ederek, etrafta yayılan ‘Belediyeye iş yaptırtmam’ duyumuna karşın oldukça öfkeliydi..
Gidişat ‘kutuplaşmanın’ işareti..
Zira, belediyeye araç alımı ‘Devlet Malzeme Ofisi’nden yapılıyor..
Devlet’ten aldığımızı bile tartışır, sorgular duruma geldik..
Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’i hepimiz tanıyoruz artık..
Vicdanı vardır..
Demokrattır.
Hoşgörülüdür..
Görüşlerine en fazla değer verdiğim belediye başkanlarından biridir..
Eleştirilecek yanı yok mudur? Vardır muhakkak..
Zaten duyuruyoruz..
Ama her seferinde başkanın karşısına geçip, ‘iyi yönetimiyorsunuz’ deyip ahkam kesmek de doğru bir yaklaşım değildir..
2.5 senede hiç mi güzel birşey olmadı?
Yağmur drenaj kanallarını rafa mı kaldıracağız?
Servis yolları hizmetini unutacak mıyız?
Yeni sebze halini görmezden mi geleceğiz?
Dahası var..
Yeni itfaiye binasının haftaya temeli atılıyor.
Su projesinin ihalesi yapıldı, tam 3 noktada depolar inşa ediliyor, Arıtma tesisinin konuşlanacağı arazinin maliyeti hakkında vali beyle görüşülüyor..
İskelenin temeli önümüzdeki ay atılıyor..
Sahil bandına 3. sosyal tesisin kurulması için çalışmalar tamamlandı..
Tenis kortu ve buz pateni için çalışmalar start aldı..
2.5 yıllık çalışma bandı açısından bu sonuçlar başarısızlığa işaret değil..
O halde sorun nedir?
İletişim!
Birbirimizi anlamıyoruz..
Ya bilgi? O gürültü arasında bilgi de kaybolup gidiyor.
Eğer şifreleri dikkatli okuyacak olursak..
Bir noktada birleşebiliriz..
Hizmet ve yatırım!
Her ikisi de doğru orantılarla büyür, gelişir..
Mecliste, Belediye Başkanı Civelek’in talebi neydi:
– Yatırımcıyı teşvik etmeliyiz!
Başkan Civelek’in önerilerini işittikçe, içimden şu soruyu sormak geliyor:
“2.OSB’ye yapılan itirazlar, arıtma tesisinin konuşlanmasına zarar vermeyecek mi?”
Bu şikayetleriniz, itirazlarınız evden akacak temiz suyun önünü kesmeyecek mi?
Tabi ki soramıyorum..
Çünkü gelecek suçlamaları şimdiden işitiyorum..
“O ayrı, bu ayrı!”
Allah.. Allah! Yatırımcı 1 ila 1.5 milyar dolarlık yatırım yapacak..
Adını hemen koyuyorlar..
Bilabedel! Yok ya..
İyi o zaman, İskenderun’da bunca firma ne diye var?
İlk 100’e, şirketler arası ‘tavla’ turnuvası düzenlemek için mi giriyorlar?
Hangisi ‘imtiyazlı’ bu firmaların..
Dünya dolusu para harcayarak, ‘cesaretle’ istihdama yöneliyorlar..
Riskin kralını alıyorlar..
Dünya’da piyasalar tepe takla olurken..
Avrupa borsalarından sonra Asya borsaları çökerken..
Hepsi bir arada.. ABD ekonomisindeki zayıf büyümeden hiçbirimiz ders çıkarmayacak mıyız?
Endişeyle dolu böyle bir ‘kaygan’ zeminde yatırımcı niye risk alsın?
Hepimiz biliyoruz ki.. Yatırımcı o ‘riski’, bölgenin gelişimi ve istihdamın olanakları için göze alıyor?
İskenderun ekonomisi her geçen gün ‘ilerleme’ kaydediyor.
Peki bu ışıldama kendiliğinden mi oluyor?
İş dünyasının katkısı yok mu?
Peki biz ne yapıyoruz?
Parıldayan ‘yatırımların’ üzerine kara bulutları çekiyoruz..
İskenderun’da kaos oluşsun istiyoruz.
Zaten var olan yüksek duvarlara Çin Seddi çekiyoruz..

YATIRIMLARA DESTEK!
Durum böyle iken..
Biz gazeteciler nasıl bir tavır sergiledik?
Hatırlayalım:
Doğan Süslü:
“- Hep muhalefet hep muhalefet! 2010 yılını İskenderun’da yatırımcı düşmanlığı yılı ilan edesim geliyor.. Aklınızı başınıza alın beyler! Bu kent isteseniz de istemeseniz de gelişiyor ve büyüyor.. Siz buna engel olamazsınız..”
Şehmus Aslan:
“- Yatırımları engelleyen, bu kente ihanet eder.”
Adnan Tink:
“- İş dünyasının İskenderun’a katkısı çok büyük.. Yatırımların önünü kesmeyelim”
Gökhan Gökpınar:
“- Yatırımları destekleyelim..”
Veysel Cıncık:
“- Yatırımcı olmasa istihdamı nasıl sağlayacağız?”
Tamer Oğuz:
“- Yatırımcı’yı el üstünde tutmalıyız..”
Mehmet Ergündüz:
“- Yatırımın önünü kesmeyelim..”
Hamit Saçar:
“İskenderun yatırımlarla büyür, gelişir..”
Gazetecilik işte böyle birşey..
İskenderun’un menfaatlerine duyarlı davranmak, birinci koşuldur..
Eksikler elbetteki tartışılır..
Ben dahil birçok meslektaşım Hilton İskenderun’a konuşlansın diye çok çırpındık.. Kıyı kanununda bazı iyileştirmelerin yapılması gerektiğini, Hilton yatırımı için açılan mahkemelerin geri çekilmesi gerektiğini anımsattık..
Niye? Bu nerede olursa olsun, İskenderun’un bir 5 yıldızlı otele ihtiyacı var..
2.OSB için de bakış açım aynı..
Değişmez, değişmemeli!
İşaret fişeğimiz hep bu oldu..
Hep yatırımlardan yana saf aldık..
Ancak birileri öküzün altında buzağı arıyor..
Hilton mahkemelik..
Liman mahkemelik..
2.OSB mahkemelik..
Örneğin, 2.OSB için şu noktada birleşiyoruz:
5 bin işçiyi çarpın 4 aile ferdiyle..
20 bin kişinin ekmeğiyle oynamak hangi vicdanla örtüşür?
Demem o ki..
Memleketin kaderiyle kimsenin oynamaya hakkı yok!
Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’in de dediği gibi:
“- Hep itiraz.. Hep itiraz.. İş yapmayacak mıyız biz?”
Ortak dili konuşuyoruz arkadaşlar..
Nereye kadar sürecek bu itiraz!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.