‘Termik santrallerin, taahhütler yerine gelirse çelikhanelerden daha zararsız olacağı kanaatindeyim”

bülent özer6666
Termik santrallerle ilgili bir kaşık suda fırtına koparıyorlar. Oysa, dünyadaki bilimsel gerçekleri de yazmak gerek.. Ben öyle yaptım..
Dün, ‘Herkes Rahat Olsun’ başlığıyla yazdığım makalede dünyadaki 438 nükleer santralin varlığından sözettim. Birçok telefon aldım. Özellikle Almanya’da bir zamanlar ikamet eden birçok dostum, ‘Evet, benim oturduğum şehirde Termik Santral vardı. Hiç kimsenin tepkisi yoktu’ diyordu.. Bunlardan biri de Gazeteci dostum, Olay Gazetesi Sahibi Nihat Durmuş’tu..
Bir de üzerine ekledi:
“Almanlar’ın nüfus yaşlı. 80 yaşın üzerini görüyorlar.”
İşte size farklı bir bakış açısı..
Mesela, CHP Belediye Meclis Üyesi Ali Çıtanak, yazımla ilgili “Verdiğin örnekler çok önemli. Üzerinde durmamız gerekiyor” diyordu..
Ayrıca, Azganlık Belediye Başkanı Halil Demir de aradı..
Önce, termik santralleriyle ilgili ‘kendi sözleriymiş’ gibi basına yansıyan bir yanlışın düzeltilmesi gerektiğini anımsattı..
‘Nedir’ diye sordum. Hemen yanıtladı:
“Ben, yatırımcılar yarın gidecek ama ben burada yaşayacağım diye, bir sözüm dün de olmadı, bugün de olmaz, yarın da olmayacaktır.. Sanayici zaten hep buradaydı. Azganlık halkının yüzde 96’sı emeklidir. Bu insanlarımız buradaki firmalarda çalışıp, emekli olmuşlardır. Bunlar güzel şeyler.”
Başkan Halil Demir başka şeyler de söyledi..
Mesela termik santrallerle ilgili şu tespiti önemli. Paylaşayım:
“Kağıt üzerinde verilen vaatler, verilen veya söylenen taahhütler yerine gelirse, sağlıklı ve çevreye duyarlı bir yaklaşım sergilenirse; termik santraller çelikhanelerden daha az zararlı olacağı kanaatindeyim. Bunu düşünmek, bu işin böyle olacağını göstermeyebilir. Çünkü, istenilen standartlar olmazsa elbetteki çevreye zararı olabilir. Sanayici zaten hep buradaydı, bölgeye faydası olan yatırımcılar için ‘yarın buradan gidecekler’ demem abesle iştigaldir. Kimse benim üzerimden haber ve polemik unsuru oluşturmasın. Ben hep burada yaşayacağım. Vicdanen doğru olanın yanındayım.”
Azganlık Belediye Başkanı Halil Demir’in anlattıkları bunlar..
Ortaya dökülen bilgi kirliliğinden ötürü epeyce bir rahatsız..
Birkaç gündür ortalıkta ‘tekzip’ yazısı görmeyince, dün bir takım ‘çelişkiler’den sözetmiştim. Galiba yazı biraz aceleye geldi.. Neticede görüştük..
Şimdi kendisini daha iyi anlıyorum!
Bu arada, ortalığı galeyana getiren arkadaşlara sugözü termik santrali ile ilgili araştırma yapmalarını öneriyorum..

YATIRIMCI YAŞADIĞI KENTE ZARAR VERMEK İSTER Mİ?
Öyle anlaşılıyor ki, “itiraz” kelimesi, bölgemizde miadını dolduracak gibi.
Dün, Sarıseki Belediye Başkanı Bülent Özer de aradı.. ÇED toplantısında yaptığı konuşmayı anımsattı.. Orada bulunan gazeteciler bu açıklamayı pek dikkate almamış olabilir ama ben altını çizerek paylaşmak istiyorum..
Başkan Özer diyor ki:
“- Tosyalı ve Atakaş Ailesi, bu yatırımları yaparken hassas davranıyorlar. Onlar burada yaşıyor.. İskenderun’da aileleri ve akrabaları ikamet ediyor. Eğer termik santrallerin sakıncaları varsa, bu durumdan kendileri de etkilenmeyecek mi? Buna izin verirler mi? Termik santraller, çevreye duyarlı ve sağlıklı bir şekilde yapılırsa, bundan niye rahatsız olalım ki? Burada ben de yaşıyorum. Benim halkımın zarar görmesini ister miyim?”
Başkan Özer’in açıklamasına aynen katılıyor ve destekliyorum.

GÖRMEMİŞİN BİRİ!
Evet, görmemişin birinin evi oldu.. Krediden sözediyor.. Bir taraftan saydırıyor, bir taraftan ‘zarf’ın ucunu açık bırakıyor.. Eğer hâlâ biraz haysiyeti varsa, adam gibi davranır. Çünkü kendine saygısı olmayanın çevreye de, topluma da saygısı olmaz.. Bazı arkadaşların, kapalı ortamda sigara içip, termik santrallerle ilgili ‘gelecek’ kaygısından sözetmesini yadırgadım doğrusu.. Oldu olacak, kömür sobasıyla ısınan evlerde insanları sokağa atın, olsun bitsin!

KEBAPÇI MİSALİ!
Varsayın, bugün kebapçı dükkanı ya da fırın açacaksınız.
Mevzuatı bilmeyenler için küçük bir örnek vermek istiyorum..
Kıssadan hisse:
– Düşünün ki, yer kiraladınız. Lokanta, fırın veya kebap işletmesi yapacaksınız.
Biliyorsunuz ki; ocak, baca ve filtre sistemi yönetmeliklerle sabittir.
Bu durum, ayrıca soğuk su ve sıcak su tahliyeleri için de geçerlidir .
Tüm bu şartları yerine getirmeyin de görün!
Belediyeden ruhsat alabileceğinizi mi sanıyorsunuz?
Diyelim ki, herşeyiniz tamam.. İş bitmiyor!
Ruhsattaki yönetmeliğe göre işletme yapmanız gerekiyor..
Şimdi burada çıkıp, bu işletmeciye, “Sen bu yönetmeliğe uymaz ve uygulamazsın” deyip, karşı durmak, yaygara koparmak ne kadar doğru?
İşletmeci işini düzgün, sağlıklı yapıyorsa, önüne ‘set’ koymak niye?
Sonuçta tüm bu işletmeler denetlenmiyor mu?
Başka örnek mi istiyorsunuz?
Kullandığımız otomobil ve motosikletlerin egzoz emisyon ölçümleri..
Oturduğumuz apartmanların kalorifer ve baca sistemleri..
Tıpkı termik santarller gibi, hepsinin kuruluş ve işletme yönetmeliği var.
Anlatmak istediğim şu:
Bu sistemle çalışan herşeyin, işletmesi ve denetimi sağlıklı yapıldığı takdirde, cevreye zararın olumsuz bir etkisi olmayacağı açıktır.

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.