İnanın! İskenderun Belediyesi’nin icraatlarıyla örnek gösterilmesi veya başarılarla anılması beni de gururlandırır. Yürekten arzuluyorum bunu.
Sonuçta, İskenderun benim şehrim, memleketim..
Her makam yaptığı işlerle, hizmetlerle anılır.
Olanları yazıyorum, yorumluyorum..
Israrla, yapılmayanları da eleştiriyorum..
Ama görüyorum ki, günü kurtarmaya yönelik çalışmalar ağırlıkta..
Cumartesi günü GÜNEY’in manşeti, ‘Meydan Mahallesi sular altında’ başlığını taşıyordu. Belediye, ertesi günü drenaj kanallarıyla çözüm aradı, gereğini yaptı.. Ellerine sağlık!
Ertesi gün bir fotoğraf daha masamda duruyordu..
Otobüs/minibüs garajı sular altındaydı..
Suyun tahliyesi konusunda çalışmanın yapıldığını içeren bir açıklamaya rastlayamadım.. Sanıyorum, bugünkü haberimizden sonra belediye, ileriye dönük su taşkınlarını önlemek için ‘drenaj’ çalışması yapacaktır..
Benim de üzerinde durmak istediğim konu bu..
Ne yani, haber yapmasak, sorun geçiştirilecek mi?
Belediyeye bizim dışımızda sayısız şikayet telefonu yağdığına inanıyorum..
Kimse aldırmıyor mu?
Bırakın şikayeti, sular altında kalan bir garajın içler acısı halini gören, bildiren, anlatan bir daire müdürü, zabıta ya da temizlik işçisi de mi yok?
Sanırım şikayet var.. Ya yetişemiyorlar ya da görmezden geliyorlar..
Oysa bu durum, bizim tabiatımıza ters..
Komşunun, depo suyu aksa, ev sahibine bildiririz..
Ne bileyim.. Park halindeki aracın pencereleri açıktır, sahibini ararız..
Yardımlaşmaktır.. Soruna odaklanmaktır amaç, bir nevi..
Ama yok..
Bundan böyle şoför de, yolcu da yürümeyecek, yüzecek!
Şu fotoğrafa baktıktan sonra, kanaatim şudur ki..
Biri arar, biri bakar, kıyamet ondan kopar!
DOKTORA VAR, GÖREVLİYE YOK!
Bilmece, bildirmece, mesai üzerinde ücret kaydırmaca..
Bilin bakalım, bu nedir?
İddia şu:
İskenderun Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde diş hekimleri mesai yapmaya başladı. Bundan böyle 16.30’da biten tedavi süreci, 19.00’a sarktı..
Diş hastaları için bu iyi haber.. Olması gereken de buydu..
Doktor, hiç olmazsa bu mesainin karşılığında ücret farkı da alacak..
Yalnız ortada bir sorun var..
Doktor mesai yaparken, bilgi işlemde görevli personelin de görev süresi doğal olarak 16.30’dan 19.00’a uzadı.
36 görevli personel, bundan böyle haftada üç gün, 3’er gruplar halinde mesai yapacak.. Yalnız, bu mesainin karşılığında hiçbir ücret almayacak..
Bana anlatılan bu.. İskenderun Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin Başhekimi Hüseyin Yunus beni aydınlatırsa sevinirim..
Sanırım, ortada bir haksızlık var..
Şimdi soruyorum:
Eğer ki doğruysa, görevli personele mesainin parası neden ödenmiyor?
Bu durumun yasal dayanağı var mıdır?
ELEKTROKAOS!
Güleyim mi, ağlayayım mı?
Efendim, Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş. (Toroslar EDAŞ) Şirket Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Dalkır, 2011 yılında satılan enerji miktarı yüzde 37.29’luk artış göstererek, 14.03 milyar kWh’a ulaştığını açıkladı.
Anlamı şu:
2.9 milyar TL’lik enerji geliri var..
Kimsenin gelirinde gözümüz yok..
Peki bu gelirin karşılığı nedir?
Halen kayıp-kaçak bedeli kimden kesiliyor?
Elektrikler zırt/pırt kesilmiyor mu?
Özetle.. Şu Sevgililer Günü söylenecek şey mi bu?
Zaten kurumdan yeterince elektrik alamıyorum..
Derken, ajanslara aynı gün yeni bir haber düşüyor..
Başlık şu:
– ElektroKAOS!
Hemen altında çarpıcı bir de spot iliştirmişler:
– Elektrik üreticilerinden şok iddia!
Okuyorum..
Elektrik Üreticileri Derneği (EÜD) Genel Başkanı Önder Karaduman, Türkiye’nin günlük doğalgaz tüketiminin 180 milyon metreküpe dayandığını, oysa tüm kontratlar ve yeraltı depoları tam kapasite çalışsa bile sisteme ancak 170 milyon metreküp gaz girişi olabildiğini belirtiyor..
Ve saire, vesaire..
Demek istiyor ki:
– Karşı karşıya bulunduğumuz tablo bu şekilde sürdüğü takdirde, elektrik üretiminde ciddi düşüşler meydana gelebilecek, bu da elektrik kesintilerini kaçınılmaz hale getirecektir..
Döndük mü başa?!
Neyse, fazla da sabrınızı zorlamak istemiyorum..
Arkadaşlar, Sevgililer Günü muhabbetiniz kutlu olsun..
Siz elektrik almaya bakın, gerisi zaten cepten gidiyor!