NİYE ENGEL OLUYORSUNUZ?

İskenderun Belediye Meclisi 2 maddelik oturum için toplandı.
Yalnız gündem dışı konuşmalar yine damgasını vurdu.
Hatırlayın.. Karahüseyinli’de yaptırılacak otel için ‘yatırımcı’yı destekleyen bizler, AHM’nin yatırım koşulları için de evet dedik..
Niye? Yatırımla birlikte, istihdam ortamı oluşacak, ayrıca şehrin güzelleşmesi adına bir farkındalığın yaşanacağını düşündük..
Görüşlerimizde herhangi bir değişiklik yok..
Yatırımcı baş tacımız!
O vakit, ‘imar revizyon planını bekleyelim’ demedik..
Denilseydi, yatırımcıya haksızlık etmiş olurduk..
Mesela, CHP Belediye Meclis Üyesi İbrahim Akçalı’nın kat yoğunluğu kazanımı elde ettiği karar da, aynı meclisten çıktı..
Kimseler çıkıp da ‘dikey büyümeye’ itiraz etmedi..
İdare, tüm bu yaşanan gelişmeler ışığında hassasiyetini korurken, nedense hayırsever işadamı Paşa Karaca için mesafeli yaklaşıyor..
Günahı nedir? Modern bir okul, yurt, sağlık ocağı yaptırdığı için mi cezalandırıyoruz? Birçok kuruma maddi destekte bulunduğu için mi, dışlıyoruz?
Ne istiyor Paşa Karaca?
3 M Garden civarında 5 bin 200 metrekare arazisinde emsal 2 uygulansın istiyor.. Hakkı mı? Evet hakkı!
Peki, İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek ne diyor?
Efendim, “yeni imar revizyon planı çıkacak, bekleyin” demeye getiriyor..
Peki bundan önceki yatırımlar için aynı yaklaşımda bulunuldu mu?
Hayır!
O halde ne oldu da, kararınız değişti?
Hem, “İskenderun ‘dikey büyümeyle’ gelişir, büyür” diyen sizler değil miydiniz?
İki ay dediğiniz bekleme süresi kapsamında, Paşa Karaca bu hakkı otomatikmen elde etmiyor mu? Ediyor!
Peki, ‘bekleyin’ demek vicdana sığar mı?
Belediye Meclisi, vatandaşların sorunlarını görüşmek için toplanmıyor mu?
Bireysel de olsa, bu talebe kulak vermeyi neden uygun bulmuyorsunuz?
Hayırsever işadamı Paşa Karaca’nın planladığı yatırım için, AK Parti grubu, DP, MHP ve bağımsızların önerge sunacaklarını bildiğiniz halde, son dakikada CHP’nin aleyhte grup kararı almasını neye bağlıyorsunuz?
Herşey ortada..
AK Parti Grup Başkan Vekili Doğan Erten yatırımlar konusunda dün de açık görüş bildirdi, bugün de.. Erten’in, ‘Yatırımcının yanındayız’ mesajı yeterince açık değil mi? DP grubu adına konuşan Ali Kılıç Çirkin’in, “Zaten hep bekliyoruz. Asıl iş sahiplerini nasıl dışlarsınız” sözü, idarenin niyetini ortaya koymuyor mu? CHP’li Ali Çıtanak’ın ‘Yatırımcıya her koşulda destek verelim” sözlerini önemsemeyecek miyiz? MHP’li Garip Şandır’ın, “Hizmette ben sen yoktur, biz varız” sözlerini ciddiye almayacak mıyız?
Peki Yusuf Bey, ne yapıyor? Tüm bu söylenenlere kulak tıkıyor!
Bununla sınırlı kalsa iyi..
Birşey daha öğreniyorum.. Önerge gündeme gelseydi; DP içinde iki meclis üyesi kim tarafından arandı da, ‘hayır’ demeleri istendi?
Kimse merak etmesin.. İskenderun küçük bir şehir..
Yerin kulağı var..
Nerede, ne olup bitiyorsa, duyuluyor..
Şimdi bunlar olup biterken, ortada benzer emsaller varken..
Paşa Karaca’ya bu yapılanlar reva mıdır?
Merak ediyorum.. Dün, Akdeniz İhracatçı Birlikleri Başkanlar Kurulu İskenderun’daydı.. Bölgenin cazibesine odaklanıp, bir yatırım kararı çıksaydı, yine Yusuf Başkan çıkıp, ‘yeni imar revizyon planını bekleyin’ mi diyecekti?
Bence ortada bir suç işleniyor..
Ve sorumlusu belediye idaresidir..

