YILMAZ AKPINAR YAZDI..
Birileri hergün yazmamdan rahatsız belli ki..
Bunların başını, ‘internet’i kullanıp, gazete çıkarmayanlar çekiyor..
Bir de ‘şovmenler’ var ki, Allah ıslah etsin!
Yığınca hakaret ve tehdit alıyorum!
Ellerinde kıytırık bir fotoğraf makinesiyle, ortalıkta dolaşıyorlar..
O yemek benim, bu iftar senin havasındalar..
Yetmiyor, olaya aileleri dahil ediyorlar..
Bir fotoğraf çekiyorlar, aklınız durur..
Ertesi gün bakıyorsunuz, ne gazeteleri var ortada, ne de kendileri..
İnternetten 15 resim kullanıp, altına iki cümle ekliyorlar..
Bu kadar basit!
Beğenmediler mi, saydırmak da cabası..
Hani desem ki, gazetecilik yapıyorlar.. Hayır!
Bunun adı soytarılık! Maskaralık!
Haberin hakkını verseler eyvallah!
Ama yok.. Bunlar yüzünden, arada dürüst gazetecilik yapan da kaynıyor..
Bu aralar yerel seçim moduna girdik ya..
En ön plandalar!
Sorsanız; memleketi bunlar yönetiyor, sorunların çözümünü bunlar sağlıyor..
Kafaları hiç değişmemiş.. Hep aynı yöntem:
– Aday adayını ara, kendini tanıt.. Sonra da, ‘şahsınıza özel bir sayı çıkarmak istiyorum’ deyiver, faturanın tarifini de 3 bin liradan aç..
‘Düşünmüyorum’ diyen aday adayının vay haline..
Tehditler havada uçuşuyor..
Şantaj üzerine şantaj kuruyorlar..
Geçmişini kurcalıyorlar..
Olmadı, aynı çevreden başka bir adayla temasa geçip, ona karşı kullanıyorlar..
Nedir bu? Bu çirkefliğin bir karşılığı olmayacak mı?
***
Bitmedi.. Bir başkası da, ağlayıp/sızlayıp bir aday adayının yakınından aldığı abone parasını cebine indiriveriyor.. Zaten bunu takıntılı olduğu herkese yapıyor.. Bağımlılık yapmış belli ki..
Yetinmez, tekrar ister..
‘Hayır’ yanıtını alınca, telefonlarına tehdit mesajları yollanır..
Yazıklar olsun!
Sonra utanmadan, sıkılmadan başımıza ‘dürüstlük’ abidesi kesilip, ahkam keserler! Bütün gün; benim veya bir başka arkadaşımızın köşe yazılarını okuyup, “malzeme” avcılığı yaparlar..
Sanıyorlar ki, herkes onlar gibi..
Gündemle alakası olmayan bu emek hırsızlarını önce Allah’a, sonra savcılara havale ediyorum..
ADAY ADAYLARININ DİKKATİNE..
Hangi partiden olursa olsun, tüm aday adaylarına sesleniyorum:
Lütfen emek hırsızlarına itibar etmeyiniz.. Elbetteki seçim dolayısıyla reklam alanında bir bütçeniz olacak. Gazeteciliği layıkıyla yapanın kapısını çalınız, basın toplantılarına çağırınız, reklamınızı veriniz. Buna itirazım olmaz!
Ancak; şunu açıkça belirtmeliyim ki;
Kurumumu ve şahsımı bu alanın dışında tutunuz..
Varsa bülteniniz, düşünceleriniz; yayınlarız!
Konuşur, istişare eder; memleketin geleceği için kafa yorarız..
Fakat bilsinler ki..
Dün de, bugün de; aday adaylarından bir kuruş talebimiz olmadı, olmayacak da..
Hiçbir aday adayını da ‘reklam, abone’ veya ‘özel sayı’ bahanesiyle aramadık, aramayız da.. 2009 yerel seçimlerinde de bu böyleydi, değişmez!
Aday adaylarına tavsiyem;
Tehdite, şantaja da boyun eğmesinler..
Hukuk yolu açık.. Savcıları göreve davet ediniz!
Bunları yazıyorum, çünkü;
Bir değil, iki değil.. Birileri şimdiden ‘telefonla’ sürekli aday adaylarını taciz etmeye başladı.. Şikayetler yükseliyor. Buna hakkınız yok!
Bir düşün yakalarında da, rahatça projeleriyle seçmenlerine hitap etsinler..
İş dünyasını da böyle bezdirmediler mi?