CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün Antakya’daydı..
Sebeb-i ziyaret malum..
– Suriye’deki iç savaştan olumsuz etkilenen illerin başında yer alan Hatay’da inceleme ve temaslarda bulunmak..
Kılıçdaroğlu, Basın Konseyi gibi davranmadı..
Hatay Valisi M. Celalettin Lekesiz’i de ziyaret etti.
Burada dedi ki:
“Bana sorsanız, deseniz ki ‘nerede valilik yapmak zordur’ diye her halde Hatay derim. Çünkü pek çok sorun var. Ama sayın valimiz büyük bir dirayetle sorunların üzerine gidecektir. Çözmeye çalışacaktır. Deneyimli bir valimizdir. Kendisi bölgede huzurun egemen olması için çaba harcayacaktır.”
Biraz geriye gidelim..
Geçenlerde, CNNTürk’teki ‘Tarafsız Bölge’ programının çekimleri için Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan da, Antakya’daydı..
Suriye meselesinin Hatay’a yansımalarını, Vali Lekesiz ve STK’ların temsilcileriyle tartıştı.. Vali Bey ile görüşlerini şöyle aktarmış:
“Hatay kentinin.. Hatay tarihini sular seller gibi ezberlemiş..
Tarihi binalara meraklı..
Hatay’daki farklılıklara saygı gösteren..
Şehrin ruhunu kavramaya çalışan..
Kendisini Hatay’a adamış, bir valisi var.
Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz’i tuttum.
Hem de çok..”
Şimdi bu iki görüşü niye yazdım..
Çünkü, ilk günden beri Hatay Valisi Lekesiz, ‘barış ve kardeşlikten’ sözetti..
İlk günden beri, hoşgörüye sahip çıktı..
İlk günden beri, dayanışmayla hareket etti de ondan..
Neredeyse bir aydır, Vali Bey’in Hatay’da bir takım sorunların yaşanmaması için verdiği mücadeleyi yazıyorum.
Birileri çıktı dedi ki:
– Yanlış düşünüyorsun..
– Valinin avukatlığını yapıyorsun..
Buyursunlar!
Kılıçdaroğlu’nun söyledikleri ortada..
Ahmet Hakan’ın düşüncelerini de önemsiyorum..
Bakalım, içimizdeki İrlandalılar bu duruma ne diyecek?
***
Yoksa, birileri benim için ne konuşmuş, önemli değil..
Ama konu, Hatay ise gidilecek yol belli..
Büyük Hatay olma iddiasındaysak..
Önce büyük bir halk, büyük bir millet olmalıyız.
Bölünmüş ve bilenmiş duygularla, keskinleşmiş tavırlarla paramparça hale gelmiş bir ruh coğrafyasından güçlü bir Hatay çıkmaz..
Hedefimiz şu olmalıdır:
Önce gerçek bir birliktelik..
Önce gerçek bir güçbirliği..
Yani önce, korkmadan, ürkmeden, sinmeden el ele tutuşacağımız manevi bir bir atmosfer.. Hatay’ın da, İskenderun’un da ihtiyacı olan gerçek ruh budur..
SAKALIM YOK Kİ..
Bu arada.. Ahmet Hakan, bir köşe yazısında şöyle demiş:
“- Saat 24.00.. Antakya sokaklarındayım.. “El Kaideci” arıyorum..
Caddeler boyu gezdim, “Asi” nehrinin köprülerine baktım, eski Antakya evlerinin bulunduğu dar sokaklarda dolaştım. Yok, yok..
Şu kadarını söyleyeyim: Ortalıktaki tek sakallı bendim.”
Sakallı avcılarına duyurulur!
NAZMİYE MUSLU!
Medyamıza bir haller oldu.. Suriye meselesi üzerinden, manşetlerinde cömert olan basın kuruluşları, söz konusu dünya başarısı elde etmiş sporcularımız olunca, kayıtsız kalıyor. Neden mi böyle düşünüyorum:
Nazmiye Muslu ismini hiç duydunuz mu?
Aradım, taradım.. İnternette büyük(!) gazetelerin sayfalarında yok..
Ancak, adı sanı duyulmayan haber portallarında birinci haber..
Peki, Nazmiye Muslu’yu önemli kılan şey nedir?
Birincisi; 2012 Londra Paralimpik Oyunları’nda, kadınlar halter 40 kiloda mücadele eden milli haltercimiz Nazmiye Muslu, 109 kiloyla dünya ve paralimpik rekoru kırarak altın madalya kazandı.
İkincisi ise, tek altın madalya Nazmiye’den geldi.
Yan, tarihi bir başarı!
Azmin, inancın zaferiyle döndü yurdu, Nazmiye..
İlk ziyaret ettiği makam, Payas Belediyesi!
Hiç şaşırmadım.. Çünkü, Nazmiye’ye maddi ve manevi katkısını esirgemeyen Payas Belediye Başkanı Bekir Altan’ın, sporculara olan güveni ve desteği ilk değil.. Başkan Altan’ın; her dalda, yardım elini görebiliyorum.
“Biz Payas’ın yarısını sporcu, diğer yarısını sanatçı yapma gayretindeyiz” diyen Payas Belediye Başkanı Bekir Altan’ın bu sözlerini ayakta alkışlıyorum. Nazmiye’yi de kutluyorum!