AK Parti Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu, Türkiye’nin izlediği proaktif dış politika ve Suriye Meselesi üzerine değerlendirmelerde bulunarak, hükümetin Suriye politikasını eleştiren muhalefete yanıt verdi. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana ilke edinilen “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” anlayışının, “komşularımızla sıfır sorun” formulasyonu ile de dış politikada temel alındığını ifade eden Türkoğlu, hükümetin dış politikadaki duyarlılığını oluşturan nihai hedefin, Türkiye’nin güvenlik, istikrar ve barış kuşağıyla çevrilmesine endeksli olduğunu vurguladı. Türkiye’nin bu nihai hedefi gerçekleştirirken siyasi sınırlarında herhangi bir değişikliğe gitmenin söz konusu olmadığının altını çizen Türkoğlu; “Konjoktürel gelişmeleri ve reel politiği hesaba katmak suretiyle; siyasi sınırları sabit, lakin kültürel ve ekonomik sınırları sürekli genişleyen bir dış politika modelini hâkim kılmak esastır. Kars ile Edirne arasında pasifize edilmiş, topraklarını kaybetme korkusundan başka milli bir refleks geliştirmeyen ve kendini ötekinin insafına ve vicdanına terk etmek suretiyle emniyet içerisinde kalacağını düşünen o eski Türkiye geride kalmışken, eskinin özlemi içinde Kılıçdaroğlu gibi vizyonsuz dış politika anlayışına sahip olanlar Türkiye’nin büyüklüğüne ancak gölge düşürür” dedi.
Türkiye’nin yürüttüğü proaktif dış politikayı eleştirenlerin aşağılık komplekslerinden arınamayanlar olduğunu söyleyen Türkoğlu; “Batılıların doğuda at koşturmalarını normal, Türkiye’nin doğuya açılmasını ise anormal karşılayanlar, ‘Bizim çapımız ne ki?’ modundalar. Türkiye küçülmemek için, büyümeyi tercih etmeli ve azami işbirliği ilişkileri ile bölgesel entegrasyonlar içerisinde faal olarak yerini almalıdır. Lakin Kılıçdaroğlu, Avrupa’yı etkisi altına alan o büyük ekonomik krizden, hükümetin Ortadoğu ve Afrika açılımları sayesinde kurtulduğumuzu bile göremeyecek kadar vizyonsuz bir siyaset izlemektedir” dedi.
Türkiye’nin iyi niyet misyonu içerisinde kendi bilgi ve donanımlarını Suriye ile paylaşmak suretiyle Esad’ı günümüzün dünyasının gerektirdiği reformları yapmaya teşvik ettiğini ifade eden Türkoğlu, Türkiye’nin Suriye ile arasında tesis edilen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi çerçevesinde bu reformların gerçekleştirilmesi hedefine yönelik katkı sağladığını ve Suriye’ye yönelik izolasyonun yürütüldüğü bir dönemde, Türkiye’nin yine bu iyi niyet misyonu içerisinde Suriye’nin yanında yer aldığını belirtti. Türkoğlu, Türkiye’nin iyi niyet misyonu içerisinde yürüttüğü diplomatik çabalara rağmen, Esad’ın halkın meşru talepleri ekseninde demokratik açılım gerçekleştirmek yerine, ülkeyi şiddet sarmalına sürükleyen baskıcı bir politikayı tercih ettiğini belirtti.
‘ESED’E BRAVO MU DİYECEKTİK?’
Suriye yönetiminin Türkiye’nin uzattığı yardım elini havada bıraktığını söyleyen Türkoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“40 yılı aşkın bir süredir OHAL ile idare edilen Suriye’nin bu tarihi arka planı göz ardı edilerek, sadece sonuçlar ekseninden Türkiye’nin Suriye politikasını değerlendirmek bir basiret hatasıdır. Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin Esed yönetimine karşı neden tavır aldığını değil; Türkiye’nin takındığı tavrın neticesinde gelişen olaylar üzerinden muhalefet yapacak kadar çapını ortaya koymaktadır. Suriye’de 15 Mart 2011’den, kanlı Esed rejimine karşı devrimin başladığı bugüne kadar 43.576 kişi katledildiği halde, bize hala ‘ne değişti de Suriye ile aramız bozuldu’ diyorlar. Suriye’de onbinlerce sivil insanı merhametsizce katleden bir diktatöre karşı alkış mı tutacaktık? Ecdadımızın o büyük manevi miraslarının taşıyıcısı Halep, Şam bombalarla yok edilirken bu diktatöre ‘bravo’ mu diyecektik? Camileri, minareleri yerle bir eden, çoluk-çocuk demeden masum insanların kanına giren Esad’a ‘iyi mi yaptın’ diyecektik? İsrail’in yaptığı katliama hem karşı çıkıp, bir yandan da kendi halkına zulmeden Suriye yönetiminin yanında olduğunu, parti üyelerinin Esed’le çektiği bir fotoğrafla kanıtlayan Kılıçdaroğlu, yine çelişkilerin odağındadır ve elbette yine Türk kamuoyunu şaşırtmamıştır. Esed’in hapishanelerinde aylardır kötü muameleye maruz kaldığını söyleyen tutuklu gazetecimiz için Suriye’ye giden o malum vekillerin, gazeteciyi o bahsettiği kötü muameleye maruz bırakan Esad ile aynı fotoğraf karesi içinde yer alma tutarsızlığı elbette kamuoyumuzun dikkatinden kaçmadı. Sözde insani gerekçelerle Esed’e tutsak bulunan gazetecinin kurtarılması için nazı geçen CHP’li vekillerin, Esed’in kendi halkını bombalamaması için de naz haklarını kullanmalarını bekliyoruz” dedi.
Türkiye’nin Suriye meselesine yaklaşımının temelinin ahlaki ve insani olduğunu dile getiren Türkoğlu; “Türkiye’nin Suriye meselesine yaklaşımını mezhepsel kaygıların belirlediğini söyleyenler, büyük bir gaflet içerisindedirler. 2011 yılına kadar iyi ilişki içerisinde olduğumuz Esed, elbette Sünni değildi ya da bizim Türkiye olarak karşı çıktığımız Mübarek ve Saddam gibi yönetimler de Şii değildi. Bu tablo bile hükümetimizin duruşunu net olarak ortaya koymaktadır” dedi.