Umut tacirliği!

kösem konut
İskenderun’da sayısız konutlar yapılıyor.
Şehrin birçok noktasında hızla yükselen binalar var.
Bu yapı bir yandan kentsel dönüşüme de katkı sunuyor, farkındayım..
İşini hakkaniyet içinde yapandan Allah razı olsun!
Netice itibariyle;
İnsanlar ev sahibi olmak için emeklerini, biriktirdiklerini ortaya döküyor.
İster ucuz olsun, ister pahalı; ama rahat olabileceği, huzur bulabileceği, ailesiyle mutlu olabileceği bir daire ister.
Birikmişliğiniz yoksa bile banka kredisiyle risk alırsınız.
Değil 150 metrekare, 80 metrekare olsun, farketmez!
Küçük olsun ama eviniz olsun..
Peki, sizler bu hayallerle ev sahibi olmaya çalışırken, bir inşaat firması size sattığı bir daireyi başkasına da satabilir mi?
Böyle bir ihtimal mümkün müdür?
Ya da inşaat alanı olarak belirlenen bir mahallede, Ocak ayında temel atacağını söyleyen bir firma nisan ayına girmişken, oralı olmuyorsa, tedirgin olmaz mısınız?
Bu madalyonun ön yüzü..
Bir de şöyle soralım;
İskenderun’da ne zamandan beri, bir inşaat firması, “Bana 200 bin lira ver. Bu parayla senin adına demir ticareti yaparak, her ay sana 4 bin lira kazandıracağım. Endişelerini gidermek için de sana karşılığında bir daire vereceğim” diyebiliyor..
Peki aynı yöntemle o dairenin birkaç kişiye pazarlandığını kim, nasıl bilecek?
Bu da madalyonun öteki yüzü..
Ne de olsa, birkaç ay bu tezgaha düşen kişiye paraları ödendi mi, işler tıkırında gidiyor düşüncesi hakim oluyor.
Bu duruma ne denir, bilirsiniz!
Umut tacirliği mi, dolandırıcılık mı?
İşin ilginç tarafı; aynı firma İskenderun’un birçok mahallesinde inşaat yapımını sürdürüyor. Peki neden böyle oldu? Münferit bir olay mıdır?
Henüz bilmiyoruz!
Ama aynı daireye ortak olduğunu sonradan farkeden konut sahiplerinin soluğu mahkemede aldığını biliyorum.
İddialar bunlar..
Bana gelen bir mesajda, olayın mağdurlarından biri de MKÜ’de öğretim üyesi..
Olay adli makamlara intikal ettiği için şimdilik firmanın ve öğretim üyesinin adını yazmayı doğru bulmuyorum.
Ancak yine de insanın sorası geliyor:
Bir; firmanın akıbeti ne olacak?
İki; mağdurun günahı nedir?

AH ŞU GECELER!
Benim bildiğim spor kulübünüz varsa; içinde futbol barınıyorsa ASKF’ye veya başka bir branşa hitap ediyorsa, en azından ilgili başka bir kuruma kayıtlı olması gerekiyor. Bunların hiçbiri yoksa, olsa olsa adına dernek denir..
O halde ismin sonundaki SK’nın anlamı nedir?
Geçelim..
İskenderun’da sportif faaliyetin sonuna SK diyorsunuz; fakat faaliyetin ‘F’si yok.
Peki spor kulübüne destek amaçlı gece düzenlemek de neyin nesi?
Hakikaten merak ediyorum;
Spor kulübü dediğiniz şeyin bir fikstürü, ligi olmalı..
Var mı? Yok!
Fakat olmayan ligin gecesi var..
Üstelik aynı yöneticiler açıkça birinci kuruluş gala gecesine davet yapıyor.
Gitmek isteyen gider, bilet için para da harcanabilir.
Ama gelin görün ki, İskenderunspor’a bir kuruş bile vermeyenler ‘çakma’ gecelerle gün geçireceklerse, yazıklar olsun!
***
Bugün 23 Nisan!
Egemenliğimizin simgesi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 94. yaşını ve tüm dünya çocuklarının 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlarım.

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.