CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu, önceki gün bir gazetecinin sorusu üzerine “Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in büyük şehir belediye başkanlığına aday olması bizim elimizi güçlendirecek ve yenilmesi daha kolay bir aday karşımıza çıkmış olacaktır” dedi ya.. Aklıma birden fazla soru geldi..
Mevlüt Dudu; sanırım Samandağ Belediyesi’nin ÖDP’den CHP’ye geçmesini bir başarı olarak algılamış. Samandağ’la birlikte Büyükşehir’i şimdiden kazanabileceğini düşünüyor..
Gören sanacak ki, Samandağ Belediyesi AK Partili’ydi de, CHP’ye coşkuyla geçmişler.. Oysa, CHP’li olup da, AK Parti’ye geçen belediyelere bakmak gerek..
Erzin gibi.. Payas gibi..
Ya da CHP’li olup da, MHP’ye geçen Karayılan Belediyesi gibi..
Niye öyle oldu? CHP Arsuz ve Samandağ dışında birçok yerde kayıp..
Üstelik bu kayıba neden olanları ‘Paraşütle’ aday belirlemeye kalkışıyor..
İskenderun’un durumu da ortadayken;
Milletvekili Dudu, CHP’deki bu derin çatlağı görmeden, Bakan Ergin üzerinden değerlendirme yapmaya kalkışırsa, büyük bir hataya ortak olur..
Hatay, Samandağ ve Armutlu’dan ibaret değildir Sayın Vekil!
Yerel’de seçmen, daha çok adaya, vizyonuna, çalışma azmine, güvenirliliğine, duruşuna, hizmet yapabilirliğini oy verir..
Bu ölçüler ışığında Bakan Ergin tartışmasız ‘en güçlü’ adaydır’!
Amma velakin;
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in henüz adaylığını açıkladığı yok..
Başbakan Erdoğan da, görev vermiş değil..
Ancak adaylık ‘ihtimali’ kuvvetli!
Güçlü bir isim, Bakan Ergin..
Peki, hakikaten Mevlüt Dudu’nun deyimiyle Sadullah Ergin’in ‘yenilmesi’ kolay mıdır?”
Bence bu sorunun bir tek cevabı var..
Yarın olur da, Bakan Ergin’e büyükşehir belediye başkanlığı çerçevesinde ‘adaylık’ görevi verilirse, Mevlüt Dudu hiç beklemesin..
Hodri meydan!
Dudu, acilen CHP’den Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na adaylığını koysun..
Bir bakalım. Mevlüt Bey, Erzin’de, Dörtyol’da, Payas’ta, Kırıkhan’da, Hassa’da, Yayladağı’nda, hatta İskenderun’da ve daha birçok ilçede ne kadar güçlü bir görelim.. Vakit kaybetmeden kolları sıvasın,
Bir de meziyetine, duruşuna odaklanalım.
Hatta yanına Mehmet Dönen ve Yusuf Civelek’i de alsın..
Kim kazanır? Seçmen kararını versin, birlikte görelim!
EN GÜÇLÜ İHTİMAL!
Hazır yeri gelmişken; ihtimalleri değerlendirelim..
AK Parti’de; Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Büyükşehir Belediye Başkan adayı gösterilirse, Antakya merkez ilçe belediye başkan adaylığı da büyük ihtimalle Doç. Dr. Lütfü Savaş’a verilir.
İskenderun’da kim başkan adayı olur derseniz; Mehmet Soydan en güçlü isim!
Bu üçlü, Hatay’da büyük işler başarır..
Koordinasyon 10 numara olur..
Bekleyip, göreceğiz!
İŞTE BUDUR!
HESOB tarafından düzenlenen Ahilik Haftası etkinlikleri kardeşlik şölenine dönüştü.
Toplantıda kimler vardı?
Hatay Valisi M. Celalettin Lekesiz, CHP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, AK Parti Hatay Milletvekili Adem Yeşildal, MHP Hatay Milletvekili Şefik Çirkin, AK Parti İl Başkanı İsmail Kimyeci, CHP il Başkanı Servet Mullaoğlu, MHP il Başkanı Adnan Aktaş, Saadet Partisi İl Başkanı Necmettin Çalışkan..
Görüyorum ki; milletvekilleri siyasi kaygıları bir yana bırakarak, Hatay’ın huzuru ve kardeşliğinin muhafazası konusunda güçbirliği yapıyorlar.
Milletvekillerine de yakışan budur!
Özellikle de, CHP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap’ın hoşgörü mesajlarını takdire şayan buldum. Matkap bunu hep yapıyor..
Duruşunu, kişiliğini beğendiğim bir siyasetçidir Nihat Matkap..
Bugüne dek, gerilime açık hiçbir söylemde bulunmadı.
Yüzyıllardır her kültür ve inançtan vatandaşımızın Hatay’da barış içerisinde yaşadığını, bunu bozmaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini söylerken, samimiydi..
Milletvekilleri Adem Yeşildal ile Şefik Çirkin’in, bölgede oynanmak istenen oynu bozmaya yönelik girişimlerini önemsiyorum.
Vali Lekesiz’in, “Hatay’ın tüm güzelliklerine bakıp; eğer başına birlik ve beraberliğimiz olan ‘1’i koymayı başaramazsak, sıfırların sayısı ne kadar çok olursa olsun hiçbir anlamı olmayacaktır” görüşüne katılıyorum.
