AK Parti Hatay Milletvekili Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sadullah Ergin, 30 Mart 2014 tarihinde yapılacak olan yerel seçimler öncesinde yoğun tempoda sürdürdüğü çalışmalara aralıksız devam ediyor. Bu kapsamda Erzin ilçesinde Erzinliler ile bire bir görüşme imkanı bulan Ergin, Hatay’ın geleceğinin adayı olduğunu söyledi. Erzin’e hafta sonu sabah erken saatlerde giriş yapan Ergin’i, Erzin Belediye Başkanı Kasım Şimşek, AK Parti Erzin İlçe Başkanı Abdullah Yakar, ilçe yönetim kurulu üyeleri ile Belediye Başkan aday adayları karşıladı. İl Başkanı İsmail Kimyeci’nin de bulunduğu ziyarette Erzinli vatandaşlar, AK Parti Hatay Milletvekili Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sadullah Ergin’e büyük bir coşku ile sevgi gösterisinde bulundu.
Erzin’de ilk olarak kahvaltılı toplantıya iştirak eden Ergin, Erzin’in değişik mahalle ve caddelerinde vatandaşlar ile bir araya gelerek Hatay’a yapılan yatırımlar hakkında aydınlatıcı bilgiler sundu. Erzin esnafını da işyerlerinde ziyaret eden Ergin, hayırlı işler temennisinde bulundu. Hatay’ın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Ergin, “Hatay Büyükşehir ve ilçe belediyeleri ile birlikte bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Büyükşehir’in imkanları ilçe belediyelerine göre oldukça fazladır. Büyük projeleri hayata geçirecek olan Büyükşehir belediyesidir. Bu nedenle Hatay’ın geleceği, yarınlarımız, bugünden daha aydınlık olmalı” dedi.
Karşılıklı sohbet şeklinde geçen toplantılarda vatandaşların da soruları da yanıtlama imkanı bulan Ergin, “Kentsel dönüşüm demek, evinizin başınıza yıkılması anlamına gelmez. Aksine oturduğunuz evden daha güzeline sahip olmak anlamını taşımaktadır. Doğalgaz konusuna gelince, sizler Doğalgaz’ı isteyin, talep edin, bizler gerekeni yapalım. Sizler hizmeti istemeye devam ettiğiniz sürece bizler sizlere hizmetleri sunmaya devam edeceğiz. Biz sizden aldığımız destek ile Hatay’a bugüne kadar yapılmayan hizmetleri, yatırımları yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Yaptığımız yatırımlar Hatay’ın alt yapısını oluşturan yatırımlardır” dedi.
HAYALDİ, GERÇEK OLDU
İskenderun, Payas, Dörtyol, Erzin bölgesinde yatırım yapacak bir karış yer kalmadığını ifade eden Ergin, “Şu anda yer verecek durumda olsak 25 ila 30 milyar dolar yatırım yapacak müteşebbisler hazır. Kurulacak her tesis en az 400-500 gencimize iş, aş imkanı sağlayacak. Ama yer yok, bunun üzerine Osmaniye’de iki tane Organize Sanayi Tesisi kuruldu. Ve Osmaniye’deki iki Organize Sanayi Bölgesi dolmuş durumda. En nihayetinde yatırımcılara yer verelim dedik, İlimizin doğusunda bulunan yerleri tahsis edelim dedik. Amanos Tünellerini önce hayal edelim dedik. Bizim bu saydığımız projeler önce hayal ile başlamıştır. Önce hayal ediyorsunuz, hayallerinizi ısrarla takip ediyorsunuz. O ısrarlı takipler neticesinde hayallerinizin ucundan yakalayıp, hayata geçirme imkanı