BDP milletvekillerinin, İmralı sürecine destek aramak amacıyla çıktıkları Karadeniz turu kapsamında, Sinop’ta yaşanan olayların ardından dün de Samsun karıştı..
Olacağı buydu zaten..
Tamam.. BDP’li vekillerin; demokratik haklarını, siyasal faaliyetlerini huzurlu bir ortamda gerginlik olmadan yapılmasından yanayız..
Ama kimse de, kendilerine çiçek atılmasını beklemesin!
Onlar da, Diyarbakır’da, Hakkari’de ortamı germediler mi?
Polisi tokatlamadılar mı?
Analarımız gözyaşı dökerken, ateşe körükle gitmediler mi?
Birileri belki, işin sadece hukuki ve siyasi yanına bakıp, kâğıtlar imzalanıp, dağdakiler inince, içeridekiler de gidince işin biteceğine inanıyor.
Bu kadar basit değil işte!
Ana yüreğini bir düşünün..
Kendinizi binlerce annenin yerine koyun!
Baba, kardeş, sevgili, eş, dost ne diyecek?
Kolay mı sanıyorsunuz?
Terör örgütü silah bırakmıyorsa, BDP ‘Kürt’ meselesi için kendilerine sunulan bunca imtiyaza rağmen, ‘öteki’ kavramından feragat etmiyorsa, “Türk hassasiyeti” bir kenarda uslu durur mu sanıyorsunuz?
İstediğiniz kadar sağduyu çağrısı yapın..
Yürek yanmıştır, ok saplanmıştır!
Yıllarca yaramız deşilmiştir..
Öfkemizin ateşi, yanardağ olmuştur..
Bunu en iyi BDP biliyor..
Benim derdim, ne geçmiş yıllarda biriken kinin hamallığını yapmak, ne de gelecek için kin biriktirmek.. Ama gerçek budur!
Kolay değil tabii..
“Kürt” sıfatını korumak için, “Türk” sıfatını her ağzına alana faşist, ırkçı diye yüklenirseniz, çözüme yardımcı olmazsınız..
Bugün Karadeniz’de olup bitenleri bu açıdan okuyun..
Unutmayın, bu ülkenin adı hâlâ Türkiye ve öyle kalacak!
Görüyoruz işte, bazı çevreler halen, bu güzel vatan uğruna şehit düşmüş kardeşlerimizi görmezden gelip, teröre çanak tutmayı sürdürüyorsa, kusura bakmayın.. Bugün Karadeniz’deki öfke patlamasının benzeri, yarın Akdeniz’e, Ege’ye de sıçrar..
Elbetteki en büyük arzum, Türklerin ve Kürtlerin, 21’inci yüzyılın insanları olarak, sorunlarını çözmüş, öfkesini atmış biçimde yan yana yaşamalarıdır.
Çoğunluğumuz yaşıyor da..
Ama bu fotoğrafta terror örgütü asla olmayacak..
Affetmek mümkün değil!
Kanla beslenmiş bir örgütün omurgası olan birileri, Karadeniz turu yaparken, bunu düşünmeleri gerekiyordu..
İşte Hatay!
İsmi lazım değil.. Terör örgütüne yönelik 28 ilde gerçekleştirilen operasyon kapsamında, Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince bazı adreslere eş zamanlı operasyon düzenlendi.
Operasyonda, aralarında devlet memurlarının da olduğu 10 kişi gözaltına alındı.
Ne diyebilirim ki?
Hem Devlet’in parasıyla sefa süreceksiniz hem de vatanın bölünmez bütünlüğüne kastedeceksiniz? Olacak şey mi?
600 MİLYON DOLAR AZ PARA MI?
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Hatay Valisi M. Celalettin Lekesiz’in de katıldığı toplantıda, “Suriyeli vatandaşlar için fazla bir uluslararası destek almadık. Şu anda Suriyeli kardeşlerimiz için bizim kendi harcamamız 600 milyon dolar civarında” dedi.
İç savaştan kaçmış insanlara sahiplenmek, elbetteki yüce bir duygudur..
Ama yalnız kaldığımız ortada..
Ve bu insanlara çadırlar dar geliyor..
Artık aramızdalar.. İskenderun’da, Belen’de ve daha birçok ilçe, beldede evler kiralıyorlar..
Ne diyeceğimi bilemiyorum artık..
Tamam.. Kavga varsa, çoluk çocuğun hesabı yapılmaz..
Sahip çıksanız da, bir zaman sonra insanlar, ‘Ne işimiz var orada?’ diye soruyorlar.. Ortadoğu dediğiniz yer burası işte!
Şimdilik, Türkiye’nin harcadığı para, 600 milyon dolar!
Şimdilik diyorum.. Çünkü, Ortadoğu’da yanan ateşin bütçede yaratacağı tahribatın sonu yok.. Nereye kadar?
Bugün 600 milyon dolarla, kaç tane okul, kaç hastane, kaç spor sahası yapılabilirdi. Farkında mıyız?!