Unutulur birer birer tüm musibetler.Ateş düştüğü yeri kül eder gerisini kör eder.Ne badireler ne acılar yaşadık toplumsal olarak.Ne feryatlar yükseldi arşa.İnim inim inlemedikmi.Yürekler yas tutarken ,geri kalanların gözleri pas tuttu.Geçmişin ve şimdinin yetkilileri, ilgilileri nutuklar atmadımı , vaatlerde bulunmadılarmı? Ne oldu? İlk zamanlar göze ve kulağa hoş gelecek akıllarınca acıları hafifletecek söylemlerde bulundular.Yani, teselli ve göz boyama öyle olmadımı?
Peki ihmallerin sorumluları kimler olduğu ortaya çıkarıldımı.Velevki sözde bulundu ne cezalar aldılar vicdanlar ne kadar rahatladı.Siyasete yön verenlere ne kadar dokundu ,hangisi sorumluluğu kendi üzerine alma erdemini gösterebildi.Bilen varsa söylesin lütfen. Ülkemizde sorumluluğu üzerine alacak siyasetçiyi aramayı bırakın mağdurların cezalandırılması reva görülür halde. Bu nasıl bir anlayıştır bu nasıl bir vicdandır.
Biz toplumsal olarak her şeyi unuturuz. İddia ediyorum unutkanlık üzerine bir araştırma yapılsa ülkem ilk sırayı kimseye bırakmayacaktır. Sebebi nedir ?Nasıl olur böyle bir şey.Akıl sır erdirmek çok güç. Bilim adamlarının araştırma konusu olacak bir vaziyet.Ne acı gerçek, değilmi. Acıların tazeliği ile hesabını soracağız haklarımızı arayacağız şunu yapacağız bunu yapacağız deriz sonra, sonrası tıss.Bu durum bir musibete mahsus mudur hayır tüm musibetlerdeki tutum tarzıdır.Hal böyle iken sorumlu pozisyonundakiler nabza göre şerbet dağıtmaya devam edecektir haliyle. Acaba bunun için midir ki siyasetçi olma isteği bu kadar tavan yapmıştır ülkemde. Sorumluluğu olan kim olursa olsun bedelini ödemelidir. Öyle ucuz yöntemlerle kimse sıyrılamamalıdır yaptıklarından veya yapmadıklarından.
Atatürk’ün muasır medeniyet hedefini anlamak lazım. Ne demek istemiş neyi ön görmüşte ülkeme o hedefi koymuş. Bu gün daha iyi anlaşılıyor olması gerekir sanırım. Medeniyetten ne anladığımızı tekrar sorgulamamızda fayda var. Batıda sorumluluk anlayışı,inanç anlayışı inanın bizimkilerden çok daha hassas. Çok daha vicdanlara hitap eder vaziyette. Adam kalkıyor evet ben kusurluyum ülkem insanından af diliyorum ve istifa ediyorum diyebiliyor.Cezam ne ise çekmeye hazırım, kanunlar karşısında boynum kıldan incedir diyor öyle değilmi. Var mı ülkemde buna benzer bir durum ben bilmiyorum bilen varsa söylesin lütfen.Batıdaki bu durum, insanın siyasetçiye güven duyması için yeterli bir sebep değilmidir .Sosyal devlet der dururuz.Hem teoride, hem de pratikte ne ölçüde sosyaliz yine batının sosyallik anlayışının neresindeyiz.İnsanların her şartta yaşamlarını idame ettirecek garanti düzenleri mevcut.Sosyal devletler insanını her tür değerlerin üzerinde tutar. Bizde öylemi…
Aç gözünü gör gerçekleri, olaylara dar açıdan değil geniş açıdan bak değerli vatandaşım.Kısır anlayışlarla bir yere varamayız.Önce sen kendine değer ver ki başkalarından değer göresin.Kendine layık gördüğünü yapacak ve yaptıracaksın.Acılar unutulmamalı acılara sebep olan hiç bir şey unutulmamalı bir musibet bin nasihattan iyidir derken içi dolu bir ifade olduğunu hatırlamak ve hatırlatmak gerekir. Bu vesileyle Soma’ya ve önceden yaşanmış ülkemdeki tüm acılara bu acılardan dolayı ocağına ateş düşmüş tüm insanlarımıza Allah sabırlar versin,tüm yitirilmiş canlara da Allah’tan rahmet dilerim…..