Perşembe günü en zor ulaştığımız bilgi neydi biliyor musunuz?
Denizciler’de polis karakoluna teröristlerin düzenlediği hain saldırıda yaralanan polis sayısı.. Çok ilginç!
Akşam saatlerinde ilk gelen haberlerde 2 yaralı olduğu söylendi.
Ardından Hatay Valisi M. Celalettin Lekesiz’in konuşmasında öğrendik ki, yaralı sayımız 3 olmuş.
Sonra 11 yaralı olduğu söylentileri yayıldı.
Biz bu bilgiler ışığında ‘doğru’ tespitler yapmaya çalışırken..
Gelen kınama mesajlarında durum daha vahimdi..
Kimi kınama mesajında 2 yaralı, kimi de 3 yaralı bilgisini iliştirdi..
Derken..
Şehit düşen polisimizin Halil Altın olduğu gazetelere yansıdı..
Ardından Kadir Alcıoğlu şeklinde düzeltildi..
Sonra bir bilgi daha..
Akşam 21.00 sıralarında şehit haberi 2’ye yükseldiği söylentileri yayıldı..
Ardından da, ikinci bir teröristin kovalamaca sırasında öldürüldüğü, saldırıda kullanılan aracın yandığı söylentileri yayıldı.
En ilginç olanı da, sosyal paylaşım sitelerine yansıyan şu mesaj oldu:
“- Ben bir süre önce taşocağı işletenlerdenim. Orda çalışan personelimi aradım, Denizciler’de oturuyor. Ona sordum. Akarca’da bir taşocağının şefi, bankaya gitmek için araçla işletmeden aşağıya iniyormuş. Teröristler şefin önünü çevirmişler ve silahla tehdit edip, karakola kadar götürmüşler. Ve canlı bomba araçtan dışarı çıktıktan sonra, polisler fark edip ateş açmışlar. Sonra bu şef adamın 06 plakalı aracını kaçıran iki terörist karakolu taramış ve kaçmışlar. Şefi daha sonra Akarca köyünde geri bırakmışlar. Bana ordaki operatörün anlattıkları bunlar.”
Dikkat ettiniz mi? Herkes birbirine birşeyler anlatıyor..
Bilip bilmeden herkes birşeyler yazıyor, paylaşıyor..
Doğru ya da değil..
Oysa bu mesajı doğrulayan net bir açıklama yok..
Yani, bu bilgi doğrulanmadı.
Ancak aynı dakikalarda İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin şu açıklamayı yapmıştı:
“Saldırıyı düzenleyen teröristlerin kimler olduğunu tahmin etmek zor değil. Takip devam ediyor..”
Zira bu takip sonucu 06 plakalı araç bulundu..
Araçta kan izleri var..
Benim bu satırları yazdığım dakikaya kadar terör saldırısı hakkındaki “Bilgi kirliliği” sürüyordu. Birkaç gazeteci arkadaşım aradı, dediler ki:
“- İkinci terörist kan kaybından ölmüş, Amanos eteklerinde bulunmuş. Doğru mu?”
Buyrun buradan yakın..
Resmi kaynaklar henüz konuşmadan, herkes konuşuyor..
Bu arada “her şeyi bilen” ajanslar, Denizciler’de polis karakoluna yönelik canlı bombalı eyleminin ardından Ankara polisinin alarma geçtiğini duyuruyorlardı..
Haber şu:
“Başkent’te iki canlı bomba eylemcisinin dolaştığı ihbarı üzerine emniyet güçleri, il numarası ’27’ olan sahte plakalı aracın peşine düşmüş..”
Benim akıllı ajans muhabirlerim bu bilgiyi paylaşırken, polisin 27 plakalı aracı bulmaya çalışmasına taş koyup, hainlerin ekmeğine yağ sürdüklerinin farkında değiller mi?
Biz böyleyiz işte..
Doğru yaptığımızı sandığımız birçok hatanın peşine sürükleniyoruz..
Doğru bilgi gelmeyince de, bir kişin ortaya attığı bir bilgi, dönüyor dolaşıyor, ‘hayal ürünü’yle kamuoyunda yankı buluyor..
Korkutuyoruz insanları..
Bilgi kirliliğinin yarattığı tahribatın farkında mıyız?
BEDELİNİ ÖDESİNLER!
Vergiler arttı, herkes birbirine bakıyor..
Ne var bu zamda?
Daha çok lüks tüketime yönelik bir zam.
Neresi kötü? Neresi fena?
Adı ‘güncelleme’ de olsa, ben bu kararı doğru buluyorum..
Çünkü 1.6 litre motor hacminin altındaki ithal otomobillerin sayısı hiç de az değil.
Üstelik de vergi yoluyla yerli sanayiyi teşvik edebiliyorsak, sakıncası nedir?
Büyük hacimli otomobillerin fiyatlarında fahiş oranda artış oluyormuş.
Olsun bence..
Toplam otomobil satışlarına oranına baktığınız zaman, Türkiye neredeyse şampiyon.
Buna bir dur demek gerekmiyor muydu?
Hangi Avrupa kentinin göbeğinde bu kadar büyük otomobil var!
Sigara fiyatı artmış.. Az bile!
Avrupa’da, Amerika’da sigara fiyatı bizimkinin çok üzerinde..
Cep telefonları pahalılaşmış.
Bizdeki kadar çok cep telefonu değiştiren var mı acaba?
Artık çocukların elinde..
O bakımdan..
Lüks tüketime gelen fiyat artışlarını her türlü destekliyorum şahsen..
Biraz etrafına bakmadan çılgın gibi para harcayanlar var.
İstiyorlarsa harcamaya devam etsinler.
Ama bedelini de ödesinler..
TENNİOĞLU’NA ÖVGÜ
Mimar Müfit Tennioğlu’nu iyi tanırım.
Kendisi mesleğine ‘aşırı’ bağlı biridir.
Kılı kırk yarar.
En doğru bildiği adımı atmadan önce bile bin kere düşünür.
‘Atılımcı’ ve ‘azimli’dir..
Kaldı ki.. Mimarlıktaki sanatı sadece İskenderun’da değil, Türkiye’nin birçok yerinde başarıyla icra etmiştir..
Milletvekili adayı iken de, İTSO Başkanvekili iken de hep ‘güzel işler’ çıkarmıştır..
Takdir ettiğim yönü fazladır..
Artık sıra gelmişti.. Bu heyecanı gençlere aşılamanın vakti gelmişti..
Derken.. Mimar Müfit Tennioğlu’nun Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Mimarlık bölümünde ‘öğretim görevlisi’ olarak gençlerle buluştuğunu öğrendim..
Çok mutlu oldum..
Tennioğlu bundan böyle, birikimini gençlere aktaracak..
Yol gösterecek..
Gerçekten de Müfit Tennioğlu’na imreniyorum..
Hayatın akışını tersine çevirdiği için..
Başarılar diliyor, güzel havadisler bekliyorum..