“Yaptım, olacak” diyen reklamdan sonra Ali Ağaoğlu, yeni reklam filmiyle gündemde.. Maslak 1453, şehrin en kıymetli bölgesinde, İstanbul’un en güzel ormanına komşu oluyor.. Kimsenin itiraz ettiği yok!
Peki ya İskenderun’da durum nasıl?
İtirazlara, mahkemelere rağmen, İskenderun’da tarih yazmaya hazırlanan işadamlarının gayretleriyle, güzel şeyler de oluyor..
İşte AHM!
Tarih yazmak deyince, aklıma AHM yatırımı geliyor..
Bu daha başlangıç!
Ali Ağaoğlu’nun deyimiyle:
“- Tarih, hayal edenleri değil, gerçekleştirenleri yazar..”
İzin verseler, İskenderun coşacak ama sürekli patinaj çektiriyorlar..
Tarih yazmaya fırsat vermiyorlar ki..
Çok şükür.. AHM başardı!
‘Yaptım olacak’ dedi..
Neticede, İskenderun yatırıma aç bir şehir..
Bugün başarılı işadamları Ali Tekten, Mahir Taner ve Hasan Yıldırım, İskenderun’da tarih yazmaya hazırlanıyor..
Projeyi gördüm.. Tek kelimeyle muhteşem!
16 kat yüksekliğindeki yapılarla sadece bir yaşam merkezi değil, yeni bir semt doğuyor.. 6 blokun tamamı dört tarafı teras evlerden oluşuyor..
Meydanlar, restoran ve cafelerle yepyeni bir hayat, yepyeni bir İskenderun doğuyor.. Övünüyoruz!
Yakın bir zamanda AHM Grubu’nun yaptıracağı 5 yıldızlı otel de, yaşam merkezinin tam göbeğinde yer alacak.. Bugün işadamı Ali Tekten çalışma ofisini AHM’ye taşıdı.. Mahir Taner ile Hasan Yıldırım da yüreğini veriyor..
Muhtemelen Kurban Bayramı’ndan sonra temele ilk kazma vurulacak..
Keşke, Onkoloji de, Rhossos, Hilton da bugün ilk harcı dökselerdi..
Hatta diğer yandan, kentsel dönüşüm başlasaydı..
Ne zararı var?
Ne yazık ki, ‘İskenderun’ köy kalsın diye birileri çabalasa da, yeni örnekler inancın ve azmin ürünü olarak önümüze geliyor..
Şevkleniyorum..
Biliyorum ki, itiraz kültürüyle, ‘küçük’ düşünen demode fikirlerle, İskenderun bir adım ileriye gidemez.. Oysa, İskenderun’da hayat dinamik olmalıdır.
Hareketli ve eğlenceli olmalıdır.. Yatırımlar çekici olmalıdır..
Nasıl mı? AHM örneği önümüzde duruyor..
Kültür zenginliği, alışveriş seçenekleri, yaşam standardı, oyun alanları, çocuk kulübü, koşu parkuruyla, havuzuyla, su kemerleriyle bir devrim yaşatıyor..
Tek kelimeyle muhteşem..
AHM ayrıca, bütün bu özelliklerin fazlasını kendinde toplayan, bölgenin en önemli cazibe merkezlerinden biri olacak..
Buna karşın AHM, çok geniş bir alana yayılmış arazisiyle, konumuyla, trafik yoğunluğu ve ulaşım sorunlarından insanları uzak tutacak..
“Ana cadde” özelliğiyle, şehrin özgün kalitesini de yaşatıyor.
AHM yatırım projesi, kültür, sanat, spor, yeme içme ve eğlence hayatını en başta kendi sakinleriyle hareketlendirecek bir yapıdır. Bu güzelliğin yanında çok önemli bir de konum avantajı da vardır.
Ziraat Bahçesi’ne komşudur. Deniz manzaralıdır..
Havadar, ilginç ve eşine az raslanır bir şekilde, şehir özelliklerini, hem de sürdürülebilir kaynakları ve çevreye duyarlı bina sistemlerini bünyesinde barındıran ender bir yaşam merkezidir.
Fena mı oldu?
Dün çok düşündüm..
İyi başlangıçlar, güzel girişimler, her yatırımcı ve her yönetimin amacı olmalı.
