Hatayspor Kulüp Başkanı Hikmet Çinçin’in İssos Oteli’nde düzenlediği dayanışma yemeğinin, amacına pek ulaştığı söylenemez. Hikmet Bey, amaçlarının buraya gelip, para toplamak veya finans kaynağı sağlamak olmadığını, oluşturmayı düşündükleri güç birliği hakkında fikir alışverişinde bulunmak olduğunu söylese de, İskenderun kanadı pek ilgilenmedi.
Masalar bu yüzden boş kaldı. Ama ben farklı düşünüyorum.
O yemeğe gitmemekle ve suskun kalmakla İskenderun sevdalısı olunmaz..
Aslında o platform, ‘doğru adımları’ konuşmak için bir fırsattı.
Oluşuma tepki gösterenler, eğer İskenderunspor’a destek çıkmayacaksa, bunun iyi niyetli bir girişim olduğunu nasıl anlatacaksınız?
Ben yemeğe katılıp da, üstüne İskenderunspor’un varlığını ve ‘sahiplenme’ duygusunu anlatan, hayırsever işadamları Fuat Tosyalı ile Nuri Üysen’e teşekkür ediyorum..
Bu güzel hareketin lokomotifi oldular. Müthiş yararlandım..
Hatay Valisi M. Celalettin Lekesiz’in aktardıkları karşısında hepimiz çok düşünmeliyiz. Diyor ki..
– Galatasaray, Fenerbahçe veya Beşiktaş şampiyon olduğunda İskenderun’da geceler düzenleniyor. Niye?
– Akhisar, Süper Lig’e çıktı diye, Manisa sevinmeyecek mi?
– Uygulamak varken, ‘keşkelere’ niye sığınıyoruz?
– Hatay, birçok sektörde ilk 10’dayken, bunu Hatay insanı neden konuşmuyor?
– Hatay; ihracat anlamında Kayseri, Kahramanmaraş, Denizli, Eskişehir ve Bursa’nın ilerisindeyken, futbolda neden gerilerdeyiz. Niye insanlar, Eskişehir’i, Hatay’dan daha çok konuşuyor? Futboldaki başarı örneklerini görmemekte neden ısrar ediyoruz?
Dahası var..
Vali Lekesiz, doğru adım için ‘anketler yapalım. Hatay halkı bize fikir versin’ diyordu.. Haklıydı.. İşte çarpıcı bir örnek daha..
Aynı yemekte, Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, “İskenderunspor’a 3-5 kişiyle sahip çıkmak, bütünlüğümüzü pekiştirmez. İskenderunspor hepimizin diyorsak, herkes elini taşın altına koyacak. İskenderunspor’un başarısı için dün de katkımız oldu, yarın da olacak. Ama İskenderunlu, bir bütün olarak kulübe sahip çıkmalıdır. 10 lira da olsa, herkes katkı sunmalıdır.. Esnafıyla, kurumlarıyla birlikte, sahiplenme duygusunu yaşatalım ki, duygularımıza ortak olsunlar” derken haksız mıydı?
Ya da.. İşadamı Nuri Üysen’in, “İskenderunspor darboğazdayken, başka gelişmeler ışığında hareket etmek vicdanımı sızlatıyor. Yıkık bir temel üzerinde bina yapılmaz. Her iki takımı birlikte ele almalıyız” sözlerini duymazdan mı geleceğiz?
Efsane kaptanlardan Levent Erköse’nin “Trabzon, Kayseri, Gaziantep lobisinden aşağı yanımız nedir? Neden bir araya gelemiyoruz? Neden fikir ve önerileri tartışmıyoruz?” yaklaşımına neden kulak asmıyoruz?
Veya.. İskenderun Belediye Başkanı Yusuf Civelek’in her iki takıma destek sağlanması gerektiğini savunmasını nasıl yorumlayacağız?
Vali Lekesiz’in, bölgemizin hayat damarlarından biri olacak olan Hassatünel’i, Gaziantep’in daha çok gündeme getirip, savunduğunu söylemesi, ‘sahipsizlik’ duygusuna en uygun cümle değil midir?
Demem o ki..
Dedikoduyu, kutuplaşmayı, öfkeyi, kıskançlığı bırakmanın zamanı çoktan geçiyor.. Kayseri, Gaziantep, Bursa ve en yeni örneğiyle Osmaniye’yi görerekten, bu güzel şehrin değerine değer katalım artık..
İskenderun’u da sahipsiz bırakmayalım, üzerindeki ölü toprağından kurtaralım.
Lobinin kralını ‘ortak akıl’la yürütelim..
Sadece sporda değil.. İskenderun’un en ufak sorununda destek vermeyi, görev haline getirelim.. Hep aynı isimler üzerinden değil, yeni aktörlerle vitrine çıkalım.. El ele tutunursak, bu mümkün..
Fuat Tosyalı’nın da dediği gibi:
‘Birleşmekte fayda, ayrılıkta azap var.’
Birleşmenin formülü ortada..
Fuat Bey, topyekün bir hareketten sözediyor..
Tüm STK’larla, esnafıyla, basınıyla, kurumlarıyla ortak bir girişim..
Bir duyuru, bir kıvılcım yeter.. Gerisi gelir evelallah!