Uzmanlar, kalbin normalden hızlı ya da yavaş çalışması olarak bilinen ritim bozukluklarının hayati tehlike arz ettiğini bildirdi.
Prof. Dr. Ahmet Duran Demir, kalp ritminin egzersiz yaparken hızlandığını, geceleri ise yavaşladığını belirterek, genellikle yaşlılarda ve kalp rahatsızlığı bulunan kişilerde ortaya çıkan ritim bozuklukları tedavilerinin hastaya ve şikayete göre farklılık gösterdiğini söyledi. Her çarpıntının ritim bozukluğu olmadığını belirten Demir, “Kalp, vücuda kan pompalamak için 60-100 kez atıyor. Normal biyolojik şartlarda kalbin aşırı derecede yavaşlaması veya hızlanmasına ritim bozukluğu deniyor ancak egzersiz ya da ateşten meydana gelen artış ritim bozukluğu olarak tanımlanıyor. Gece kalp atışı dakikada 40’a kadar düşebiliyor, gündüz faaliyet sırasında ise 120-130’a çıkabiliyor. Ancak bunlar normal durumlar. Ritim bozuklukları hiçbir kalp hastalığı olmayan, sağlıklı, genç kişilerde ortaya çıkabileceği gibi, yapısal kalp hastalığı (kalp ve damar tıkanıklığı, kalp hastalıkları, kalp yetersizliği ve hipertansiyon) gibi rahatsızlıkları olan kişilerde de görülebiliyor” dedi.
Demir, kalp ritminde problem olan hastaların elektrofizyoloji alanında uzmanlaşmış kardiyologlara başvurması gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Demir, çoğunlukla radyofrekans enerjisi kullanılarak aritmiden sorumlu olan bölgenin yakıldığını ve bu sayede hastada aritminin kesin tedavisinin yapıldığını da sözlerine ekledi.