NE DEĞİŞTİ?
Revizyon İmar Planı oy çokluğuyla meclisten geçti ama, yankıları sürüyor!
Planın detaylarına İskenderun Belediyesi’nin internet sayfasında ulaşmak mümkün.. İyi oldu diyenler var..
1,5 yıllık hazırlık sürecini ‘Hayal kırıklığı’ olarak değerlendirenler de oldu..
Ortalık karışmış durumda..
Bakıyoruz. Ticaret alanları kestane kebap!
Mis gibi.. Kokusu, İskenderun liman kalıntılarından hissedilebiliyor.
Düşünsenize, Fadi Sayek’e ait arazi ticari alana renk değiştirdi..
Planda resmen ‘kırmızı’ oldu, Emsal=2,50 – H yükseklik 10 kat yoğunluk kazandı..
Zaten Meydan mahallesini hiç konuşmuyorum..
Ada varsa, çıkarsın.. Yoksa Sayek’lerin arazisine baka kalırsın..
Sayek’ler her şekilde artı değer kazanırken, ne hikmetse Sakarya’da kız yurdunu tamamlayacak paraları yok(!), iyi mi?
Düşünsenize SİT alanı tamamen ticari alana dönüşüyor, misss!
Öyle ki, Arsuz çayı kıyısında yazlık konut yapan Sayekler, söz konusu heykel sempozyumu olunca İskenderun Belediyesi’ne ‘sponsor’ olsunlar diye koşabiliyor!
Dedim ya, paraları yok(!)
Gökmeydanı’ın neredeyse yarısı Sayekler’in, Arsuz öyle, Madenli öyle..
Bilmeyenler için yazayım!
Gelelim imar planına..
Benim gözümde hikaye!
Birincisi; bu plan 450 bin nüfus üzerinden hazırlanmış, ama Belediye Başkanı Yusuf Civelek’in sözünü de unutmayalım.
Ne demişti bir yıl önce:
“- İskenderun’da 5 yıldızlı otellerle, limanıyla, lojistik merkeziyle yakın bir gelecekte 1 milyon nüfus bekleniyor..”
İyi, güzel de..
Dağ ile deniz arasında sıkışan İskenderun’da, sizler kat yoğunluğunu ‘kişiye özel’ dayatacaksanız, nasıl olacak bu?
Bu planla ‘kentsel dönüşüm’ başka bir bahara kalmıyor mu?
Mesela, Numune Mahallesi..
Yoğunluk yok.. Aynen kalmış!
Diyorlar ki, ‘ada bazında birleşsinler..’
Hadi gidin, birleştirin bakalım..
Bu haliyle birlikte yüzde 40’a yakın terk istemişler..
Hak mı bu?
Bu teklife kim yanaşacak, görelim..
Kaldı ki, çok kolay olsaydı.. Belediye, Numune Mahallesi için komisyon kurup, ilk adımı atacaktı.. Arada bir yıl geçti, ne oldu? Becerebildiler mi?
Dumlupınar aynı keza.. Parseller 100 metrekare civarında..
Ada oluşturmak için, onlarca konut sahibini nasıl bir araya getirmeyi düşünüyorsunuz?
Mesela, Modern Evler!
Huzurkent 7 kat..
Bir adım ötesi 5 kat..
Arada kalan bütün evler, müstakil ya da iki kat..
Peki arada kalan konut sahiplerine verilen yoğunluk ne kadar?
Bir kat!
Üstelik yüzde 40’a yakın terki hiç konuşmuyorum bile..
Evet yanlış duymadınız!
Aynı yol üzerinde başkasına 5 kat, müstakile 1 kat!
Dahası, Salı Pazarı’nda 12 katlı binalar var.
Nerede kaldı hakkaniyetiniz?
İnceleyin bakalım.. Hangisi ada bazında birleşti de, yoğunluk aldı?
Olacak şey değil..
Bir de diyorlar ki, deprem olasılığını dikkate alıyoruz..
Sanki fay hattı kırılacaksa, 5 ila 7 kat veya 12 kat binaları teğet geçip, müstakilleri vuracakmış gibi, alay ediyorlar..
Söylemedi demeyin..
Bu plandan bir cacık olmaz!
İtiraz etseniz bile, birşey değişmez!
Çünkü umursamayacaklar!
Ticari alanların, lojistik merkezinin konuşlandığı bir çevrede, siz eğer kalkıp, bir mahalleyi olduğu gibi bırakırsanız, ne çağdaş kent anlayışını ne de ‘Yeni İskenderun’u konuşmanız mümkün değildir..
Siz de buradasınız, ben de..
Numune, Meydan, Dumlupınar ve Modern Evler, Allah’a emanet!
Oysa, idare bu planda cesur davranmalıydı, yapmadı..
Beceremedi!
Farklı bölgelerdeki “olağandışı ilginin” nedenini ben de bilmiyor, çözemiyorum.
Kimse bana “hakkaniyet” falan demesin.
