İskenderun’da TOKİ nedense yürümüyor.. Çünkü sorunlar bitmek bilmiyor..
Biliyorsunuz ki; şehrin içi konutlara dolunca, yamaçlar değere bindi..
Ancak, yamaçlarda da heyelan riski var..
Takılıp kalıyoruz!
Doğan Petrol’ün üst tarafındaki yamaca yapılacak olan TOKİ projesi bölgenin heyelan bölgesi olması nedeniyle durdurulmuştu.
Peki ne olacak?
Yeniden bir sondaj çalışmasına başlanacak..
Ne kadar sürer bu?
En az 6 ay!
Peki başka alternatif yok mu? Var!
Bir ihtimal TOKİ projesi, Gültepe otoban üstüne kaydırılabilir..
Yanılmıyorsam, AK Parti İlçe eski Başkanı Musa Kurşun, zaten en başından beri adresi Gültepe olarak göstermişti..
Niye caydılar?
Neden yine başa döndük?
Bildiğim kadarıyla Gültepe’deki yerin bir kısmı SİT alanı..
O vakit bir çalışma başlatılsaydı, bugün çözüme kavuşmaz mıydı?
Bugün İskenderun’da normal bir daire soruyorsunuz;
Ağzını açan, 200 bin liradan başlıyor..
Yeni yaptırılan konutlara ise başlangıç, 300 bin lira değer biçiliyor..
Bu en ucuz hali!
Peki dar gelirli insanlarımız ne yapacak?
Daha kaç yıl bekleyecek?
Geçtiğimiz günlerde, AK Parti Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu Payas’ta TOKİ’nin 6 bin konut yaptıracağını söyledi. Üstelik; geçen yıl Türkiye’de yatırım planına alınan 21 hükümet konağından biri şu anda Dörtyol’da yapılıyor, benzeri de Payas’a düşünülüyor.
Yeri bile hazır!
Peki, İskenderun Kaymakamlığı’nı Adliye Sarayı’na taşıyacağımıza, neden bir hükümet konağı da İskenderun’a yapılmıyor?
Madem İskenderun Kaymakamlık binasına Büyük İskenderun Müzesi yapılması amaçlanıyor.. O halde, eski Adliye Sarayı için daha güzel, daha verimli bir proje düşünülmez mi?
Hem, tarihi Adliye Binası’nı bugün restore etmeye kalksanız, harcanacak parayla yeni bir hükümet konağı yapılamaz mı?
Bilemiyorum..
Ama bildiğim şu ki; biz geçmişte bugünü hesap etmeden çok büyük hatalar yaptık..
Bedeli de ağır oldu;
Mesela, Düğünyurdu’nun en güzel arazisine çöp fabrikası kurduk.
Orada yenilen nanenin haddi hesabı yok!
Sonra ikinci bir mezarlık yaptık..
Şimdi de sanayi sitesini taşıyoruz..
Soralım;
Tek çıkış noktamız olan, güzelim araziyi bu durumda ne hallere düşürdük?
KENTSEL DÖNÜŞÜM MERHEM OLACAK!
Sıkıntılar yok değil.. Ama TOKİ’ye en büyük alternatif kentsel dönüşüm..
Geçenlerde İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil’le görüşürken, ‘700 dönüm’ arazide kentsel dönüşüme başlayacaklarını anlattı.
Bu da en az 4 bin 500 konut demek.. Yeni İskenderun’un kurulması ve insanların 300 bin liradan başlayan konut satışlarının altında ev sahibi olmalarını sağlayabilecek bu çalışmaya en başından ihtiyacımız var.
Niye mi?
Baksanıza, şehrin birçok yerinde yeni inşaatlar yapılıyor..
Hatay’da su sıkıntısı yaşanıyorken..
Kuraklık kapımıza dayanmışken..
İnsanlarımız HAT-SU’nun kapısına dayanıp, protestolar başlamışken;
Her nedense yapımına başlanan yaşam merkezlerinde yüzme havuzları, kemerli su yolları unutulmamış..
Bu lüks yaşamın karşılığı nedir?
350 ila 400 bin lira.. Belki daha fazla!
Bazı yerlerde aynı fiyatlar dolara endeksli!
Uzmanlar, yetkililer; suyu idareli kullanılım diye uyarıyor.. Biz ise, konutlar havuzlu olsun, dört bir yanında kemerli su bağlantıları bulunsun diye çabalıyoruz.
