CHP Hatay milletvekilleri Mehmet Ali Ediboğlu, Hasan Akgöl ve Refik Eryılmaz diyor ki;
“Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz’in basında çıkan Suriye ve bu ülkeden Türkiye’ye sığınma talebinde bulunan Suriyeliler hakkında çıkan haberlere yönelik yaptığı açıklamanın, hükümetin yetkili organları tarafından yapılması gerektiğini düşünüyoruz.”
Neymiş?
Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz’in Suriye olayları hakkında yaptığı açıklamalar ‘hata’ imiş.. Ne demek bu?
Hatay’ın mülki amiri konuşmayacak da, kim konuşacak?
Herkes konuşurken iyi.. Devlet’in valisi konuşunca kötü, öyle mi?
Hayırdır?
Suriye’de olup bitenleri unuttuk..
İnsanlık dramına çözüm bulduk da, şimdi sıra Vali Lekesiz’e mi geldi?
Dünkü yazımda işte bunu anlatmaya çalıştım..
Devlet yöneticilerine inanmayan, birlikte hareket etmekten kaçınan, iş birliği yapmaktan imtina eden siyasetçilerin varlığı, tansiyonu düşürüyor mu sanıyorsunuz?
Hem milletvekili olunca, Devlet’in yöneticileri muhattap alınmayacak mı?
Ne yapmalıydı, Vali Lekesiz? Siyasetçilerin spekülasyonlar ışığında kamuoyuna yansıttıkları bilgiler karşısında, susmalı mıydı?
Yeter artık!
Hemen hergün yeni bir iddia karşısında Hatay’ı hedef tahtası haline getiriyorlar.. Olacak şey değil..
Dün, Yazar Yönetmen Orhan Alkaya’yı, CNN TÜRK’teki haber programında dinledim.. Şöyle diyordu:
“- Hatay, İstanbul’dan Türkiye’nin en tehlikeli noktası olarak görünüyor. Bana ilk defa hiç ummadığım insanlar ‘Gitme, emin misin? Sağlam dönemeyebilirsin’ dediler. Bu algıyı tabii Hatay’a gittiğiniz zaman bu şekilde yaşamıyorsunuz. Hatay’ın içi kimi doğru, kimi şehir efsanesi olma olasılığı taşıyan bin bir söylentiyle dolu.”
Bir uyum cenneti olan Hatay böyle mi anılmalıydı?!
Bir örnek daha..
Hürriyet’in internet sayfasında okudum..
İfade şu:
“-Özgür Suriye Ordusu’nun internet sitesinde yer alan iletişim bilgilerinde ordunun “ana üssü” Hatay olarak belirtiliyor..
Neymiş?
Türkiye hatlı bir telefon numarası ve e-postadan oluşan açık iletişim bilgileri yer alıyor.. Bak sen şu işe?!
Bugün size, kendi facebook sayfamda Avrupa İnsan Hakları Üyesi’yim diye yazsam, inanacak mısınız?
Hatırlayın..
MHP Hatay Milletvekili Şefik Çirkin’i Dörtyol olaylarıyla ilişkilendirmek isteyenler yine e-posta çıkışlı bir kaynaktan beslenmediler mi?
Tezgaha bakar mısınız?
İşte böyle çirkin bir tezgahtan beslenen insanlardan ürküyorum..
Arap Alevi’sini, Türkmen Alevi’sini, Sünni’sini, Hristiyanı’nı bir eksende buluşturan Hatay’ın temeline dinamit atılmasından korkuyorum..
Ortam o kadar gergin bir halde ve söylentiler o kadar çok sayıda dolaşıyor ki ortalıkta.. Bir hazırlık bu. Bir psikolojik hazırlık. Bunu kırmak lazım.
Ne diyordu, Yazar Yönetmen Orhan Alkaya:
– Ben Hataylılara çok güveniyorum.
Hepimiz güvenmeliyiz!
Tek cümleyle özetleyeceğim:
O dile biraz hakim olabilsek, o yumrukları biraz yumuşatabilsek..
Gırtlağa sarılmış o elleri, sıkılmış yumrukları biraz gevşetebilsek..
İşte o zaman göreceğiz ki, yurdumuzda çok güzel şeyler de oluyor.
Bütün mesele orada!