İskenderunspor’da yaşanan dağılım kent adına son derece utanç verici bir durum. Kentin ismini taşıyan bir takım kenti insanları tarafından sahipsiz bırakıldı.
Yaşanan bu olaya herkesin çok ciddi tepkisi var. Ama herkes derken ayrıştırmam gerekir. (Gariban ve cefakâr taraftarlar) Gerçekten yaşanan olaya ateş püskürüyor. Bir yerde maddi açıdan boğuşan yönetim, sadece (Başkan) bir yerde ise maddi imkânsızlıklar yüzünden evlerine ekmek götüremeyen çocuklarına mama alamayan futbolcular.
Durum çok kritik.. Hangi tarafa baksan bitmiş ateşin üzerinde yürümeye çalışıyor. Birde büyük ve modern gelişmiş İskenderun’a madalyonun diğer tarafından bakalım. İskenderun Türkiye’nin birçok takımına önemli futbolcu verdi.
Şu anda bile Galatasaray, Beşiktaş ve milli takımlarda İskenderunlu futbolcularımızın olduğunu hatırlatmak isterim. Türkiye’nin birçok kulübünde de İskenderunlu kardeşlerimizin kentimizi temsil ettiğini hatırlatmak isterim.
Hani bir çocuk ilkokuldan başlar, ileride ne iş yapacağını ve ne olacağını hep hayalini kurardı Ben büyüdüğüm zaman İskenderunluları temsil edeceğim ve buraya dönüp şöyle şehit Pamir caddesini, Ulu cami caddesini gezeceğim havamı atacağım diye düşünür insan.
Ama şu anda eskiden düşündüklerini yapma imkânı olan çok insan var. Hatta maddi açıdan durumu iyi olan insanlarda var. Hani istese gerçekten bu söylediklerimizi yapacak İskenderunlulara ihtiyaç var. Geçtiğimiz günlere İstanbul’dan ve yurt dışından tanıdıklar aradı. İskenderunspor’un durumunu televizyondan izlemişler. Hala bu takımı kurtaramadın mı! Diye bana espri yapıyorlardı. Ama maalesef kurtaramıyoruz. Futbolcuların alacakları…
Şimdi ben sezon başından bu yana futbolculara hep hak verdim. Onların yanında mutlaka bir yöneticinin olması gerektiğini savundum. Kulüp başkanı da aslında çok uğraştı. Ama olmadı. Ömer Baysal geldi takımla birlikte durdu yönetimin temsilciliğini yaptı bir ay sonra uçtu. Takımın yanında durmadı. O bile yaşanan bu sıkıntılara dayanamadı ve çekip gitti. Ama gitmesinin sebepleri de var elbette.. Her gün bir futbolcu para diye adamın yakasına yapışıyor. Cep telefonumun faturası geldi. Abi alacağımı alamıyorum. Ömer Baysal bir çok yerden para bulup yönetimin bilgisi dahilinde futbolculara veriyordu. Ama istek hiç bitmedi.
Futbolcu evine ekmek götürüyor. Alacağının peşine düşmesi kadar doğal ve normal bir şey yok. Buna kimse bir şey söyleyemez. Herkes ekmeği için mücadele ediyor.
Bende bir araştırma yaptım ve futbolcuların bu hafta hayati öneme sahip bir maçı bırakıp gidecek kadar alacakları var mı diye merak ettim.
Yaptığım araştırmada gerçekten ilginç rakamlar ortaya çıktı. Yaptığım araştırmaya göre ilk 11 de sahaya çıkan futbolcuların çoğu geçen yıldan alacaklarının tamamını almış ve bu yılda alacaklarının yüzde 95’inden tutunda yüzde 50’sine kadar alacaklarını alanlar olmuş. Bakın size isim isim kimin ne kadar para aldığını söyleyim. Kaleci Muhammet yüzde 50, yedek kaleci Cuma yüzde 14, yedek kaleci Mustafa Kısa yüzde 33, Abdurrahman, Başaran, Okan, Onur Yangın, Anıl Köybaşı geçen sezon alacaklarının büyük bölümünü almışlar. Onur Güdül yüzde 68, İbrahim Sürer yüzde 53. Mehmet Karakeçeli yüzde 85. İsmail Şapkalı yüzde 68, Sercan yüzde 26. Mehmet Türk (Şifo) yüzde 97, Nurettin geçen yıl alacaklarını aldı. Bu sezonda ise yüzde 36 Anıl Çetin, yüzde 27 Ali Yıldırım, yüzde 44 Tanju geçen sene alacaklarını aldı. Bu yıl yüzde 15’ini alındı. Ali İhsan yüzde 24. Gökhan Alaç yüzde 54 oranında paralarını alırken, bazı aylıkçı olan futbolcularda alacaklarının bazı kısımlarını aldıkları iddia edildi.
Bu arada gelen parayı da merak eden çok kişi var. Ben açıklayayım; Türkiye Futbol Federasyonu’ndan ve iddiadan gelen paralardan 300 bin lirası Sosyal Sigortalar Kurumu’na ve vergi dairesinin koyduğu paraya gitti. Bunu da bildirmekte fayda var.