BİZE NE OLUYOR?
Birbirimize bakıyoruz, meçhul bir boşluğa bakar gibi.
Ama iş konuşmaya gelince, anlaşamıyoruz..
Birileri, Suriye ile yatıp kalkıyor.. Toz kondurmuyor..
Üstüne üstlük, Hatay’ı karıştırmak isteyen örgütlerin varlığına inanmak istemiyor. Bakıyoruz..
Hatay’da yürüyüşe geçenleri, şehit cenazesine sahip çıkarken gördünüz mü?
İşte İran!
Iğdır’da düzenlenen ajan operasyonu kapsamında tutuklanan Timur A. adlı korucunun İran İstihbarat Servisi SAVAMA ajanlarına bilgi aktarırken çekilen şok görüntüleri karşısında suskunlar. Hani İran dostumuzdu?
İşte Suriye! Beşar Esad’ın rejimi, PKK’ya yeniden aleni destek vermeye başlamadı mı?
Ne değişti?
Hafız Esad dönemini hatırlayın..
Terör, gırtlağımıza dayanmıştı..
Terör, Suriye ile ilişkiler bozulduktan sonra mı hortladı?
2009’da, 2010’da, 2011’de yok muydu?
Ama görüyorum ki, o birileri çıkıyor, Suriye devlet bakanlarının Türkiye’nin aleyhindeki mesnetsiz açıklamalarını sosyal paylaşım sitelerinde yayınlıyor..
Suriye konusunda Türkiye’yi pervasızca hedef alıyor.
Üzerine CHP de körüklüyor! Uzağa gitmeyin..
İnsan Hakları Komisyonu Apaydın Kampı’na gitti.
Göstere göstere anlattılar..
Muhaliflerden bir ordu yetiştirildiği iddiası CHP’nin boğazında düğümlendi.
Daha düne kadar kıyametleri koparan CHP ve BDP’li vekiller neden kampa gitmedi? Hayırdır, beraber yatıp beraber mi kalkıyorsunuz?
Hatay Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı A.Kadir Teksöz de, lokantada yemek yiyen bir Suriyeli misafirin ‘Parasını Başbakandan al’ dediğine dair haberlerin gerçeği yansıtmadığını, araştırmalar neticesinde böyle bir lokantacı bulamadıklarını söylerken, yalan mı söylüyordu?
Kusuruma bakmayın.. Gerçekler ortadayken; hiç çekinmeden, utanmadan birileri de bu çirkin oyuna taşeronluk yapıyor.
Bunların ne yaptığını, kimin değirmenine su taşığını biliyoruz.
Nedir bu?
Türkiye sevdası mı? Yoksa Devlet’i, “iş yapamaz” hale getirmek ve zaaf içinde göstermek midir?
Peki bu oyuna başka kimler düşüyor?
Antakya’da izinsiz yürüyüş yapan gruba bakın..
Hangi gün, yaşadığı, havasını soluduğu Devlet’ine sahip çıktı?
İçimizdeki İrlandalılar tespitimde haksız mıyım?
Daha birkaç gün önce 10 askerimiz şehit düştü..
Antakya’da yürüyüş yapan o insanlar nerede?
Ellerinde Beşar Esad’ın resmini taşımayı biliyorlar da, mehmetçiklerimizin fotoğrafları ellerini mi yakıyor?
Neredeyse her gün şehitler geçidi..
O insanlar nerede?
Bir insan bu kadar mı Türkiye’den nefret eder?
Bir insan bu kadar mı, Devlet’ine karşı durur..
Çökmüş, umutsuz bir vaka gibi..
Asıl sorunumuz bu!
İnsanları bu ruh hali teslim alıyor.
Sizi bilmem ama, bizi karşılayan ilk ve değişmeyen soru;
“Nereye gidiyoruz?”
Bırakın bu nefreti de, yaşadığınız bu güzel memlekete sahip çıkın..
Kendinizden çok yarınlarınızı düşünün, çocuklarınızı da..

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.