‘Heyelan geliyorum diyor’ başlığıyla, Gülen Koleji sırtlarında seyreden yamaçların yarattığı tehlikeyi anımsattım.
Dev yarıklar..
Aşağılara yuvarlanan kayalar..
Tedirgin olan öğrenciler..
Okul yöneticileri, konut sahipleri vesaire..
Amacım, ‘geliyorum’ diyen bir tehlikeyi duyurmak, belediyenin soruna müdahelesini sağlamaktı. Derken, dün İskenderun Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Dönmezer aradı..
Sağolsun.. Ekipleri yönlendirdiğini, sıkı bir çalışma yaptıklarını anlattı.
Arkadaşlar gitti, gördü, fotoğrafladı..
Emin hocam ilgili, alakalı..
Pazar günü başlattığı çalışmayı dün de sürdürdü..
İskenderun İlçe Milli Eğitim Müdürü Muharrem Keleşoğlu’na bilgi verip, eksikliklerin giderilmesi hususunda gösterdikleri hassasiyeti anlattı.
Çalışmaya Dönmezer’in dışında, başkan yardımcısı Haluk Arlı da destek verdi, yerinde incelemelerde bulundu..
Gerçekten de sorun büyük..
İsmet İnönü Mahallesi otoban civarında derin yarıklar var..
Asıl sorun, otobandan gelişigüzel akan sel suları..
Bir tahliye kanalı var ama yetersiz..
Sular kontrolsüz akıyor..
Şiddetli yağışlardan dolayı yarıklar oluştu.
Ne kadar su geliyor?
Hangi bölge ne kadar su taşıma gücüne sahip, bilinmiyor..
Bu konuda sanırım Devlet Su İşleri’ne de büyük görev düşüyor..
Akıntıların tek bir kanaldan, menfezlere ulaştırılması lazım..
Ayrıca, belediyenin aldığı tedbirlere destek mahiyetinde, beton setlerle kalıcı önlemler almak gerek.. Bu konuda DSİ’nin keşif yapıp, belediye ile istişare etmesi gerekiyor..
Etrafta çok sayıda konut var..
En ufak bir toprak kayması, ciddi tehlike demek..
Her şeye rağmen, İskenderun Belediyesi’nin katkılarını önemsiyorum..
Üzerine düşeni fazlasıyla yaptı..
Başkan Yardımcıları Mehmet Emin Dönmezer ve Haluk Arlı’ya ‘duyarlı’ yaklaşımlarından ötürü teşekkür ediyorum..
İş yapanı, başımızın üstünde taşırız.
BUNLAR DA VAR!
‘İş yapanı, başımızın üstünde taşırız’ diyorum ya..
Ama herşeye bulaşıp, hizmet engelleyici tipler de var..
Türkiye’nin bugünkü temposuna uymayan, İskenderun’a patinaj çektiren istemezükçüler bunlar..
Onlar hariç..
Kıskanç olur bu insanlar..
İsterler ki, ortalık kaynasın..
Çok şükür, onların her istediği olmuyor diye, İskenderun’da birşeyler doğru gidiyor, yatırım görüyor.. İşte size en çarpıcı örnek:
‘- Büyük şehirlerdeki doktorların “kesinlikle olmaz!” dediği 72 yaşındaki Yeter Kurtulmuş’a, Özel Gelişim Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Profesör Doktor Sedat Kalaycıoğlu ilk koroner bypass ameliyatını yaptı..
Fena mı oldu?
Kalp ameliyatı için büyük şehirlere gitmek zorunluluğu kalktı,,
Kötü mü oldu?
Hem aynı hastane, 2012 yılı için 500 kalp ameliyatı ve 4 bin anjiyo gerçekleştirmeyi planlıyor. Ne güzel değil mi?
Zorlu bir yatırımın meyveleri bunlar..
İş olsun diye kimse yatırım yapmaz!
Öte yandan, İskenderun’daki kanser hastası sayısı hakkında bilgisi olan var mı? Bu insanlar nereye gidiyor? Yatırım ayağımıza gelmişken, Onkoloji Merkezi için neden bu kadar duyarsızız?
İstemezükçüler cevaplandırırsa sevinirim..
PRESTİJ KAYBI!
Prestij Sinemaları’nın konforunu hepten beğenmişimdir..
Allah var, kaliteli hizmet sunuyorlar..
Ama şu aralar, İskenderun’daki şubede bir başıboşluk var gibi..
Primemall AVM’de faaliyet gösteren Prestij Sineması’nda birşeyler ters gidiyor sanki.. Gişe rekoru kıran ‘Fetih’ filmini izleyen sinemaseverlerden şikayet alıyoruz. Mesela klimaların aşırı sıcak üflemesi, ayarı normalleştirecek bir personelin bulunmayışı..
Sorumlu müdürün, işin başında ‘denetim’ sorumluluğu taşıması gerekirken, mısır satıyor olması gibi, şikayetleri sıralayabilirim..
Oysa, Prestij’in müşteriye bunu yapmaya hakkı yok..
Kimse bedava film izlemiyor orada..
Eğer ki, parasıyla müşteri perişan olacaksa, o halde sinemadaki ‘prestij’ anlamını yitiriyor demek ki..
Haksızlık etmek istemem..
Bu olumsuzlukların sürekli yaşandığını sanmıyorum..
İyi niyetle, yoğunluktan kaynaklanan bir geçiş süreci olarak görüyorum..
Ama yine de, tekrarlanmaması gerektiğini hatırlatıyorum!