Furkan eğitim ve Hizmet Vakfı, Adana’da Mısır’daki zalim, Firavunî sistemin halka yaptığı zulmü kınamak ve İslamî hareket mensubu Müslümanların yanında olduğunu göstermek maksadıyla “Mısır İslamî Hareketine Destek” konulu miting düzenledi.
İstasyon Meydanı’nın hınca hınç dolduğu miting, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından Furkan Vakfı genel başkanı Hasan Demir beyefendi açılış konuşması yaptı. Açılış konuşmasının akabinde Mısır halkına yapılan zulmü konu alan şiir dinletisi ve ilahiler seslendirildi. İlahiler esnasında darbeci, zalim ‘Sisi’ maketi idam edilerek o zalimin kendi sonunu hazırladığı temsilî olarak gösterildi.
Ardından Alparslan KUYTUL Hocaefendi’nin imamlığında Mısır’da şehit edilen binlerce Müslüman için gıyabî cenaze namazı kılındı.
Kılınan gıyabî cenaze namazının ardından Alparslan KUYTUL Hocaefendi şu hususlara değindi:
“Allah (cc), insanı halifesi olarak yaratmıştır, fakat insan yeryüzünde azarak ilahlık taslamış ve insanlara kanunlar koymuşlardır. Fakat insanlar bu kanunlarla insanlığa zarar vermiştir. Çünkü insan insanı tanımamaktadır ve insan insana uygun medeniyet meydana getiremeyecektir.”
Allah (cc), melekler “ya rabbi neden yeryüzünde kan dökecek, zulüm yapacak bir varlık yaratıyorsun” dediklerinde, Allah (cc), “onların hepsi firavun olmayacak, hepsi Nemrut olmayacak, bir kısmı Musa olacak, bir kısmı İbrahim olacak, bir kısmı Ebu Bekirlerden olacak. Evet Nemrutlar firavunlar da olacak ama ben onların karşısına Musaları , İbrahimleri çıkaracağım” buyurmaktaydı.
Firavunlar ne zaman azarsa, toplumda katliam yapmaya başlarsa sünnetullah devreye girer ve onların saltanatını yerle bir edecek Musa’lar yetişir.
Bir spermden yaratıldığını unutan insanlar güç ve kuvvet eline geçtiğinde ilahlık taslarlar. Tüm millet kendilerine karşı olsa dahi ‘millet istediği yere gidebilir’ derler. ‘ben gideyim’ demezler. Tüm dünyadaki darbecilerin zihniyeti bu şekildedir. ‘beni isteyenler bana yeter derler’, ‘halkın %90’ı dahi istemese dahi onlar gitsin’ derler.
Bu darbe vesilesiyle birçok gerçek anlaşılmış oldu.
1. Demokrasinin ne kadar büyük bir yalan olduğu anlaşılmış oldu.
2. Milletin oylarıyla işbaşına gelenler, birkaç tane adamın isteği ve verdiği kararla, tanklarla ve tüfeklerle devrildiler.
3. Darbe zihniyetine sahip olanlar hiç bir zaman memleketlerinin İslam’a göre yönetilmesini istemezler. Halkın %90’ı İslam’ı istese dahi yine de aynı düşünceye sahip olacaklardır.
4. Mısır’daki hadise hem ABD’nin hem Avrupa’nın hem de Ortadoğu’daki kukla diktatörlüklerin gerçek yüzünü ortaya çıkardı. Arabistan’dan Kuveyt’e, Kuveyt’ten Ürdün’e, Ürdün’den Katar’a kadar tüm satılmış yönetimlerin gerçek yüzü bu olaylar ile ortaya çıktı.
5. Müslümanlar bu hadise ile anlamalıdırlar ki İslam’ın hâkimiyeti bu yolla mümkün değildir. Müslümanlar başka bir yol bulmak zorundadırlar. Tankların topların kendilerine dönmesini engelleyecek bir yol bulmak zorundadırlar. Bu yol ise Peygamberlerin ortak metodu olan halkı eğitme yoludur. Her tarafta halk eğitilmelidir.
6. İslamî hareket açısından Hz. Peygamber (SAV)’in metodu üzere devam etmekten başka yol yoktur. Bizi hazır olmadığımız bir zamanda iktidara getirmek isteyecekler. Bu İslamî hareket için bir oyundan başka bir şey değildir. Mursi’ye darbe yapan askerler neden Mursi iktidara ilk geldiği zamanda bu darbeyi gerçekleştirmedi. Türkiye’de 1997’den evvel Refah Yol hükümetine yapılan da bunun bir benzeridir. Bu şekilde Müslümanları kendi istedikleri şekle getirmek istiyorlar. Bu şekilde ‘hükümet olarak kalmak istiyorsanız bizim dediğimiz gibi davranmak zorundasınız’ demektedirler. Bu halden kurtulmanın yolu ‘milyonlarca insanın eğitilmesidir’. Bu şekilde yapılmadan hiçbir sonucun alınamayacağı defalarca görülmüştür.
7. Eğitim çalışmalarına önem vermeyen ve halkın eğitilmesini ihmal edenler kestirme yollar bulduklarını zannetmekte ve hata etmektedirler. Müslümanlar İslamî hareketin zafere ulaşmasını istiyorlarsa eğitim müesseseleri meydana getirmek zorundadırlar.
Aksi halde iktidara gelir fakat muktedir olamazlar.
Peygamberimiz ümmetinin bu hale geleceğini haber vermiştir. Fakat bu halden sonra dirilişin olacağını da bildirmiştir. Müslümanların başına gelen bu hadiseler dirilişin başladığının da göstergesidir. Müslümanlar şu anda ümidi yaşarken batı korkuyu yaşamaktadır.
Hocaefendi konuşmasını şu dua ile bitirdi:
“Ya rabbi günahlarımızı affeyle,
Ya rabbi Mısır’da şehit edilen kardeşlerimize rahmet eyle.
Ya rabbi sana Hz. Musa’nın duası ile dua ediyoruz.
“Ya Rab onların mallarını, güçlerini, kuvvetlerini sil, süpür, yok et!”
Ya rabbi onların kalplerini sık.
Ya rabbi onların kalplerine korku düşür.
Ya rabbi şehitlerimize rahmetinle muamele eyle.
Ya rabbi akan şehit kanlarının Ümmet ağacını kuvvetlendirmesine yardım eyle.
Ya rabbi bu akan kanları ümmetimizin uyanmasına vesile eyle,
Ya rabbi dünyanın her yerinde Müslümanların gerçek İslamî hareket metoduna ulaşmalarını nasib eyle.
Ya rabbi Müslümanların yanlış İslamî hareket metodlarını bırakıp , peygamber metoda dönmelerini nasib eyle…