Aralarında 10 adım mesafe olan, üstelik aynı metrajda yol genişliği bulunan mahallede bir tarafa 5 kat verip de, öteki taraf sadece 1 katla cezalandırıp ve üzerine yüzde 40 terkten sözederseniz, bunun adına hakkaniyet denmez!
İskenderun’un geleceğinin umurlarında olduğunu hiç zannetmiyorum.
Ama bir şeyi biliyorum.
Bunun altında mutlaka bir şey vardır.
Ne olduğunu bir gün görürüz!
***
Unutmadan..
Aklıma Meclis Üyeleri Ali Çıtanak, Mesut Yüksekbaş, Ercüment Kimyon, Ali Kılıç Çirkin ve Garip Şandır’ın mecliste yaptığı konuşmalar geldi.
Bu planın birilerine rant sağlayacağı yönündeki endişelerinde haklı mı çıkıyorlar?
Göreceğiz..
OLDU MU ŞİMDİ?
Hayırlı uğurlu olsun! İskenderun’un en önemli tarihi simgesi olan eski Adliye binası bundan böyle Rehberlik Arıştırma Merkezi (RAM) olarak hizmet vermeye başlayacak. Milli Eğitim Müdürlüğü’ne tahsisi yapıldı..
Mutlu mu olmalıyım? Kendi payıma hayır!
Hatay’ın Anavatan’a ilhakına şahitlik eden bir bina, RAM’ın dışında daha önemli projeler ışığında halkın kullanımına açılabilirdi.
Olmadı!
Nefesimiz yetmedi!
‘Biz böyle uygun gördük’ dediler, oldu!
Bu ısrar niye, anlayamadım..
Oysa, bir vakit binanın hangi amaçla kullanılması gerektiği halka sorulmuştu..
İnternet sitelerinde anket de oluşturulmuştu.
Halk, o günkü heyecanla, birbirinden güzel tavsiyeler sundu..
Butik Otel olsun diyen vardı, müze de..
Sonra ne oldu, bilmiyorum..
Halkın ‘tavsiyeleri’ unutuldu!
Anket, sessizce siteden kaldırıldı..
‘Halka soracağız’ diyenler, geriye çekildi..
Derken, hiç kimse tarihe tanıklık eden o koca çınarı konuşmaz oldu!
Oysa, biliyorduk ki; sessizce bu olağanüstü güzellik RAM’a servis ediliyordu.
Olmaz dedik! Kıymayın, yapmayın diye seslendik.. Yine ses yok!
Netice itibariyle;
İşlem bitti.. Buraya kadarmış!
Bir zamanlar ‘Posta ve Telegraf Binası’ olarak da hizmet veren o eşsiz güzellik, ‘turistik’ amaçlı kullanım şansını kaybetti..
Tarihe tanıklık eden ‘hatıralar’ ışığı söndü!
Üstelik, RAM’a dönüşürken de en az 2 milyon lira restorasyon bedeli ödenecek, iyi mi?
Bu parayla RAM’a yeni bir bina yapılırdı, unutmayın!
NOT: Madem binanın RAM’a tahsisinde karar kılındı. O halde, kabına sığmayan İskenderun İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nü de eski Adliye Binası’na taşıyın da, içimiz bir nebze de olsun rahat etsin!
Hak yerini bulsun, öyle değil mi?
UNUTTULAR!
Bir aylık Gezi eylemlerinin Türkiye’ye maliyetinin 10 milyar dolar olduğunu biliyor muydunuz? Bilen biliyor da, birilerinin işine gelmiyor!
Kaldı ki, daha birkaç hafta önce, Suriye ile yanıp tutuşan aynı kesim, Reyhanlı üzerinden şov yaptıktan sonra, bugün soluğu gezi parkında aldı, neden?
Çünkü işleri bu?
Gülşen’in şarkısı gibi;
‘Yatacağız, kalkacağız, hooop ordayız!”
Karıştır, provakatörlere zemin aç, işlem bitti!
Memleket zarar görmüş, esnaf tepkili umurlarında değildir..
Aykırı iki kelime ettiniz mi, belden aşağı vururlar!
Sosyal medyada örneği çok..
Başbakanla görüştü ya.. 10 yıldır beğenerek izledikleri Kurtlar Vadisi’nde Polat Alemdar karakterini canlandıran Necati Şaşmaz’la dalga geçmeye başladılar.
Hülya Avşar’ı kötülediler..
Hasan Kaçan ve Gökhan Özoğuz (Athena)’yı ‘ti’ye aldılar..
Neden? Onlar gibi düşünmedikleri için..
Sonra diyorlar ki, ‘Başbakan yüzde 50 diyerek, insanları ayrıştırıyor’.
Peki sizin yaptığınız nedir?
Herkes sizin gibi düşünmek zorunda mı?
Görüyoruz işte..
Reyhanlı katliamını gerçekleştiren grubun liderinin yakalanmış olmasına bile ilgisizler.. Siz Reyhanlı’yı unuturken; yaralarını sarmaya çalışan o güzelim şehre beğenmediğiniz kesim tarafından yardım yağıyor..
Peki ya siz neredesiniz? Gezi Parkı’nda..
Niye?