AK Parti Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sadullah Ergin’in İskenderun’a ilgisi büyük. Haftanın birkaç gününü burada geçiriyor.
Sadece İskenderun ve belde halkıyla bir araya gelmiyor, gönül de alıyor..
‘Sadece ben bilirim’ demiyor..
Dinamik güçlerin fikirlerine de itimad ediyor.
Hayırsever İşadamı Nuri Üysen, Ali Tekten, Mahir Taner, Doğan Erten, Yusuf Güler, Kazım Gökmen, Saim Kınalı, Ali Ahraz’ı ziyaret etti, ama aynı gün birçok mahallede ev toplantısına katılıp, insanların da sorunlarını dinliyor.
Örneğin Meydan Mahallesi’ndeki mitingi izlerken, sahipsiz kesimlerin feryadına şahit oldum. Bir o kadar çocukların durumuna üzüldüm.
Belki birçoğu sahile gitmediği gibi, henüz kentin sosyal ve kültür olanaklarından faydalanmış bile değil. Yazık!
Oysa bu çocuklar hepimizin..
Biliyorum ki, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Halka dokunmanın sıcaklığı hizmetlere de yansıyacak.
Tepe mahalleler de öyle..
Yıllarca sahile yatırım yapan bir anlayışın; Meydan Mahallesi’ni sürekli görmezden geldiğini, toplumun isteklerine kayıtsız kaldığını gördüm.
Allah aşkına, Meydan Mahallesi’ne küçücük bir dokunuş yapmak, belediyenin hiç mi aklına gelmedi? Yağışlardan ötürü, sokakları yağmur suyu kaplamış, çamur deryası diz boyu.. Gürsel Mahallesi’ni, Mustafa Kemal Mahallesi’ni şantiyeye çeviren anlayış, Meydan Mahallesi’ndeki zorlu yaşam koşullarını hiç mi görmez ya da görmek istemez?
Sadullah Bey’i ve Belediye Başkan Adayı Seyfi Dingil’i kutluyorum..
İskenderun’un sadece sahilden ibaret olmadığını, arka sokaklarda insanların yaşadığı zorlukları siyasi arenda yer bulmasını sağlayan AK Parti İskenderun 1. Sıra Belediye Meclis Üyesi adayı Mehmet Dönmez’e de teşekkür ediyorum.
Aylardır Meydan ve tepe mahallelerinde kamp kurarak, değişime öncü olmak için gösterdikleri azmi, heyecanı gözler önüne serdiler..
Onlar sayesinde;
Planlanan hizmet furyasının aslında nerede başlanması gerektiğini gördük.
Benim açımdan hakikat budur!
Bir husus daha var;
Ciğerlerimizi karartan, İskenderun’u katran şehre dönüştüren taşocaklarına yönelik Sadullah Ergin’in tavrını önemsiyorum.
Hemen her gün, seçim meydanlarından taşocaklarına yükleniyor.
‘Taşocakları gidecek, yerleşim alanları rahat nefes alacak’ diyor.
Dahası, köstebek yuvasına dönen hasarlı alanlar ağaçlandırılacak..
Şimdi, ‘seçim zamanı bunları söyleyenler, yarın unutur’ diyenleri duyar gibiyim..
Ben öyle düşünmüyorum..
En azından, taşocaklarının dağın arkasına taşınacağını biliyorum.
Bu konuda bakanlık nezdinde çalışmalar yapıldı.
Büyükşehir yetkisiyle de, bu illeten kurtulmak mümkün.
Dilerim, en yakın zamanda Amanosların yamaçlarına tatil köyleri konuşlanır da, teleferikle bu güzel kent muhteşem bir güzellik kazanır.
Ayrıca, içerisinde aqua parkın olduğu bir yüzme havuzu ve halk plajıyla turistik amaca hizmet ederiz.
Yıllarca Amanos dağıyla bakıştık, denizle olan hasretimizi en yakın Karaağaç Plajı’yla giderdik.
İskenderun bu makus talihini kırmalıyız.
Temennim budur..
KARAHÜSEYİNLİ MEVZUSU!
Belediye Meclisi 3 Mart tarihinde gündeminde bulunan üç maddeyi görüşecek.
Bu son meclis..
Gündem maddeleri az olsa bile, ilki dikkat çekiyor.
Örneğin; Karahüseyinli kıyı kesimindeki tercihli kullanım alanlarındaki mevcut ruhsatlı turizm tesislerindeki minimum 5000 m2 şartı aranmaması ile ilgili yazılı bir önerge var.
Kabul görür mü, bilemem..
Ama aklıma revizyon imar planında İskenderun’un düştüğü durum geldi.
Mesela, yeni yönetmelik 10 metre yolun geçtiği yerde yoğunluğu 4 kat gösterdi, ama bizde halen 3 kat, iyi mi?
Belediye yine de yol gösteriyor..
Arsaları birleştirip, iki dönümün üzerine çıkarsanız, idare ilaveten bir kat veriyor. Ama görüyorum ki, Karahüseyinli’de tersine bir yaklaşım var..
Birileri istiyor ki, 5 dönüm şartı aranmasın..
Neden, niye?
Karahüseyinli’yi, modern, çağdaş, yeşil çevresi bol, görsel ve kaliteli hizmet anlamında büyük projeler düşünmek varken, neden günübirlik tesislerle Arsuz’un önünü keselim ki?
Bu duruma çifte standart denmez mi?
Bu anlayışın kime hizmet etmek istediğini hakikaten merak ediyorum.
İskenderun’da kat yoğunluğunu artırmak için ‘arsaları birleştirin’ diyenler, bakalım Karahüseyinli’de ‘Tesis için 5 dönüme gerek yok’ diyecekler mi?