Armutlu halkı bir gencini daha yitirdi. Üzüldük!
Merhuma Allahtan rahmet, ailesine sabır ve başsağlığı dilerim.
Olup bitenlere bakıyorum da, cevabım şu;
– Değer miydi?
Yine aynı senaryolar havada uçuşuyor.
Ahmet Atakan’ın ölümyle ilgili iki otopsi raporu çelişiyor, denildi.
CHP’li Milletvekilleri hemen ‘polis’i suçlu buldu, vesaire..
Şaşırmıyorum..
Artık Hatay’da biri yere yanlışlıkla düşse, CHP’li vekiller polisi sorumlu tutar oldu. Lütfen, olay etraflıca soruşturulmadan kimse birşey konuşmasın.
Yok yere polis ya da başka kurumlar, şahıslar suçlanmasın..
Ölen bizim de kardeşimiz, telafisi yok!
Bundan sonra ne konuşursak, konuşalım. Ahmet geri gelmeyecek!
Oysa sürekli uyardık;
Hiçbirimiz gerilim istemiyoruz, dedik.
Eylem olacaksa da bunun demokratik bir zeminde oluşmasını arzuluyorum.
Ama olmuyor.. Armutlu barut fıçısı gibi..
Son zamanlarda polisin duruşuna bakıyorum.
Daha ölçülü, sürekli ikaz ederek, olayların büyümesini engelliyor.
Ama her isteyen izinsiz gösteri hakkını kendisinde görürse, daha nice canların yaşamlarını tehlikeye atmış olmuyor muyuz?
Dün, internette görüntüleri izledim.
Polis aracı sokaktan geçerken; evlerin çatısından taş yağıyordu..
Yakışmıyordu!
Hakikaten polisin müdahalesi yoktu.
Emniyet Genel Müdürlüğü, diyor ki;
– Ses ve görüntüler ortada. Müdahale yoktu..
CHP’li vekiller diyor ki;
– Sorumlusu polis..
Yeter artık.. Nedir bu kin, öfke?
Polis uyardıkça, birileri ellerinde ne bulursa saldırıyor..
Bunlara ne diyeceğiz? Bu mudur adalet anlayışımız?
Nedir bu kızgınlık? Her seferinde sokakları mesken tutmaya hakkımız var mı?
Birbirimizle konuşmak varken, sürekli bir ayrışma hallerinden usandık..
Aslında olup biten şu;
Birileri istiyor ki, birbirimizi sevmekten uzaklaşalım.
Birbirimize diş bileyelim.
Kıyasıya cepheleşelim.
Ölümüne düşmanlaşalım.
Bakınız.. ODTÜ’de bunu kullanmaya çalışıyorlar yine.
Üstelik, fitneciler yangına körükle gidiyor.
Yapmayın Allahaşkına.. Bugün Ahmet Atakan yaşamını yitirdiyse, sorumlusu da sürekli ortalığı gerip, sokakları çıkılmaz hale getirenlerdir.
Farkında mısınız?