Hürriyet Gazetesi’nin, hayırsever işadamı Nuri Üysen takıntısı sürüyor.
Doğan Grubu, Üysen’in AK Partili kimliği üzerinden olmadık haberler üretmeye çalışıyor. Uysa da uymasa da, manşetlere taşıyor..
Bu kez, Nuri Bey’in yardımcısı Sait Deniz’in ifadesi üzerinden karalama kampanyası başlatmış, yıldırma kampanyalarını sürdürmüş..
Belli ki, birileri yine düğmeye basmış..
Ama nafile bir girişim, fos!
Çünkü aynı gazete, Sait Deniz’in emniyetteki ifadesini okuyucularına eksik duyurmuş.. Apaçık ortada!
Şöyle ki;
Gazetenin iki ayrı cümlesinde, dolandırıcıların para talebine Nuri Üysen’in kayıtsız kaldığı yazılmasına rağmen, manşette “Cinci Hoca’ya Üysen de çarpıldı” başlığı taşınabiliyor. Bu mudur doğru ve düzgün habercilik, tartışılır!
Taraflı haber yapmakla ellerine ne geçiyor, bilmiyorum.
Ama benim bildiğim, Nuri Bey bu haberleri pek ciddiye almıyor, almaz da..
Yatırımlarını Türkiye’nin birçok bölgesinde sürdürdüğü gibi, ülkeye katkı sunmaya revam edecek.. Böylesine asparagas haberler Nuri Bey’i yıldıramaz..
Çünkü gücünü halktan alıyor..
Galiba Hürriyet’in unuttuğu da bu aslında!
BİNDİK BİR ALAMETE, GİDİYOZ KIYAMETE!
Reyhanlı’daki patlamanın ardından başımız dönüyor.
Bindik bir alamete, gidiyoz kıyamete!
O kadar acı üzerinde.. O kadar gözyaşı üzerinde, nefes alamıyoruz.
Günün her saatinde bir gelişme yaşanıyor.
Sanırsınız, Hatay bir ortadoğu şehrine dönüştü.
Kan ve gözyaşı dinmiyor. Reyhanlı’da 51 kişinin öldüğü bombalı saldırılara ilişkin üst üste tutuklamalar oluyor. Tam da olayın baş faili yakalandı diye duyurular yapılırken, hemen bir saat sonra baş failin Suriye’ye kaçtığını bildiriyorlar.
Ardından da 4 kişinin daha gözaltına alındığını öğreniyoruz.
Derken, Altınözü’nde adamın biri kaçak akaryakıt deposunu ateşe veriyor.
Bir hiç uğruna 10 kişi can veriyor.
Olacak şey değil!
Daha Reyhanlı’da yaşadığımız acı dinmemişken, Reyhanlı’da birileri izinsiz toplanıyor, gösteri yapıyor.. Reyhanlı tekrar karışıyor!
Milletvekili Şefik Çirkin, “Biz teşkilat olarak bu yürüyüşe iştirak etmedik. Reyhanlı dışından insanların geleceğini de haber aldık. Karanlık mahfillerin bir provokasyon çalışması da bu işin içine girebilir” sözleriyle daha bir gün önceden provakosyon vurgusu yaparken, her ne hikmetse CHP Hatay Milletvekili Hasan Akgöl, gösterinin başını çekebiliyor.
Polise mukavamet edebiliyor!
Ama böyle işte..
Halen geriyoruz.. Birbirimizi kırıyoruz!
Her yerde aynı sahne..
Hatay’ın hoşgörüsüne dinamet koymaya çalışanlar yine iş başında..
Halkı galeyana getirip, ‘kardeşlik’ duygularımızı yıkmaya çalışıyorlar..
Ey Allah’ım neler oluyor öyle..?
Dur bir kardeşim diyen var mı?
Millet bir acısını hissetsin diyen.
Bu kadar mı uzaklaştın candan, acıdan..
Bu kadar mı koptun gözyaşından..
Bu kadar mı soğudu için, bu kadar mı kör oldu kalbin?
BİRLİKTE BAŞARABİLİRİZ!
İTSO yeni yönetim kuruluna beklentilerimi daha önceden yazmıştım.
Bunlardan biri de, Arsuz’da tarıma dayalı OSB’nin kurulması gerektiğine yönelik önerimdi.. Biliyorum ki, Arsuz’da hazine arazisi çok..
Konutlarla Arsuz’un hayatını karartmaktansa, tarımla öne çıkan bu şirin ilçede projeler üretmemiz gerektiğini düşünüyorum..
Önceki gün, meclis oturumunda tarıma dayalı OSB’nin kurulması yönünde yazdığım yazıya meclis üyeleri Ali Tekten ve Müfit Tennioğlu’ndan destek geldi.
Önemli konu başlıkları sundular..
“Birlikte başarabiliriz” diyerek, yeşil ışık yaktılar..
Arsuz açısından önemli bir gelişmeydi..
Tarım OSB’sinin Arsuz’da konuşlanması fikri, mecliste de karşılık buldu.
İTSO Başkanı Levent Yılmaz ile Meclis Başkanı Servet Uğutmen, ‘Neden olmasın” diyerek, destek verdi..
Hatta bu konuda bir komisyon oluşturuldu.
Sanırım, bu kez çok farklı olacak..
Meclis üyelerinin öylesine güzel fikirleri var ki; gerçekleştiği vakit, kazanan İskenderun ve Arsuz olacak.. İTSO Başkanı Levent Yılmaz’ın da dediği gibi;
“-Saygınlıkla herkese örnek olabilecek, iş istihdamı yaratabilen, adalet ve vicdan duygularına sahip, başladığı işi kararlılıkla sürdüren ve noktayı koyan, sorumluluktan kaçmayan ve en başta belirttiğim gibi etnik bir ayrım yapmaksızın herkese eşit mesafede yaklaşabilen bir yönetim anlayışına sahip olmalıyız. Ancak bu sayede projeler hayata geçer ve önem kazanır. Umuyor ve diliyorum ki İskenderun’umuz attığımız adımlarla daha mümtaz bir şehir olma yolunda ilerlemeye devam edecektir.”
Gün dayanışma günü..
Hadi hayırlısı!