Sokaklar karanlıktır, tehlikelidir..
Terör örgütleri, uyuşturucu tacirleri de karanlık insanlardır.
Sahipsiz, ilgisiz ailelerin çocuklarını tuzağa çekmek ister..
Güya dostane tavırlarla sahiplenir, yavaş yavaş bataklığa çeker..
Bataklık, karanlık insanların arka bahçesidir..
Masum çocukların ‘korkularıyla’ beslenir.
Özgüvenlerine hakim olmak için haplandırır, ardından kirli emellerine alet etmek için bağımlı birey olmaya alıştırır..
Sonra da kullanır!
Uyuşturucu tacirlerinin acıması yoktur..
Bitmedi..
Suç örgütleri de bunların amcağoğludur..
Birleştiler mi girdap olur, boğarlar!
Bu karanlık yüzler, çocuklarımıza acıdan başka birşey vermez..
Öfkeyle yatar, fırtına biçerler..
Huzursuzluk adına hiç birşeyden kaçınmazlar..
Kavga ve çatışma ortamında kustukları öfke, masum gençleri canından ediyor..
Haber bültenlerinde izliyorsunuzdur..
Sokaklarda eli bıçaklı gruplar türedi..
İstiyorlar ki, kavga ve çatışma ortamı oluşturup, huzursuzluktan nemalansınlar..
İzin verecek miyiz?
***
Farkındayım, ergenlik çağında çocuklarımızın ruhen yaşadığı değişimler var..
Bazen çocuk korkuyor, içine kapanıyor, yaşadıklarını saklıyor..
Ayrıca; ekonomik etkenler, okul ve mahalle ortamı, arkadaş çevresi, vesaire birçok sebep aramak mümkün..
İşte tam da burada, aileye büyük görev düşüyor..
İskenderun İlçe Emniyet Müdürü Cengiz Başar’ın, ‘suç örgütleri ve tuzakları’ konulu seminerde ortaya koyduğu uyarıları dikkate almak gerekir..
Nasıl mı?
Öncelikle, bu terör girdabından çocuğumuzu uzak tutmalıyz.
İlgiyle, şefkatle yaklaşmalıyız..
Arkadaş çevresini gözlemlemeli..
Boş vakitlerini nasıl geçirdiğini kontrol etmeliyiz..
Şüpheli durumlarda polisten yardım almanızda fayda var..
Emniyet Müdürü Cengiz Başar’ın da dediği gibi;
“- Suç kavramı hastalık gibi ama hastalıktan kurtulmanın yollarını bilir isek, o virüse karşı vücudumuzun bağışıklık kazanmasını ve vücuttan atmayı başarmış oluruz.’’
***
Lütfen!
– Tahriklerle, bir takım vaatlerle bir başka yöne çekilmeyin.
– Suç örgütlerinden, uyuşturucu tacirlerinden, kavgadan, çatışmadan uzak durun!
– Mahallemizi, memleketimizi karanlıklara sürüklemek isteyen bu insanlardan yargı önünde hesap sorulacağını unutmayın!
BALIK PAZARI KOKMAYACAK MI?
İskenderun Belediyesi’nce yapılacak olan, Katlı Otopark ve Balık Pazarı’nın temel atma töreni yapıldı. Belediye Başkanı Yusuf Civelek törende, türküler eşliğinde coştu.. Ancak, mahalle sakinlerince binalara asılan ‘Burada balık pazarı istemiyoruz’ şeklindeki afişler dikkat çekti.
Balık Pazarı istemeyenlerin tepkisini, Yusuf Civelek gördü..
Zira açıklamasının bir bölümünde, ‘Korkmayın.. Teknoloji çağındayız. Kuracağımız sistemle burada koku olmayacak’ dedi.
Hakikatan balık pazarının kokmaması mümkün mü?
Mesela, sahil kordonunda ahşap ya da taş kemerli yapılardan bir balık pazarı konuşlandırılsaydı, daha güzel olmaz mıydı?
Hem oracıkta pişirim olanağı sağlanırdı ki, insanlarımız keyifle ekmek arası balık yiyebilirdi..
Sahilde tabureye oturup, deniz manzarasında balık tüketmenin neresi yanlış, anlayamadım.. Oysa, güneş batımında tadına doyum olmaz, balığın!
Ama Yusuf Bey tutturdu, şehrin içinde balık pazarı konuşlandırıyor.
Bu zorlama niye?
Hem kokmayacak denilen balık pazarının etrafa koku salacağını hepimiz biliyoruz. Oysa sahilde bırakın da etrafımız balık koksun..
Koksun ki, canımız çeksin, yiyelim..
Hem Yusuf Civelek, bir vakit Arıtma Tesisi de kokmuyor diyordu.
Tesisin önünden bir geçiverin Allahaşkına, ortalık pis kokuyor mu, kokmuyor mu? Aklımdayken, Çöp Fabrikası da kokmaz diyordu, çevresinde bitkiler kurumaya başladı. Üstelik kokudan geçilmiyor..
Uzağa gitmeyin;
İskenderun Spor Kompleksi önünde 10 dakika durmanızı öneriyorum.
Ortalık lağım kokusundan geçiliyor mu, geçilmiyor mu, siz karar verin!
Şimdi de, Yusuf Civelek ‘balık pazarı kokmaz’ diyor..
İnanalım mı?