YILMAZ AKPINAR YAZDI..
İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’in son basın toplantısıydı.
Sanırım, 1.5 ay önceydi..
Büyükşehir Belediyesi’ne talip ya, “neler düşündüğü’ soruyorduk.
O vakit şunu söyledik;
– İleride, durum ve şartlar oluşmaz ise İskenderun’a “geri dönme planı” var mı?
Yanıtı şuydu;
‘- B planım yok, düşünmüyorum!’
O gün notumu almıştım..
Hatta aynı gün, “Siz bakmayın başkanın ‘B planım yok’ demesine.. Büyükşehir’i istiyorum der, ama yarın sessizce İskenderun’a gelmek ister” türünden bir yazı kaleme aldım.
Çünkü, Yusuf Bey’in 4,5 yılda İskenderun dışında gezmişliği yoktur.
Ne zaman ki yazdık, çizdik..
Usulca, ucundan ‘ses’ vermeye çalıştı.
Ama hızı ikinci vitesi geçemedi, ne yazık ki!
Peki, o günden bu yana ne değişti?
“- Büyükşehir gömleği Yusuf Civelek için büyük gelir” dedim, doğru çıktı.
Bilmeyenler için son gelişmeleri yazayım;
Özel bir bilgidir..
– CHP’nin kurmayları; Yusuf Civelek’in aday adaylığını İskenderun’a kaydırma kararı almışlar..
Üstelik, bu kararın altında 5 imza var.
Neden?
Çünkü bu talep, Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’ten geldi..
Ankara’ya 6 Kasım’da dilekçe verip, “İskenderun için şansımı kullanmak istiyorum” demiş. Genel merkez de ‘hay hay’ deyip, imzayı çakmış..
Sonuç;
‘- B Planım yok’ diyen Yusuf Civelek, basbayağı caydı işte..
Büyükşehir’de en zayıf halka olduğunu gördü, dediğime geldi..
İskenderun’da durum farklı değil yani..
Dikkat ettiniz mi, bilmiyorum..
Başkan Civelek’in İskenderun adaylığı da kesin değil.
Genel merkez ‘aday adaylığı kaydırıldı’ diyor, adaylık demiyor!
Yanisi şu;
Yusuf Bey’in garantisi bile yok!
Sonuçta, bir de eğilim yoklaması yapılacak..
Netice;
“- 40 yılda yapılamayanları yaptım” diyen, bir belediye başkanı için ‘çıtanın aşağıya çekilmesi’ ve aday adaylığı vasfıyla sahaya sürüklenmesi acı olsa gerek..
Aday gösterilir mi? Bilemem..
Ama bundan böyle ‘büyük laf’ etmemesini tavsiye ediyorum.
İnandırıcı gelmiyor çünkü..
BALON PATLADI!
Aday adayları sahada çalışadursun, CHP genel merkezine gidenlerin, yapılan görüşmelerin sonu yok..
Talepler, formüller yığınca..
Birileri çıkıyor, bir başkası için referans olabiliyor..
Keşke durum, Yusuf Bey’in aday adaylığıyla sınırlı kalsa..
İddialar, tuhaf şeylerin habercisi..
Güya Kılıçdaroğlu, İskenderun için ‘paraşüt’ bir aday’a teklif götürmüş!
– O da, ‘CHP Büyükşehir adaylığını istiyorum” diyerek, bu teklifi reddetmiş..
– Yok, CHP İl Başkanı Servet Mullaoğlu’nun talimatıyla, Samandağ Belediye Başkanı genel merkeze gidip, ‘Şu olsun’ demiş..
Vesaire.. Vesaire..
Sıktı artık..
Bir balon gidiyor, öteki patlıyor..
Nereye kadar?
Oysa dün bu konuyu; hem CHP İl Başkanı Servet Mullaoğlu hem de il başkan yardımcısı Hüseyin Doğan’a sordum.
Açık ve net bir ifadeyle, yalanladılar..
Diyorlar ki;
“- Bir isim üzerinde yoğunlaştığımız, birilerine talimat vermemiz sözkonusu değildir. Bunlar tamamıyla hayal ürünüdür. Partimizin aday adayları bellidir. Hepsi değerlidir. Onların dışında bir başka isimle görüşmemiz olmamıştır. Partimize başvurup, aday adayı olan arkadaşlarımızla görüşürüz. Ötesi bizi bağlamıyor.”
Nokta..
CENGİZ BAŞAR’I KUTLUYORUM
İskenderun İlçe Emniyet Müdürü Cengiz Başar çok özel bir isim..
Uyuşturucuyla mücadele konusunda gayreti çok büyük.
Gitmediği okul kalmadı. Öğrencilerle bir araya gelip, madde bağımlılığı konusunda aydınlatıcı bilgiler veriyor. Çocuklarımızı zehir tacirlerinden koruyor.
Dün de, eğitimlerle ilgili son noktayı koydu.
“Madde bağımlılığı ile mücadele konulu yaşamdan tuvale yansımalar” isimli resim sergisindeki emeği ve azmi nedeniyle büyük alkış aldı.
Uyuşturucunun yolaçtığı tahribat ancak bu kadar net anlatılır..
İbretle izledim.
Emniyet Müdürü Cengiz Başar’ın ebiki de çok başarılı..
Müthiş bir koordine var..
Bir teşekkürü de İskenderun Polisi hakkediyor..
Sürekli sahadalar..
Her noktada, her mahallede bir polis ekibi görmek mümkün..
İnsanlarımız daha güvenli, daha huzurlu..
Bugün, Emniyet Müdürü Cengiz Başar’ın özverili yaklaşımlarına hepimizin katkı sunması gerekir.. Nasıl mı?
– Sürekli eğitim!
Ailelere, eğitimcilere de, bu manada büyük görevler düşüyor..
Çocuklarımıza sahip çıkacağız, ilgiyle yaklaşacağız..
Hiçbirimiz o tuvallerde resmedilmek istemeyiz.
Öyle değil mi?