Peki, Allah’ın bizlere verdiği güzellikleri cömertçe harcayan bizler, karşılığında memleketin hayrına ne yapıyoruz?
Söyleyeyim;
Mesela bazı firmalar ‘Bize güvenin’ diyerek, muhteşem görsellikte katalog basıyor.. Ama sizler o gizemli tasarımların kocaman sayfalarında gezinirken, olağanüstü büyük güzel resimlerin altındaki 8 puntoluk yazıyı göremezsiniz..
60 sayfalık kataloğun tek bir yaprağında küçücük bir ayrıntı..
Diyor ki;
“Bu tasarıma bakıp aldanmayın. Tasarımın dışına çıkabiliriz. Firmamız projede gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir.”
Bu kadar basit!
Türkçesi şu;
– Yığınca para verip evi teslim alıyorsunuz ama, siz yine de tasarımdaki resimlere pek güvenmeyin. Aynısı bulamayabilirsiniz!
Peki neden 8 punto?
MEVZU İSKENDERUNSPOR’SA TÜM MÜTEAHHİTLERİ BEKLERİZ!
Yıllarca hep aynı isimlerden, bir takım isteklerde bulunuldu.
İş dünyası deseniz, hep aynı isimler gelir akla..
Oysa Allah aşkına etrafınıza bir bakın;
İskenderun’un girişinden çıkışına kadar, onlarca inşaat firmaları yüzlerce, belki de toplamda binlerce konut yapıyor..
İçlerinden kimisi (bir elin sayısı kadar) sosyal sorumluluk adına okul ve benzeri eğitim yatırımına girişiyor, ama birçoğu de sessiz..
İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil’de gayet haklı ve doğal bir istekte bulunarak, İskenderunspor’a destek için müteahhitlerden de para yardımı bekliyor. Bence, bu konuda Seyfi Başkanı yalnız bırakmak çok doğru değil.
Herşeyi de İskenderun Belediyesi’nden beklemek yanlış!
İnşaat sektörü de almış başını gidiyor..
Lafım tüm müteahhitlere;
Peki bunun diyetini ödeme vakti gelmedi mi?
Neden hayırlı bir girişimde olmak istemezler!?
Onlar niye yoklar?
Bana sorarsanız;
İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil, bir toplantı organize edip, tüm müteahhitlerle bir araya gelmelidir.
Mevzu İskenderunspor ya da başka ‘hayırlı’ bir girişim de olabilir;
Bizlere yardımlaşmayı öğütleyen Ramazan ayında, küçük/büyük herkesin desteğini beklemek doğru olmaz mı?
Birlikten güç doğar, böylece..
HASTANE YETKİLİLERİNE ÇAĞRI!
Dün bir okurum paylaşmış..
Annesinin rahatsızlığı nedeniyle gittiği İskenderun Devlet Hastanesi’nde temizlik koşullarına riayet edilmemesine tepki göstermiş.
Okurum şöyle diyordu;
“- Dün annemin hastanede yatmasından dolayı ziyaretine gittim. Tuvaletler temiz değil, bir şekilde özürlü tuvaletinde musluk çalışmıyor. Peçetesi dahi yok! Bırakın peçeteyi, sıvı sabunun içi suyla dolu. Bu nasıl bir hastane anlamadım. Hijyenin en üst düzey olması gerekirken, sanki herkes ilgisiz. Kimin ne yaptığı belli değil. Güvenliğe soruyorum; bu lavabolarda neden sıvı sabun, peçete yok? Görevli bilgisayarın başında sosyal medyada geziyor. Yazık çok yazık!”
İddia bu..
Yanılmıyorsam konu edilen hastane, eski SSK (A Blok) olmalı..
Biliyorum ki, o hastanede çok büyük bir yoğunluk var.
Geçenlerde sistem çöktü..
Hastalar saatlerce perişan oldu..
Bir kısmı SSK’lı, Bağ-Kur’lu olmasına rağmen eczaneden parasıyla ilaç almak zorunda kaldı. Görevlilerin ise yüzü hiç gülmüyor..
Birçoğu da hastayı yanlış yönlendiriyor..
Biri bir başkasına pas eediyor, hasta dönüp dolaşıyor en başa dönüyor, iyi mi?
Bir rehavetin olduğu belli..
Ama söz konusu ‘hijyen’ ve hastanın sağlığı olunca, hastane yetkililerinin olaya daha hassas yaklaşmasını bekliyorum.
En azından arada bir eksikliklere bakılsın..
Denetlensin!