Hep söylüyorum.. Vali Lekesiz, hakikaten Hatay’ı seven, insanları kucaklayan, değerli bir Devlet adamıdır..
Bu örnek tabloyu çeşitlendirmemiz gerekiyor..
Renkler harkulade..
Ortak yol; huzura gidiyor..
Hatay’ın bu güzel insanları; hangi kesimden olursa olsun, inancına, kültürüne, kökenine ve kim olduğuna bakmaksızın sevgi, saygı ile birbirlerine kucak açmayı sürdürecektir.
Birbirimize gönülden bağlı olduğumuz sürece, Hatay’ın temeline dinamit koymak isteyenler, o patlayıcının altında son nefesini verecektir.
Bundan hiç şüphem yok!
VATANDAŞIN SESİNE KULAK VERİN?
İster ses deyin, ister tepki..
İskenderun’da plansız ve programsız altyapı hizmetleri, vatandaşa çile çektiriyor. Bunun neresi güzel, anlamakta güçlük çekiyorum.
Bir yağış sonrası, Numune Mahallesi’nde ızgarayı temizlerken, bir kadın düşüveriyor. Sanırım, belediye idaresine hizmetlerinden ötürü teşekkür etmiştir(!)
Belki de, herşey güzel oldu deyivermiştir(!)
Ya da psikolojik sinir harbi yaşarken, idareye yüklenmiştir!
Benzer tahribatlar, İskenderun’un birçok yerinde var..
Sakarya’da yollardan geçilmiyor..
Modern Evler’de yollar berbat..
Ne iş? Yerel seçimlerde buradan CHP’ye oy çıkmadı diye mi, bu çile reva görülüyor? Anlayamadım..
Mesela.. Ağır bakım üstü, eski taş ocağı yolunda tahliye boruları yer altına iniyor.
Henüz bağlantılar kurulmamıştı. Çukur, bir buçuk metrenin üzerinde..
Üstelik, çukurların biri 5 katlı bir apartmanın hemen önündeydi..
Yağmur yağdığı gün, ortalığı sel götürüyordu..
Gittim bizzat gördüm.. Akşam okul dönüşü, o çukurun içine öğretmen düşmüş..
Peki, o vakit yanında 3 yaşındaki çocuğu olsaydı, bunun sorumlusu kim olacaktı?
O çocuğu açık tahliye borusunun içinde tutmak mümkün müydü?
Yüklenici firma ve işin denetimini yapmakta zorlanan İskenderun Belediyesi, tehlikenin farkında mı?
Bugün o boruların içi ‘çamurdan’ ötürü hepten tıkandı.
Şimdi herşey güzel mi oldu?
Lütfen;
Bu insanlar, seslerini duyurmakta zorlanıyor.
Belediye ile kontak kuramıyorlar.
O öğretmen, “Dilekçe yazdık, aradık. Kimse bizi muhattap almıyor” derken, bu sese kulak verecek belediye idaresinden kimseler yok mudur?
Yazıktır!
O gün orada, onlarca vatandaş, “eski taş ocağı yolu, sel yoludur” diyordu..
İçlerinden biri, “Tahliye boruları döşüyorlar ama, kanalları kapatacaklar. Zaten yollar, evlerimizin zemiminden daha yüksek, bütün sular eve giriyor. Her tarafa moloz dökmüşler. Burada tahliye kanallarını kapatmasınlar. Her şiddetli yağmurda bunun zararını bizler yaşıyoruz” önerisinde bulunuyordu.
Eğer ki, bu sese kulak veren bir yetkili varsa, lütfen gereğini yapsın!
Yeter artık!
HAZIMSIZLIK!
Önceki gün, Çelik İş Sendikası bir basın toplantısı düzenledi.
Sendikadan istifa eden Metin Önde, eleştiri odağıydı..
Düne kadar el ele tutuştukları bir sendika yöneticisini, vakit kaybetmeden idam sehpasına sürüklemişler.. Demek oluyor ki; aykırı iki çift laf edenlere ‘demokrat’ların gösterdiği tölerans sıfırmış..
Peki, Ali Cengiz Gül neredeydi? Yok!
Çünkü, en çok eleştirilen ismin sahaya çıkacak cesareti yoktu..
Neden?
Aslında yanıt, açıkladıkları basın bülteninde saklı..
Görüyorum ki; Ekonomideki sarsıntılara rağmen İsdemir, ücret artışlarında sürekli gereğini yapmış, işçi ücret artışlarını yüzde 30 zammın altında tutmamış..
Demek ki, bu konuda İsdemir Genel Müdürü Recep Özhan ne dediyse, haklıydı..
İyi de..
25.Dönem TİS-2013’te, işverenle birlikte %14,31’e imza atan sendika, Çelik İş değil mi?
O halde Metin Önde neden istifa etmiş olabilir?
Nerede kaldı, o büyük laflardan medet umanların TİS sevdası?
Bunlara bir cevap var mı? Yok!
Geçelim bunları..
Bugün Türk Metal Sen’i üstü kapalı eleştiriyorlar..
İşçinin alternatif sendika tercihinden rahatsız oluyorlar..
Oysa Türk Metal Sen’in üye sayısı bunların on kat üzerinde..
Çelik İş eriyor diye de, korku içindeler..
Nereden mi biliyorum?
İsdemir’de, Türk Metal’in yayınladığı bilboardların üzerini sprey boyayla karalamışlar.. Yakıştı mı?