Ne diyoruz?
– İskenderunspor, İskenderunlular’ındır!
Gerçekten öyle mi?
Kulübü, bugün bir işadamı alsa (ki, çok zor değil), takıma İskenderunlular sahip çıkmış oluyor mu? Makzume döneminden bu yana ne değişti?
İskenderunlular’ın katkı sunmadığı, gönülden destek vermediği bir takım, 2 Lig’ten öte gidemedi.. İş dünyasının katkısı elbette önemli..
Ama, toplum bunun neresinde?
Bence ip bir yerden kopuyor, farkında değiliz..
İskenderunlular neden dışarıda kalıyor?
Neden şehir esnafı, KOBİ’ler, bankalar, oteller seyirci?
İskenderun’u, İskenderunspor’a adapte edecek formülü masaya koyacak kurum kim olmalı?
Belediye Başkanı mı, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası mı?
Örneklere bakıyorum.. Antakya Belediye Başkanı Lütfü Savaş’tan çok, ATSO Başkanı Hikmet Çinçin’in kişisel çabalarını görüyorum..
Takımın başında o var..
Hatayspor için yoğun gayret sarfediyor..
Antakya’ya hakimiyeti çok iyi.. Toplumun tüm dinamiklerini harekete geçirmeyi biliyor.. Bazen kızıyoruz ya Antakya’ya..
Bence, çuvaldızı kendimize batırmanın zamanı geldi, geçiyor da..
İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası’nın her ay takıma kanalize edeceği 10 bin lira yeterli midir? 4 bin üyesi bulunan bir STK’nın gücü bu kadar mı?
Bunun dışında yeni formüller üretmesi gerekmiyor mu?
Amacım, İTSO’yu rencide etmek değil..
Tam aksine, ‘kalıcı çözümlerle’ İTSO’nun tüm üyeleriyle ‘sahip çıkma bilinciyle’ bir bütün olarak katkı sunması gerektiğini hatırlatmak istiyorum..
İskenderunspor’un hedeflerine ulaşabilmesi için, toplumun her katmanından destek görmesi gerekiyor.. Bunu, gönül verdiğimiz bir kulübe angaje edecek tek kurum İTSO’dur..
Anlatmak istediğim şu:
Hatırlayın.. Spor aşkına, şifa niyetine; bir günlük sigara parasını takıma bağışlayın dedik, olmadı..
Kulüp yöneticileri, “1000 liradan 500 İskenderun Sevdalısı” sloganıyla harekete geçtiler, cılız kaldı..
Çünkü, takıma destek çıkan isimler hep aynı..
Hep, İskenderun’da tanınmış, hayırsever insanlar üzerinden ‘kurtuluş’ reçetesi hazırlamaya çalışıyoruz. Geriye kalanlarsa hep seyirci kaldı..
Niye, paraları mı yok?
Bir gün de şık restoranlarda yemek yemeyiversinler..
Zira, geldiğimiz nokta, ‘yanlış hesaplar’ içinde olduğumuzu gösteriyor. Etrafımızda yığınca tepkiler var.. Hangisi takıma destek çıkmış..
Konuşmak kolay. Önemli olan sunduğumuz katkılar ve kulübü ‘kurumsallaştıracak’ önlemlerin alınmasıyla ilgili olmalı..
Bunu sağlayacak yegane kurum, İTSO’dur..
Antakya Ticaret ve Sanayi Odası bunu başardı..
O halde İTSO da; yarından tezi yok, 4000 bin üyesine ulaşmaya çalışmalı, sahip çıkma bilincini tabana yaymalıdır..
İskenderunspor bir nevi halka arz olsun..
100’er liradan, bu rakam 400 bin lirayı buluyor..
Üzerine; bankaları, otelleri, AVM’yi ekleyin..
Hangisinin 1000 liralık yardım yetkisi yok?
Hatta ve hatta, belediye meclis üyeleri, STK’ların üyeleri ve daha birçok kuruluşla temas haline geçilebilir..
Bir bakalım, kim elini taşın altına koyuyor?
Kendi aramızda bir ‘birlik’ oluşturalım, sonra zaten gerisi gelir.
Sanayici ve işadamları, dün olduğu gibi, yarın da desteğini esirgemez!
Sanırım, güçbirliği böyle sağlanır..
Hem katkı sunan her kişi, bundan böyle sıkı bir taraftar olarak, stattaki yerini de almış olur.. Takımını keyifle izler, yürekten sahip çıkar..
Adana Demirspor’un yönetim anlayışı ve taraftar modeli örnek olsun..
Yalnız, bunun için planlı bir çalışma, inanç ve azim gerek..
ATSO’nun bunu başarmasına alkış tutuyorum..
Öyle ya da böyle.. Hikmet Çinçin bunu başardı..
İTSO’da bunu başaracak birileri olmalı!