buluyorsunuz. Amanos tünelleri de bu şekilde hayaldi bizim için, Reyhanlı Barajı gibi. Ama şimdi o hayal ettiğimiz, havaalanı, duble yollar, barajlar tüm bunlar gerçeğe döndü. Şimdi Amanos Tünelleri İskenderun, Payas Bölgesinden Kırıkhan, Hassa arasında bir yerden çıkacak şekilde dağın altından yapılacak tünel ile İskenderun Limanını Kırıkhan’a Hassa’ya, Akbez’e ulaştırmak istiyoruz. Bu bölgedeki tarım dışı arazilerimizi sanayi bölgesi olarak dizayn edilmesi ve yeni sanayi yatırımlar ile ilimizde ihtiyaç duyduğumuz istihdam açığını kapatmak anlamında önemli bir imkan oluşturulmasını ısrarla takip ettik. Yapılan incelemeler sonrasında Hassa bölgesi civarında tarıma elverişli olmayan 40 bin dönüm arazi sanayi yatırımı yapılmaya müsait yer olarak tespit edildi. Yapılacak olan tünel, yaklaşık 1 katrilyonluk bir proje. Şu anda Hatay’a yapılan tüm yatırımları üst üste koyun hepsinin toplamından daha büyük bir rakam. Bu projeyi ihale etmek kolay ama hayata geçirmek zor, kaynağını bulmak zorundasınız. En nihayetinde büyük mücadeleler sonrasında Bu proje’de onaylandı ve Amanos Tünelleri projesi ihale edildi. İnşallah önümüzdeki aylarda ilk kazmayı vururuz. Böylelikle Amanosların doğusuyla batısını, İskenderun Bölgesi ile Kırıkhan, Hassa bandını buluşturuyoruz. Toplam 30 Km’lik bir bant. Bunun 20 Km’si bağlantı yolları. 10 Km’si Amanos Dağının altından geçen tünellerden oluşuyor. İnşallah önümüzdeki aylarda projenin yapım ihalesini yaparak Hatay’ın doğusunu-batısını, kuzeyini-güneyini birbirine bağlayarak bu ilimizin geçmişinden bu yana, tarihinden bu yana en büyük en stratejik, en önemli projesini hayata geçiriyoruz hayırlı uğurlu olsun diyorum. Bu projenin adını konuştuk sadece Hassa bölgesinde bulunan toprakların fiyatı 5’e katlandı. Proje ihalesi yapıldığında kayalık arazilerin değeri 10 katına fırladı.Şimdi kazma vurulsun o bölgedeki araziler 30-40 kat değeri artacak. Böylelikle limana deniz ve demir yolu ile ulaşıyorsunuz. yatırım arazisi uçsuz bucaksız, Hatay’a ek gelir getiren çılgın bir proje. Amanos tünelleri Hatay’ın sosyo-ekonomik dengelerini değiştirecek” dedi.
Gelecekte de bu yatırımların hızla devam edebilmesi için dizlerinizde derman olması gerektiğinin altını çizen Ergin, “Çok güzel projeler düşünebilirsiniz, ama bunları hayata geçirecek dizlerinizde derman olmazsa, kasanızda paranız olmazsa, siyaseten istikrarınız yoksa, hükümet kaynak üretmekte yetersiz ise bunların hepsi lafta kalır. 2002’den bu yana Hatay insanlarına hangi sözü verdiysek Allahın izniyle o sözün gereğini yerine getirerek, mahcup olmadık, Allah bizi mahcup etmedi. Yerine getirmeyeceğimiz sözü vermemeye gayret ettik. Yapabileceğimiz bir işi 40 defa düşündük ve taahhüt ettiysek onuda yerine getirdik. Bugüne kadar vermiş olduğumuz sözlerden bölünmüş yolar bitti, hastaneler bitmek üzere, havaalanımız çalışıyor, barajlarımız inşa halinde, eğitim sağlık kurumlarımız hızla yapıldı bitti” dedi.
