Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe’nin oğlu Ahmet Kemal Doğançay, annesinin sağlığında sindirilmiş ve bastırılmış bir halde olduğu için hakkını arayamadığını savundu.
Geçtiğimiz Ağustos ayında hayatını kaybeden, Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe’nin oğulları Ahmet Kemal Doğançay ve Ali Kemal Doğançay, annelerinin sağlığında Atatürk’ün mirasından gerekli payı alamadığı gerekçesiyle geçtiğimiz günlerde, İş Bankası ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne ihbarname yollamıştı. Ahmet Kemal Doğançay ve avukatları konuyla ilgili Kadıköy’de bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında konuşan Doğançay kardeşlerin avukatı Haluk Bozovalı Atatürk’ün vasiyetnamesinde tüm menkul ve gayrimenkullerini, hisse senetlerini ve parasını Cumhuriyet Halk Partisi’ne belirli şartlarla bıraktığını ifade ederek, “Burada sevdiği, ailesi olarak gördüğü, koruduğu 6 hanımefendi var. Bunların 1 kız kardeşi diğerleri de manevi kızları. Yıllar içerisinde bu vasiyetname tam olarak yerine gelmemiştir. Özellikle müvekkillerimizin anneleri merhum Ülkü hanıma karşı vasiyetnamede yerine getirilmesi gereken sorumluluklar yerine getirilmemiştir. Biz bununla ilgili ihtarnamemizi çektik. Bu rakam basında geçtiği gibi 1 milyar dolarlık bir rakam değil, 1 milyar 778 milyon liralık bir rakamdır. Biz karşılıklı görüşmeye hazırız. İnşallah bu 15 günü iyi değerlendirirler. Bu görüşmeden bir netice çıkmazsa dava hazırlıklarımızı da yaptık. Dava da açacağız” dedi.
1938’de yazılan vasiyetnamede, Ülkü hanıma ödenmesi gereken 200 liranın nemalanması gerektiğini dile getiren Bozovalı, “Nasıl İş Bankası’ndaki hisseler değerleniyor, hiç yoksa enflasyon karşısında bunun bir değer takdir edilmesi lazım. Nitekim 1970 yıllarına kadar bu değerlendirme yapılmamış. Ondan sonra biraz biraz artırılmaya çalışılmış ama o nemalanma, bankadaki hisselerin değer artışı, paranın değer kaybetmesi karşısında bunlar hiçbir zaman orantılanmamış” dedi.
Daha sonra zaman içerisinde çeşitli artırımlarla ödenen miktarın 2006 yılında 15 bin liraya kadar çıktığını dile getiren Bozovalı, “O zaman bu para neden artırılmış? Burada herkes bir haksızlık yapıldığını görüyor. Bu paranın artırılmadığını, verilmediğini herkes görüyor. Bizde 73-74 yıl boyunca yapılan haksızlığı, mağduriyeti yani Atatürk’ün son arzularının yerine gelmesini istiyoruz” dedi.
Ahmet Kemal Doğançay ise annesine sağlığında hakkını alması için girişimlerde bulunması gerektiğini söylediğini dile getirerek, “Ancak o ‘Sen bilmezsin. Üstüme gelirler. Para istiyor derler. Paramı keserler’ diyerek korktu. Yani kafalarına göre kesiyorlar ve bağlıyorlar. Bu şekilde sindirilmiş ve bastırılmış bir hale geldi. Bunu bizde delilleri var. Annemin mektupları var. Bunların hepsi mahkemede tek tek çıkartılacak” dedi.
Bu dava da 45 avukatı olduğunu dile getiren Doğançay, bu sayıyı 200’e çıkarmayı düşündüğünü ifade ederek, “Ben parayı onlarla paylaşıyorum zaten ama para önemli değil. İşin bir de manevi yönü var. İşkenceler var. Onlara daha sonra geleceğiz” dedi.
Bahsi geçen yüksek tazminat davası açabilmesi için gereken harcı nasıl karşılayacağı sorusu üzerine Doğançay, “Atatürk’ün ailesi için 26 milyon lira, bu memlekette bulunamayacaksa, eğer bunu karşılayacak insan yoksa Atatürkçü, bu memleket zaten yok olmuş demektir. Yazıklar olsun demek gelir içimden. Ben zaten davayı açmazdım o zaman. Yani Atatürk’ün ailesine bir haksızlık yapılmışsa, bize yardım edecek insanlar yoksa bu memlekette zaten memleketi kökünden kaybettik. Bu parayı verecek insanları bulmasaydık davayı açmazdım. Para hazır. Gerektiği zaman yerine yatacak” şeklinde konuştu.