İki gündür Kırıkhan ile Hassa U 17 takımları arasında oynanan maçın şike koktuğunu köşe yazıma taşımıştım. Bu konunun üzerine ısrarla gittim. Yetkililerin çok fazla bir şey yapacağına inanamadığımdan konuyu Türkiye’nin gündemine getirmemiz gerektiğini düşündüm ve böyle de oldu. Yazmış olduğumuz yazının konusunu aynı zamanda haber olarak da işlemiş bulunuyoruz. Dün akşam konu, yaygın kanallarda ve gazetelerde geniş yankı uyandırdı. Karayılan Belediyespor hocası Ali Gülmez, CNN Türk televizyonuna canlı bağlanarak yaşanan gelişmeleri anlattı. Yani artık iş Hatay sınırlarını aştı.
Sabah saatlerinde ise bu haber Fox TV’de Fatih Portakal’ın konusu oldu ve programda esprilerle yaşanan şike şüphesinin olduğunu dile getirildi. Hatay bölgesinin bu konularla gündeme gelmemesi gerekiyordu, ama böyle olmak durumunda kaldı. Bana göre bunun en büyük sorumluları da görevini yaptığını düşünen yetkililer. Akıl var nizam var. Futbol idaresinin başında oturanlar bu işi bilmiyor mu? Bu konu üzerinde çok çalıştım. Futbolun içerisinden gelen biri olarak kafamı çok yordum. Halı sahada bile bu kadar golün atılacağı kararına varamadım. Abi düşünüyorum, ama işin içinden çıkamıyorum. Maç 80 dakika, bazı kanallar 90 dakika üzerinden hesap yapıyor. Ama U 17 takımlarının maçları 80 dakika. Yani 80 dakikalık bir sürede ortalama her 2 dakika 25. saniyede gol oluyor. Benim merak ettiğim konu bir takım golü attıktan sonra en az bir dakika da gol sevincini yaşar. Golü atan yedek kulübesine koşar, hocasına sarılır. Bunu yapmadılar; diyelim golü attı. Hiç sevinmiyorlar mı? Diyelim ki hiç sevinmedi. Çünkü çok gol atmaları lazım.
Ya da bu iş önceden öğretilmiş olabilir. Futbolcu kaledeki topu alarak tekrar orta sahaya getirse bile normal şartlarda bu kadar gole ulaşması mümkün değil. Ancak bunların hepsi yaşandı. Burada esas değinmemiz gereken önemli konular var.
Yıllardır İskenderun, Antakya, Kırıkhan, Reyhanlı hepsinin arasında sorunlar olur. Hepsi birbirinin üzerine oynar ve bunu yapanların kafası da 60’lı 70’lı yılların kafası. Gençler artık böyle şeylere bakmaz. Ama babaları ve ağabeyleri bu gençleri böyle yetiştiriyor. Sonrada maçı yönetecek olan hakemler de takımına göre karar vermeye başlıyor. Ve ortaya çok ciddi sorunlar çıkıyor. Bazı maçlarda hakemlerin futbolculara nasıl bağırdıklarına ben gözlerimle şahit oldum. Adam sanki sokakta maç yönetiyor. Böyle bir rezalet olur mu?
Hakemin de, futbolcunun da, saha komiserinin de, gözlemcinin de görevi belli. Ama şöyle baktığımız zaman futbol değil sanki savaş alanına gidiyoruz. Neyse bnu bir başka zaman işleyeceğim.
İNTERNETTE GEYİK KONUSU
Yazdığım yazılar ve haberler dolayısıyla, arama motoruna 37-0’lık maç diye yazdığınızda tüm Türkiye’nin yaptığı geyikleri görürsünüz. İnanılmaz şeyler yazmışlar. Ti’ye alanlar bile var. Ben de merak ettim; Türkiye’de veya dünyada bu kadar çok gol atılan maçlar var mı diye, baktım ki var. 1885 yılında İskoçya’da bir maç 37-0 bitmiş. Ancak bu maçın ardından gol yiyen takım maçı yöneten hakeme itiraz ediyor ve biz 35 gol yedik diyor. Bunun üzerine hakem maçı 35-0 olarak tescilliyor. İngiltere’de ise iki takım arasında oynanan bir maç da tam 55 gol atılıyor. Son olarak da Güney Kore’de 32-0 biten maçlar var.