‘PLANLIYORUZ, ÜRETİYORUZ’
Türkiye’nin 2002 yılı ve öncesi ekonomik yönden nasıl bir durumda olduğunu herkesin unutmaması gerektiğini kaydeden Ergin, “Çünkü bugün geldiğimiz noktayı mukayese edecek bir parametremiz olması lazım. Sıkıntı dönemi gelmeden, istikrarı ve bolluğun dönemini bilin. 2002 öncesi yılları bir hatırlayalım. Türkiye periyodik olarak 6 ayda bir krizden krize devrilen bir ülke idi. Sermayesi olupta biraz yatırım yapmak isteyen şahıslar endişeliydi. Bankadaki dövizlerini bozdurarak işyeri açan esnafımız bir gece sonrası yaşanan kriz ile bir anda sermayesi 3’te 1 oranına düşüyordu. Bu şekilde esnafımız, tacirimiz Türkiye’nin üç ay sonrasını göremiyordu. Bundan dolayı kimse yatırım yapmaya korkuyordu, cesaret edemiyordu. Paralar ya faizde duruyordu, ya da dövizde duruyordu. Esnafımız hamle yapmaya korkuyordu. O günlerden bugünlere geldik. Şu an 30 sene sonra kendisini finanse edecek projeler üretiliyor. Emin olun o 30 senelik projeleri finanse edecek bankalar sıraya giriyor, peşinizden koşuyor. Bu şu demektir. Türkiye’nin gelecek 30 yılını güvende görüyorum demektir. Hiç bir kimse özellikle finans kurumları, sermayesini riskli alana yatırmaz. 11 yıl önce Türkiye olarak dünya genelinde en büyük 26. ekonomiye sahip idik. Bugün dünyanın en büyük 16. ekonomisine sahip ülkeyiz. 2002’de milli gelirimiz, 230 milyar dolar, bugün geldiğimiz nokta 822 milyar dolar. Bunu kişi başına vurduğumuzda 2002’de 3492 dolar’dı, bugün ise 13466 dolar’a yükselmiş durumda. Yine 2002’de enflasyon yıllık bazda % 29-30 civarındaydı, bugün bu rakam % 7,3. 2002’de IMF’ye 23,5 milyar dolar borcumuz vardı, bugün bu borç geçtiğimiz 2013 Nisan ayında son ödemesi yapılarak sıfırlandı. Bu da yetmiyor IMF’ye isterse kendisinin kullanabileceği 5 milyar dolar para verebileceğimizi ifade ettik. Onun dışında Merkez Bankası’ndaki döviz rezervimiz 2002’de 27,5 milyar dolardı, bugün geldiğimiz noktada 141 milyar dolar kasamızda döviz rezervimiz var. Batan bankalarda vatandaşlarımızın giden paralarını bu iktidar ödedi. Bütün bunları şunun için ifade ettim, nereden nereye geldik. Bugün çılgın projeleri hayal edip hayata geçirebiliyorsak arkası sağlam, hazine dolu, hükümet olarak ayakları yere sağlam basıyor, afaki projelere evet demiyor. 2002 yılında devlet borçlanma faizi %63 idi, bugün esnafız, taciriz %63 faiz oranla borçlanıp, para kazanarak büyürüm diyen var mı? Bugün borçlanma faiz oranı % 4,6’dır. Ziraat Bankası’nın çiftçiye verdiği kredinin %34’ü icraya düşüyordu. Bugün ise bu oran % 2,7’dir. Bunlar insanımızın kendi ayakları üzerinde durmasının işaretidir. Bütün bunları şunun için ifade ettim. Türkiye planlayabilen, planladığını icra edebilen, icra edeceği projelerin kaynaklarını oluşturup üretebilen, bunları sağlıklı şartlarda üretip kullanabilen bir ülke. Bu sağlıklı ülkenin, Hatay’a yansımasını inşallah sağlamak durumundayız” dedi.
“SABRI ELDEN BIRAKMADINIZ”
Ayrıca 1,5 milyon insanımızın yaşadığı bu şehirde sosyal barışı koruyacak huzuru devam ettirecek ve bu şehri ateşe atmak isteyenlere fırsat vermeyecek bir alt yapının kurulmasının şart olduğunu dile getiren Ergin, “Çünkü yanı başımızda 3,5 yıldır devam eden savaştan olumsuz etkilenmiş durumdayız. Bu 3,5 yıllık etkileşim nedeniyle ilimizde bir süre maalesef ciddi sıkıntılar yaşandı. Komşumuzda yaşanan sıkıntıların Hatay’a sirayet etmesi için çok çaba sarf edenler oldu. Ama teşekkür ediyorum bu şehrin aklıselim insanlarına sağduyu sahibi halkına, bütün kışkırtmalarına rağmen, sabrı elden bırakmadınız ve bu husumeti def edecek veraseti gösterdiniz. Bu şehirde sosyal barışın sürdürebilmesi için, bu şehirde birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışma ikliminin bizden sonraki nesillere aktarılabilmesi için bu seçimlerin ayrı anlamı var” diyerek sözlerini tamamladı.