Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın ne yapmaya çalıştığını anlamak mümkün değil.
Bu aralar demagoji yapmakla meşgul..
Belediye personeli üzerinden ‘mağduriyet’ havası yaymaya çalışıyor, AK Parti meclis üyelerini ‘şikayet’ unsuru haline getiriyor.
Diyelim ki, AK Parti Büyükşehir Belediye Meclis üyeleri daha ilk günden haksızlık ediyor, peki Lütfü Bey’in ‘uzlaşı’ konusunda attığı bir adım var mı?
‘İstişare’den uzak olan kim?
AK Parti mi, kendisi mi?
Seçim kazandığı gün eline ‘abaküs’ alıp, dalga geçmeyi marifet sayan kendisi değil miydi?
Hatay hizmet beklerken, ‘ben bildiğimi okurum’ deseniz, birileri çıkar size ‘dur’ der.. Nedir mesele? Anlatayım;
Hatay’ın büyükşehir statüsüne kavuşmasının ardından il genelinde hizmet verecek Hatay Büyükşehir Belediyesi için ihtiyaç duyulan personel ve bütçeye AK Partili Meclis üyelerinden izin çıkmadı ya, Lütfü Savaş kıyamet koparıyor..
Başladı sızlanmaya..
AK Partili üyelerin ret oyları ile bir daha ki meclis gündemine kalan norm kadro sorununu ‘Siyasi muhalefet, demokratik seçimden dolayı Hatay halkını cezalandırmak istiyor’ sözleriyle değerlendiriyor.
Peki Lütfü Savaş hakikaten haklı mı?
Siyaset yapacağı yerde, bu ertelemenin ne anlama geldiğini açıklamayacak mı?
Ya da şöyle sorayım;
Memurların mağdur olduğu doğru mudur?
Lütfü Savaş’a tavsiyem;
Önce elindeki ‘abaküsle’ meclisteki salt çoğunluğu sayıversin..
Bir de ‘güç gösterisi’ yaparak, direnci kırmak için yaptığı girişimlerin bir sonuç vermeyeğini anlasın!
Bunları şu sebepten ötürü söylüyorum..
Madem ihtiyaç duyulan personelle ilgili bir işlem yapılacak, meclis üyelerinin neden haberi yok?
Ön hazırlık yapmayan meclis üyesi, bilmediği konu hakkında el kaldırıp, ‘evet’ demek zorunda mı?
İkincisi; İçişleri Bakanlığı tarafından tahsis edilen memur ve işçi statüsündeki toplam 4 bin 890 kişilik norm kadronun muhteviyatı hakkında hiçbir Büyükşehir belediye meclis üyesinin bilgisi yoktu.
Lütfü Savaş bu durumu nasıl açıklamayı düşünüyor?
Hangi partiden olursa olsun; bir meclis üyesinin, ‘Kadroda kaç daire amiri var, kaç tane müdür var, kaç tane teknik personel var, bunlar yeterli mi veya fazlalık içeriyor mu?’ şeklinde soru sormaya hakkı yok mu?
Hem, Lütfü Savaş bir konuda kamuoyunu yanlış bilgilendirmekle beraber, Büyükşehir memurlarının maaş alamadığı bilgisini eksik anlatıyor.
Şöyle ki;
Belde belediyelerinde görev yaparken, Büyükşehir’e aktarılan memurlar, seçim öncesi hazırlanan yarım maaş tutarındaki bordoları İçişleri Bakanlığı’na gönderildiği gibi; ayın 15’inde, yani Büyükşehir Meclis Toplantısı’ndan bir gün önce maaşlarını bankalardan çektiler.
Bildiğim kadarıyla, 21 Nisan 2014 Pazartesi günü meclis var.
Kaldı ki, meclis üyeleri haklı olarak bilgilendirildikten sonra bu sorun aynı gün çözüme kavuşmuş olacak. O halde, sadece beş günlük bir bekleme süresi için yaygara koparmanın manası nedir?
Bu yasal zorunluluğu görmezden gelen Lütfü Savaş, fırtına koparmakla neyi amaçlamış olabilir?
Bana sorarsanız;
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş demagoji yaparak ortalığı germek yerine, ‘birlik ve beraberlik’ içinde hareket edebilir, ‘meclis üyelerini’ bilgilendirmekle ilk adımı atabilir..
İlk gün yapması gereken buydu..
Üzgünüm ama;
Lafta ‘uzlaşı’ çağrısı yapmanın Hatay’a bir getirisi yok!
Hiç kimse Hatay halkından büyük değildir..
Oturun, konuşun, Hatay’ın geleceği için çalışın!
Bırakın siyaseti ve şikayeti artık!