Yıllarca üzerimizde ölü toprağı vardı.
Sevinçlerimiz bile kısaydı.
İskenderun’da güzel şeyler olunca iki gün sonra unutuyor, olumsuzlukları ise uzun bir süre dilimizden düşürmüyoruz.
Dedikodunun, kıskançlığın prim yaptığı bir kaygan zeminde, kabuğu kıracak nice mücadeleler hep cılız kaldı.
Kimi zaman sustuk, görmezden geldik..
Açık ara geriden gelenler, bugün zirvede zafer çığlıkları atarken, bizler hep boynu bükükleri oynadık.
Çabalayanı, azmedeni, inançla yola çıkanları öteledik.
Gruplaştık!
Başarının alkışlanması gerektiği günlerde bile, imtina ettik.
Hep bir karşılık bekledik, çünkü..
Oysa sevgiye karşılık bekleniyorsa; adının sevgi olması yanlıştır.
Sevgi iyiliktir, dostluktur.
Sevgi emektir, kazandırmaktır..
İskenderun’u sevmek de böyledir işte..
Samimi, içten, yalın sevmek gerek..
***
Peki elini taşın altına koyanla, koymayan bir midir?
İskenderun’u sahipsiz bırakmak ‘sevgi’ midir?
Ya da lafta sevmek, İskenderun’a ne kazandırıyor?
Güney’in incisi diyoruz, ama değersiz bir taş muamelesi gördü..
Hatay’ın en kıymetli ilçesi diye övünüyoruz, ama Antakya’nın gölgesinde sürekli ezildi.. Bunu kaderin bir cilvesi olarak görmek doğru mu?
Oysa hep düşünürüm;
Nedir, anlaşamadığımız?
Nedir, bizi birbirimizden uzak kılan şey?
Nedir, bizim suskunluğumuza neden olan öfke?
Yoksa hiçbiri değil de, bunların tümü gereksiz takıntı mıdır?
Bilemiyorum..
Ama bildiğim bir şey var ki;
Bu böyle gitmeyecek!
Birkaç haftadır İskenderun’da güzel şeyler oluyor.
Gruplaşmalar çözülüyor..
Birbirimizle daha sık konuşuyor, her konuda istişare eder duruma geliyoruz.
Bu güven duygusu, giderek İskenderun’a olan bakış açısını sevgiyle harmanlıyor.
İlk meyvesini, İskenderunspor için oluşan güçbirliğiyle gördük.
Müthiş bir kamuoyu, olağanüstü bir kenetlenme duygusu yaşadık.
Elbetteki, bu güzel oluşumda İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil’in emeği çok büyük.. Başkan olduğu günden bu yana, kapalı duran bütün kapıları açtı..
İnandı, inanmamızı sağladı.
Halkın gücünü, tüm katmanlara yaydı.
Sonuç, harkulade!
İskenderun özüne dönüyor..
Bu örnek birlikteliğe katkı sunan;
Hatay Valisi M. Celalettin Lekesiz, İskenderun Kaymakamı H. Hasan Özyiğit, İskenderun 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hakan Atınç, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Payas Kaymakamı İrfan Demiröz, İskenderun İlçe Emniyet Müdürü Cengiz Başar, Payas Belediye Başkanı Bekir Altan, iş dünyası, STK’ların temsilcileri, siyasiler ve daha birçok İskenderun sevdalısını el ele görmek, o kadar güzel ki?
Dilerim bu bu örnek birliktelik, İskenderun’da hızla yayılır..
Kurumlar arasında, STK’lar ve iş dünyasında şekillenir de, İskenderun’un geleceği için yapacağımız her istişare, şehrin tüm sorunlarına ‘çözüm’ olur..
İnanıyorum, bu sefer olacak!
ATATÜRK ANITI ASLINA DÖNÜYOR!
Atatürk Anıtı, Yusuf Civelek döneminde renksiz, solgun bir şekle bürünmüştü.
Gündüzleri ‘simsiyah’ görüntüsüyle, bir anlam kazanmıyordu.
Düşünsenize, Anıt’ın üzerindeki Türk Bayrağı’nın rengi yoktu..
Haklı olarak, tepkiler yükselmişti.
Ben de Anıt’ın ruhuna aykırı diye eleştirmiştim.
Yusuf Civelek, o vakit ‘orjinali budur’ diyerek, tepkilere kayıtsız kaldı.
Ama İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil ise öyle yapmadı.
İlk iş olarak, Atatürk Anıtı’nı hakettiği değeri verdi. Türk Bayrağı’na sahip çıktı.
Dün itibariyle de, Anıt’ın boyama işlemine yeniden başlandı.
Ve Türk Bayrağı, kırmızı-beyaz rengiyle her zaman başımızın üzerinde yer alacak. Teşekkürler Seyfi Başkan!