İskenderun Belediyesi’nde ziyaretler aralıksız sürüyor.
Haftalardır aynı şey, bitmiyor!
Biri geliyor, diğeri çıkıyor..
STK’lardan tutun da, meslek örgütlerine kadar, herkes sırada..
Tamam gelenek sürsün.. ‘Hayırlama’ ziyaretlerine eyvallah!
Birşey dediğimiz yok!
Ama cılkını çıkarmaya çalışanlar var..
Bütün gün kendini gösterip de ‘beni unutma’ diyenlerle dolup taşıyor belediye..
Seçimler biteli 3 hafta oldu, halen ziyaretler sürüyor..
Sonu görünmüyor!
Oysa bırakın da belediye başkanı, şehir merkezine çıksın!
Esnafı dolaşsın.. Varsa şikayet ve talepleri dinlensin.
Çözümle alakalı bir çalışma yürütülsün..
Daha sırada mahalleleler var!
Bir belediye başkanının zamanını ve enerjisini çalmanın kente ne faydası var?
İşin ilginç yanı;
“AK Parti’nin ismini bile duymak bana rahatsızlık veriyor” diyen de orada..
Paralelcisi de..
Resimlere bakıyorum, evlere şenlik!
Hepsinin yüzünde bir tebessüm!
Gayet mutlu görünüyorlar..
Sosyal medyadan atıp tutanlar bile orada, iyi mi?
Seyfi Başkan için çok çalışmışlar, besbelli(!)
Benzin parası isteyen..
İyi bir makam peşinde koşturan, el ense keyif yapmak isteyen bile orada..
Vakıf bellemişler, belediyeyi..
Vallahi de, billahi de;
MHP’nin büyükşehir adayının güya basın danışmanlığına soyunmuş, basına hemen hergün haber ve fotoğraf paylaşan zat-ı muhterem de bir gün olsun belediyeden ayrılmıyor..
Ve daha fazlası..
Belediye Başkanı Seyfi Dingil bunlara müsamaha göstermemeli..
Sanmayın ki, sadece İskenderun’da durum böyledir..
Payas da aynı..
Belen de.. Arsuz da!
Daha yolun başında insanları bıktırmanın mazereti olamaz!
Bitsin artık bu çile..
Seçimden sonrası, daha ilk günden itibaren zevksiz bir maça döndü.
Tek kale devam ediyor.
Asıl sorumsuzluk budur işte.
BİRAZ GEÇ OLMADI MI?
İskenderun Çevre Koruma Derneği Başkanı Barış Sönmez, geçenlerde bir takım sorunlara parmak basmış..
Demiş ki;
“- İskenderun’da turizm ve turist için geleceğe dönük bir programımız ne yazık ki bulunmuyor. Turistin denize rahatça girebileceği plajlarımız, günübirlik konaklama alanlarımız, ucuz ve temiz konaklama tesislerimiz, deniz kenarı lokantalarımız yok veya yok denecek kadar az. Denizle iç içe yaşıyor gibi görünen bu kentin tüm kıyılarını ikinci konutlarla doldurduk, denizi de adeta parselledik.”
Yanlış değil anlattıkları..
Barış Sönmez gayet doğru tespitler yapmış..
Ama biraz geç olmadı mı diye de sormak gerek!
Bizler yıllarca bu tespitleri, sayısız kez gündeme getirdik.
Beldeler henüz mahalle değilken, yazdık çizdik!
Yusuf Civelek, İskenderun’a sahil lokantası yapacağını söylerken yanında durduk, daha sonra umursamaz hallerinin de üzerine gittik.
Peki, Barış Sönmez o vakit neler yapıyordu?
Yusuf Civelek, ‘Deniz lokantası’ sözünü verirken, beş yıl içinde ‘Verdiğiniz sözü neden tutmuyorsunuz’ diye bildi mi?
Arsuz’daki belde belediyelerini gezip de, ‘Sevgili başkanlar, bir durun yahu! Arsuz’da yazlık konutlardan geçilmiyor’ sorusunu sorabildi mi?
Ben hatırlamıyorum..
Oysa bugün, Seyfi Dingil makama oturunca; vermiş veriştirmiş..
Ne iş?