Belen Meslek Yüksekokulu Karaağaç’a taşınıyor!
ŞAKA GİBİ!
Dün bir okuyucum mail attı.
Belen Meslek Yüksekokulu’nun taşınacağını duyuruyor.
Nereye? Karaağaç’a..
Sebep, bina yok(muş)!
Okuyucum aktarıyor, hadise şu:
– Mustafa Kemal Üniversitesi tüm ilçelerde yüksekokul açmak üzere üç yıl önce seferber olmuştu. İki yıl önce de Belen Meslek Yüksekokulu açıldı, ancak bina bulunamadığı için Tayfur Sökmen kampusünde Ziraat Fakültesi’nde geçici binada eğitime başladı.
Ancak yer sıkıntısı nedeniyle Ziraat Fakültesi’ne ait yerin boşaltılmasını istediği için tekrar Belen Meslek Yüksekokulu’nda yer aranmaya başlandı.
İki yıldır defalarca Belen’de yer için girişimlerde bulunuldu, her seferinde üniversitenin talebi reddedildi.
Belen Belediyesi, Belen Kaymakamlığı, milletvekilleri, il genel meclisi üyeleri, belediye meclis üyeleri ve diğer tüm yetkililer nezdinde girişimlerde bulunuldu ama sonuç yok. Belen’de yarı kapasite ile eğitim vermekte olan milli eğitime bağlı okullardan birinin geçici olarak tahsis talebi her defasında önce tamam dendi, sonra red yazıldı. Belen’de 20 yıl önce kaba inşaatı yapılıp öylece duran Kurtoğlu lokantasının arkasındaki üç katlı yarım inşaatın verilmesi istendi, oda kaymakamlık tarafından reddedildi. Dört defa yazılı talep yapıldı, dört defa reddedildi.
TÜRK TELEKOM BİNASINA TAŞINIYOR
Anlatılanlara bakılırsa, ciddi bir olayla karşı karşıyayız..
Öğrendim ki.. Belen Meslek Yüksekokulu Karaağaç’taki Türk Telekom binasına taşınıyor.. Okuyucumun endişesini anlıyorum. Koca Belen’de üniversiteye tahsis edilecek bir bina yok ise, o halde niçin ilçe olarak anıyoruz ki?
Soruyorum:
Belen Meslek Yüksekokulu’na bina verilmemesinin altında hangi nedenler yatıyor?
Bu konuda başta kaymakamlığın başvuracağı bir yol haritası yok mu?
Belen adını taşıyan bir yüksekokulun Karaağaç’a taşınması doğru bir yaklaşım mıdır?
O halde niye söz verdiniz?
Bu bizim açımızdan kötü bir haber..
Okul meselesini izlemeye devam edin..
Yakın gelecekte çok ilginç şeyler görebilirsiniz!
İYİCE AZDILAR!
Bayram tatilimiz zehir oldu. Tam birlik ve beraberlik adına güzel hareketlere odaklanırken, telefonum çalıyor.. Arayan, Akarca köyünden bir vatandaş:
“Yayla yolunu kesen 10 kişilik PKK terör örgütü grubu, 1 buçuk saat rehin aldıkları vatandaşlara örgüt propagandası yaptı” dedi.
Önce inanamadım.. Sarıseki Belediye Başkanı Bülent Özer’i aradım, olayı doğruladı..
Olacak şey değil.. Adamlar, güpegündüz yol kesiyor, kimlik topluyor..
1.5 saat insanları rehin alıyor, propaganda yapıyor..
Utanmadan soruyorlar:
AK Parti’ye oy vermeyin..
Akıllı olun..
Askere çocuklarınızı göndermeyin, diyecek kadar arsızlaştılar..
Yine de Allah korumuş..
Ya o topladıkları insanların arasından birileri kafa tutsaydı, ya da gizlenen birileri ateşle karşılık verseydi.. Sonrasını düşünmek bile istemiyorum..
Birşey daha var.. Dağda ikamet eden teröristlerin üstleri başları kirli olur, en azından kullanılmış elbiselerle dolaşır..
Bunlarda o da yok..
Adamların giyimleri tertemiz..
Ayakkabılar pırıl pırıl..
Demek oluyor ki, dağ kadrosu hikayesi uydurma..
Belki de aramızda yaşıyorlar..
Evden çıkıp propaganda yapıyor, sonra da birşey olmamış gibi, evlerine gidip, normal yaşantılarına dönüyorlar.. O bölgede korucu yok mudur bilmiyorum, ama askeri birliklerin devriye gezmemesine de bir anlam veremedim!
Hem operasyon nerede?
Neden konuyla ilgili bir açıklama yok?!
ÇOK OLUYORSUN BAŞKAN, DEVAM ET!
Payas’ta Ramazan şenlikleri sona erdi.
Finali yapan sanatçı Seda Sayan’dı.. Kadırgalı esti geçti..