AHM örneğini de bu yüzden yazdım..
İzin verin, bu güzellikleri çoğaltalım!
CHP, ARSUZ’UN İLÇE OLMASINA SEVİNMEDİ Mİ?
Dün Nihat Karpuz aradı.. “İskenderun, Karaağaç’la olan sınırını koruyor. Bir sıkıntı yok. Onay yazısı, alt komisyondan çıktı” diyordu.
Nihat Bey, bu bilgileri CHP Milletvekili Mevlüt Dudu’dan ediniyordu..
Bu kadar basit..
Ben de aynı bilgileri AK Parti Milletvekili Orhan Karasayar’dan öğrendiğim gün yazdım.. Hataydı, düzeltildi..
Bugün, Karaağaç, Nardüzü ve Karahüseyinli’nin de sınırlarını yüksek sesle konuşuyorum.. Ama görüyorum ki, bu söylediklerimizin CHP ilçe teşkilatı ve belediye başkanı Yusuf Civelek nezdinde bir önemi yok..
Çünkü küçük düşünüyor! Pek ilgilenmiyor..
Tutturmuşlar, halen ‘mahalleler elden gidiyor’ diye yaygara koparıyorlar..
Pankart asıyorlar!
İlginçtir.. AK Parti’yi bölücülük yapmakla suçlayan pankartta, ‘Arsuz halkı uyuma’ deniliyor ama Arsuz ilçe statüsüyle ödüllendirildi, umurlarında değil!
CHP, Arsuz halkından ne istiyor, kestiremedim..
Hatta, Başkan’ın belediyeye ait bir işletmeye pankart asılmasına izin vermesine de anlam veremedim..
İskele.. Su şebekesi.. Çöp; her seferinde yatırımlarda Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in kapısını çalıp, ‘destek’ alan başkan.. Bugün CHP teşkilatı vasıtasıyla Bakan Ergin’in nereli olduğunu söyleyebiliyor..
Anlıyorum ki, söz konusu hizmet olduğunda ‘milletvekilleriyle’ her kanaldan bağlantı kuran bir belediye başkanı, Arsuz meselesi gündeme gelince eli telefona gitmiyor.. Ne iş?
Ortada bir sevinç ifadesi olmadığına göre..
Demek oluyor ki, CHP ilçe teşkilatı ve belediye başkanı “Arsuz’un ilçe olmasından’ rahatsız..
Oysa çıkıp, Karaağaç’ı, Nardüzü’nü konuşsalar anlarım..
Ee, o da yok!
O halde bana da, teşkilata ‘derdiniz nedir?’ diye sormak gerek..
YAZIKLAR OLSUN!
Öylesine küçük düşünüyoruz ki.. Yazılıp çizilenler karşısında sadece ‘yazık’ diyebiliyorum.. Öyle ki, meclis oturumunda konuşulanlar bile unutuluyor..
İdare de buna ortak oluyor!
İnsanlara, ‘balık hafızalı’ muamelesi çekiyorlar ya, yazıklar olsun!
Yemezler!
Tarih.. 23 Ocak 2012.. Şöyle yazmışım:
“- İşadamı Metin Yıldız’ın Onkoloji Merkezi yatırımı kapsamında, sağlık turizmine katkı sunmak amacıyla bir de 5 yıldızlı otel projesi var..”
Mecliste bu konu çok konuşuldu, değer gördü.. Zabıtlarda mevcut!
Peki dün ne yazmışlar:
“- Yapılması düşünüldüğü belirtilen ve imar planında yeşil alan görülen 32.800 metrekarenin ‘ticari alana’ çevrilmesi, ‘onkoloji hastanesi’ yapılacağı gerekçesiyle belediye meclisinde kabul görürken, ancak otel yapımı hiç gündeme gelmemiş ve otel işi hem kamuoyu, hem de İskenderun Belediye Meclisi’nden saklandığı, mahkemenin verdiği yürütmeyi durdurma kararında ortaya çıktı.”
Hadi ordan! Kimi kandırıyorsunuz siz?!
Unutmadan, sözüm sivil toplum kuruluşlarına;
– Yatırımları engelleyenler kadar, olup bitenlere kayıtsız kalanlar da İskenderun’un küçülmesinden sorumludur!