Hayat tesadüflerle dolu.. MÜSİAD’ın başarılı sanayicileri ödüllendirdiği geceye Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım davetliydi..
Güzel bir geceydi..
İş dünyası ağır iş yükünü geride bırakmış, koyu sohbete dalmıştı..
Moraller, keyifler yerindeydi..
10 numara dostluklar vardı..
İlk 500’e giren Hatay’ın Oscarları müthiş bir ‘dayanışma’ örneği sergilemişlerdi..
Bakan Ergin vaktinde geldi..
Saat 18.30 gibi yemekler yenildi, ancak Bakan Yıldırım’ın Mersin programı uzamıştı..
Ödül törenine 20.00 sularında katıldı..
Kapıda kendisini karşılayan Adalet Bakanı Sadullah Ergin bu gecikmeyi ‘fırsata’ çevirdi.. ‘Bu gecikmenin bir karşılığı olmalı’ diyerek, salondaki konuşmasında Bakan Yıldırım’a Hatay’a sunacağı katkının adını koydu:
– 250 kilometre karayolu..
– 100 kilometre demiryolu..
O an salonda alkış tufanı koptu..
Konuşma sırası bu kez Bakan Yıldırım’daydı..
Kürsülere alışmış, hiç teklemeden konuştu.
İktidarın hizmetlerinden, ulaşıma ve internete sağlanan katkılardan söz etti..
Ama gözü Adalet Bakanı Sadullah Ergin’deydi..
O an takıldı:
“Yaptıklarımızı, taleplerinizin karşılığı sayıyorum” dedi..
Ama ok yaydan çıkmıştı bir kere..
Sadullah Bey, ‘Evet konuşmanızın devamını bekliyorum’ diyerek, sözü Hatay’a yapılacak katkıya getirdi.. Bakan Yıldırım sözünün eri..
Esprili, hatta konuşmasını fıkralarla süsleyen renkli bir sima..
Takılacak ya, ağırdan alıyor..
Hatay’ın ilçelerine sunulan katkıları sıraladı..
İcraat sundukları şehirleri tek tek saydı..
“- Yayladağı, Reyhanlı, Samandağ, Hassa, Belen..”
Bitmedi.. ‘Devamı olmalı bu hizmetin” dedi..
En sarsıcı cümle o an çıkıverdi ağızdan:
“- Amanosları titretmenin zamanı geldi..”
Bakan Ergin’le birlikte tüm salon alkışladı..
Böylece helalleştiler..
Daha önce de yazmıştım..
Hassa’yı İskenderun’a bağlayacak, dağın öteki yakasını güneyin incisiyle buluşturacak kapsamlı bir çalışmayı anımsattı.. Dedi ki:
‘Amanosları dize getireceğiz!’
Bence gecenin en güzel haberiydi..
– Bakan Yıldırım iyi ki geç kaldı demem ondan..
Sadullah Ergin’in ‘akıl dolu’ yaklaşımı ustaca..
Her takılmasında, Bakan Yıldırım’la birlikte salona olağanüstü pozitif bir elektrik yayıyor.. Her sözünde ‘Hatay’a sunmayı hedeflediği hizmetler var..
Bakan Yıldırım da öyle..
Hatay’ı seviyor..
‘Bizim için önce insan var. Yaptığımız her şeyin merkezine insanı koyduk’ diyerek, insanı yüceltiyor.. Türkiye’ye olan sevgisini anlatıyor..
‘İş dünyası ekonominin kahramanları’ diyerek, önlerine çıkan dikenli yollardan onları kurtarmanın gayreti içerisinde olduklarını vurguluyor..
MÜSİAD’ın bu olağanüstü programı, sanırım iş dünyası açısından önemli bir gelişme.. Hatta büyük bir fırsat diyebilirim..
İskenderun’un buna ihtiyacı vardı..
MÜİSAD’ın başarılı sanayicileri ödüllendirdiği gecede, harkulade saatler geçirdik..
Hem renkli, hem de bilgilendirici bir toplantı oldu yani..
MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan’ın da dediği gibi:
‘- Kim düşünebilirdi ki, Türkiye’nin ihracatı 20 milyar dolarlardan 130 milyar dolarlara ulaşacak..’
Öyle ya.. Hayaldi, gerçek oldu!
İyi ki gitmişim!
Bu başarılı organizasyona imza atan MÜSİAD Hatay Şube Başkanı Fatih Tosyalı ile
ödüllendirilen tüm başarılı sanayicilerimizi kutluyorum..
Çünkü onlar, Türkiye’nin 2023 hedefine ulaşmasında yol haritasını ortaya koyuyor.
İskenderun sizinle bir başka güzel!
Türkiye sizinle; güvenle, özgüvenle, istikrarla sağlam bir zeminde yoluna devam ediyor..
‘ÇOK ÇALIŞMAK’ NELERİ POPÜLER YAPTI?
Hatay’ı..
Dayanışma coşkusunu..
Yeni bir girişimci tipini..
Yenilikçi yaklaşımı..
Gençlere ‘ben de çok çalışıp, girişimci olacağım’ duygusunu..
Yatırım yapmanın kutsallığını..
Hayırseverliliği..
Hatay Valisi Celalettin Lekesiz’i, Fuat Tosyalı’yı, Recep Atakaş’ı, İlyas Keleş’i, Osman Gözükara’yı, İsmail Akçakmak’ı, Uğur Ateş’i, Mustafa Baştuğ’u..
İş dünyası arasındaki ‘güçbirliğini’..
Sinerji oluşturmayı..
Rekabet ile dostluk sözcüklerinin yan yana gelmesini..
MÜSİAD’ı..
‘Beraber yürüdük biz bu yollarda’ şarkısını..
Her alanda katkı sunmayı..
Sadullah Ergin gibi isimlerin şahsında hizmet adamı olmayı..
ZAMANLAMA MANİDAR!
MÜSİAD’ın etkinliğini patronların ‘güçbirliği açısından önemsiyorum..
İSSİAD oradaydı..
KİSİAD
İSGİAD oradaydı..
Yanılıyorsam düzeltin.. İTSO’nun temsilcileri yoktu..
İş gezisi maksadıyla Kıbrıs’taydılar..
Olabilir.. Yorumsuz bırakıyorum..
Sadece ve sadece zamanlamasını ‘manidar’ bulduğumu söylüyorum..
İŞTE BUDUR!
Yanılmıyorsam bu ayın henüz ikinci haftasıydı..
Yani çok olmadı..
‘Tam sırası’ başlığıyla şöyle bir yazı kaleme almıştım:
“- İskenderun Kaymakamı Ali İhsan Su, göreve geldiğinden beri, hayır işlerine kafa yoruyor.. İş dünyası ile ihtiyaç sahipleri arasında köprü vazifesi kuruyor..
Nerede bir eksik, nerede bir şikayet varsa, Kaymakam Su olay yerinde..
Hep insanlar mutlu olsun diye çabalıyor..
Kaymakam Ali İhsan Su, makamın tüm imkanlarını ihtiyaç sahiplerine seferber ediyor.. Öyle olunca da, kurumun ihtiyaçları öteleniyor..
Oysa.. Kaymakam Su’nun kullandığı makam aracı bile neredeyse 10-15 yıllık..
Devlet’in parası hazır ihtiyaç sahiplerine kanalize olmuşken..
Kaymakamlığa yeni bir makam aracı ihtiyacını, iş dünyası temin etse diyorum, fazla mı ileri gitmiş olurum?”
O gün duygularımı yansıtmıştım..
İçten ve samimi bir yaklaşımdı..
Nihayetinde.. O ses karşılık buldu..
MÜSİAD’ın gecesine Kaymakam Ali İhsan Su, Volkswagen Passat marka yeni makam aracıyla gelmişti.. O gece ‘işte budur’ dedim..
Hayırlı olsun.. Her kim aldıysa, Allah razı olsun!
Yakışanı da buydu!