Hatırlayın.. Gaziantep’te kalp damar cerrahisi uzmanı Dr. Ersin Arslan’ın, bir hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürülmesi tepkilere yol açmıştı.
Üzüldük, hatta o hasta yakınını lanetledik..
İnsanlıkla bağdaşmayan bir hareketti, çünkü..
Bu arada sağlık çalışanları, Türkiye çapında eylemler yaptı, iş bıraktı..
Güzel ve haklı bir dayanışma örneğiydi..
İskenderun’da, Türk Tabipleri Birliği ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyeleri de bu durumu kınayan eylemlerde bulundu..
Derken.. Van’da bu kez, bir doktora yapılan saldırı gündeme oturdu..
O vakit daha vahim bir sonuçla karşı karşıya kaldık..
Çünkü, saldırı bir siyasiden geldi..
Güya okumuş, kültürlü dediğimiz, kendini aydın sanan bir zat!
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tartıştığı Dr. Oğuz Eroğlu’na tekme tokat saldırdığını okumuş olmalısınız..
Peki, bu saldırının Türkiye çapındaki yankıları ne oldu?
Cılız bir iki açıklama, o kadar!
İskenderun Devlet Hastanesi bahçesinde, BDP milletvekilini kınayan bir açıklama göremedik..
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)’in ‘SES’sizliğine bir anlam veremedik.. Hayırdır, ne oluyoruz?
Saldırının kapsamı ‘ölümcül’ olunca mı, tepkiler yükselecek?
Yoksa, olayı gerçekleştiren vekilin BDP’li olması mı, ‘SES’sizliğe imkan tanıyor, bilemedik..
İddia ediyorum.. Van’da doktora saldırıyı yapan vekil AK Parti’li olsaydı, ‘istifası’ bile istenirdi.. Meydanlar, ‘kınama’ desturuyla inlerdi..
Ama yok! Görüyorsunuz ki, kimseciklerden ‘SES’, seda çıkmadı..
Sessizce geçiştirildi, unutturuldu..
Oysa, Dünya Tabipleri Birliği Başkanı Jose Luiz Gomez Do Amaral’ın şöyle bir öngörüsü var. Diyor ki:
‘- Şiddetin, çok basit sözel tacizden, ölümüne veya yaralanmalara kadar giden saldırıların her çeşidi sağlık çalışanları üzerinde yıkıcı bir etkisi bulunuyor.’
Doğru diyor..
– Şiddetin büyüğü, küçüğü olmaz!
Doktor hizmet verirken, korkar hale geldi..
Ama bakıyorum ki, Türkiye’de STK’lar, saldırılara ‘küçük/büyük’ ayırımı yapabiliyor.. Ya da, siyasi kulvar ayrımcılığında bulunabiliyor..
Ben bu sessizlikten bunu anlıyorum..
Demek ki, dövmek ‘kınama’ sebebi değil..
Öyle mi?!