Yıllardır yazdığım köşe yazılarında ve yapmış olduğum televizyon programlarında hep dile getiriyorum. Kentimizin her alanda sahipsiz olduğunu, bu sahipsizliğini o kadar çok örneği var ki hangisinden bahsedeceğimi bilmiyorum. Bazen söylemeye, yazmaya bile ben utanıyorum. Çünkü İskenderun gibi bir kentin bu tür ayıplarının olmaması gerekiyor. Ama maalesef bu ayıp bizim ayıbımız.
Şimdi size şöyle bir örnek vereyim.
İskenderunspor 10 yıl aradan sonra uzun bir emeğin sonucunda tekrar Türkiye’de profesyonel lige çıkarak önemli bir başarı elde etti. O zaman herkes (sadece taraftar) çok sevindi, hüngür hüngür sevinç gözyaşlarını dökenleri bile gördüm. Ama şu anda baktığımız zaman sadece isminin var olduğunu gördüğümüz takıma, hiç kimse yani idareciler ve yöneticiler, siyasetçiler, kurumlar, kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, hiçbir şekilde sahip çıkmıyor ve destek vermiyor.
Ama bir başka yere baktığımız zaman kentin tüm kurum ve kuruluşları ismini taşıyan takıma destek olmak için yarış yapıyorlar. Ama İskenderun’da ise herkes kaçak dövüşüyor. Toplum içinde televizyon programlarında ve protokol önünde herkes bol keseden atıyor, ama sahaya baktığımız zaman kimse ortada yok. Yani kimse söylediğinin arkasında durmuyor.
İskenderunspor’da bu sezon kurulan takım gerçekten çok güzel bir takımdı ve eğer çok küçük miktarlarla da olsa bu takım şampiyon bile olurdu. Ama bu imkânı ne yönetim bulabildi ne de bir başkaları takıma destek oldu.
İkinci yarı bitmeden takım içerisinden ayrılmak isteyen futbolcular çamura yatmaya başlayarak, kaçma yollarını aradılar. Ve gittiler de.. Bakın İskenderunspor formasını giyen ve çokta başarılı olan defansın bel kemiği 4 numaralı formayı giyen Onur Çakır takımdan ayrılmak istedi ve Kırıkhanspor’a gitti. Kendisini de çok severim, ama Allah yolunu açık etsin. Ali Kurt İskenderunspor’un çok altında bulunan ve ligde kalma savaşı veren Diyarbakır Kayapınar takımına gitti sanırım. İyi bir paraya anlaşmış olmalı ki gitti. Ne diyelim söylenecek, çok söz yok. Onur Güdül de Kırıkhanspor ile anlaştı.
Şifo, yani Mehmet Türk sezon gelmeden kaçacak yer aradı. Takımdan ayrılmayı kafasına koymuştu ve çok da istedi. Her defasında ben gidecem gidecem dedi. Önce Kahramanmaraş ile görüştü, sonra bir başka takım ile görüştü, ardından Erzurum Büyükşehir Belediye ile anlaştı, parası da yatırıldı. Sonra vazgeçti. Ardından tekrar görüşmeler yapıldı ve gitti. Allah onunda işini gücünü rast getirsin. Kalan sağlar bizimdir. Onlarla yola devam edeceğiz. O çocuklarda bu takımı küme düşürmezler sanırım.
İskenderunspor kampa gidemedi.
Şimdi tüm takımlar özellikle Antalya ve başka yerlerde kamptalar. Amatör spor kulüplerinden tutun da, birçok takım ikinci yarının hazırlıklarını yapıyor. Takımların tamamı bu bölgelerde kamp yapıyor. İskenderunspor ise İskenderun’da yokluktan antrenman yapacak saha bile bulamıyor. Nardüzü, İskenderun yan sahası, Gözcüler gibi yerlere gidiyorlar. Orada da amatör maçları oluyor. Yani profesyonel takım ortada kalıyor. Bu konu da kimseyi rahatsız etmiyor. Yönetime söyleyecek bir şey bulamıyorum, yok diyorlar. Peki bu kentte gururlu, onurlu, duyarlı idarecilerimiz yok mu? Bu takıma kimler sahip çıkacak? Nasıl bu takımı memleketin takımı yapacağız, bir türlü anlamış değilim
Karayılan Belediyespor bile Antalya’da kampta, İskenderunspor yan sahada toz yutuyor. Söylemeye utanıyorum sevgili büyüklerim, size akıl vermeye utanıyorummmm…