Tabii, bu arada Payas Belediye Başkanı Bekir Altın da fırtına gibiydi..
Basın mensuplarıyla bir araya geldi, çılgın projelerini aktardı..
Külliye’nin denize açılacağını müjdeledi.
Cin Kulesi’ni de kapsayan bir alanda, kamulaştırmayla birlikte tarih denizle buluşacak. Dahası, Payas kıyıdan bir ‘ada’ya kavuşacak!
Yanlış duymadınız, Belediye Başkanı Bekir Altan, Payas’ı adayla bütünleştirecek, gönül köprüsü inşa edecek. İskenderun için hayalimdi..
Çok yazdım, çizdim.. Adana’daki ‘sevgi adası’nın benzeri İskenderun’da yapılsın istedim, Ama karşılığını Payas’ta gördüm. Ne güzel..
Büyük düşünüyor Bekir Altan!
Başkan Bekir Altan tek kelimeyle özetliyor bu çılgın düşünceyi:
– Cesaretliyiz!
Cesaretin kazandırdığı paylaşımlara baktıkça, Payas şahlanıyor..
Basın toplantısı sırasında kasadaki parayı öğreniyoruz:
3 bin lira!
Cesaret budur işte..
Bekir Altan ‘yaparım’ diyor, yapıyor!
İyi bir tasarımcı..
Kaynakları yerinde ve tesarruflu kullanıyor..
Örneğin, Leylandi (bitki) için önerilen fiyat, el yakıyor..
Toplamda açılış, 1 milyon!
İstanbul başta olmak üzere, Türkiye’nin birçok yerinden teklif isteniyor.
Birim fiyatı 7.50 liradan başlıyor 50 liraya kadar yükseliyor..
Başkan Altan, 2 liradan işi bitiriyor..
Bildiğiniz aksesuarsız saksılar, için talep edilen fiyatı öğrenince şok oldum..
Yüzbinlerce liradan açılış yapılıyor..
Sanırsınız akıllı saksı!
Ama Başkan Altan pes etmiyor.. Araştırıyor, soruşturuyor..
Sonuç; leylandileri saksılarla birlikte en ucuz teklifle satın alıyor..
Maliyeti düşürüyor!
Sadece çevre peyzajında elde edilen tasarruf, yeni yatırımlara olanak sağlıyor..
Bu kimi zaman okula katkı, kimi zaman da öğrencilere bilgisayar ya da eğitim aracı olarak geri dönüyor.. Başkan Altan’ın farkı burada..
Bu arada huzurevi, kültür merkezi ve daha birçok proje sırada bekliyor..
Bekir Altan’a yönelik, bazı hazımsız çevrelerin ‘çok oluyorsun başkan’ demeleri bu yüzden.. Kıskançlık tavan yapmış durumda..
Her yeni hizmet, bu çevreleri hezimete uğratıyor, erimelerini sağlıyor..
Demem o ki..
Payas Belediye Başkanı Bekir Altan ‘çok olmayı’ sürdürsün..
Daha fazla olsun..
Başkan ‘çok oldukça’, Payas kalkınıyor..
Kimse meraklanmasın:
– Faydası var, zararı yok!
NUR İÇİNDE YAT ATİLLA!
Atilla, sevgili dostum büyüğüm Kasım Üşür’ün kardeşi..
Henüz 42’sinde, genç yaşında aramızdan ayrıldı..
Çok üzgünüm!
Bir oğlu vardı ki, cenaze merasiminde ‘babam nerede, niye burada değil’ diyerek, yüreğimizi dağladı.. Allah sabır versin.
İyi bir insandı, seveni de çoktu Atilla’nın..
Bir kalp krizi sonucu yaşama veda etti..
Nur içinde yatsın. Kasım Üşür’ün acısını paylaşıyorum..
Zordur ayrılmak!
Kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum..
Allah rahmet eylesin!
BAYRAMDA ‘COŞKU’ EKSİK!
Ramazan Bayramı’nda şehir protokolü bayramın 1. günü bayramlaştı.
Kalabalık yoktu, ortam sakindi..
Aslında protokol bayramlaşmasında ‘halk’tan giderek uzaklaşıyoruz.
Bayramın birinci günü, genelde herkes ailesiyle birlikte oluyor..
O nedenle sosyal tesislerdeki kutlamalar pek ilgi görmüyor..
Hem, bayramlaşmaya özgü etkinliklerden eser yok..
Müzik yok, davul yok.. Şenlik yok!
Kuru ve sessizce yaşıyoruz..
Coşkunun kıvamını tutturamıyoruz..
Bence, bayramları ‘halkla’ kavuşturacak bir formül aramalıyız.
Sosyal tesislerden çok etkinlikleri açık alana taşımalıyız..
Belki de konserler vermeliyiz..
Adı üstünde bayram!
Bayramı bayram havasında kutlayalım.
Ne dersiniz?