Erdoğan, ailesinin Rize’nin Güneysu ilçesinden İstanbul’a göç ettiği Kasımpaşa semtinde doğmuştur. 11 Ağustos 2004 tarihinde Gürcistan ziyaretinde “Ben de Gürcüyüm, ailemiz Batum’dan Rize’ye göç etmiş bir Gürcü ailesidir.” dedi.Tayyip Erdoğan, 2007’de NTV’de katıldığı bir programda Türk olduğunu da söylemiştir.
Babasının Sahil Güvenlik Teşkilatı’nda görevli olmasından ötürü çocukluğu Rize’de geçti. Ailesi ile birlikte 13 yaşındayken İstanbul’a yerleşti. Çocukluk döneminde limonata ve simit sattı. İlkokulu Kasımpaşa semtindeki Piyalepaşa İlkokulu’nda, liseyi ise İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde okudu ve 1973 yılında mezun oldu.Üniversiteye girme konusundaki kısıtlamalar nedeniyle dışarıdan bitirme imtihanlarına girerek fark derslerini verdi ve Eyüp Lisesi’nden ikinci bir lise diploması aldı. Daha sonra Marmara Üniversitesi’ne bağlanarak adı Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi olarak değiştirilen Aksaray İktisadi ve Ticari İlimler Yüksek Okulu’ndan lisans derecesiyle 1981 yılında mezun oldu.
Recep Tayyip Erdoğan aslen Rizeli olan Ahmet Erdoğan ile Tenzile Erdoğan’ın oğullarıdır. 27 Haziran 2006 tarihinde vefat eden ağabeyi Hasan Erdoğan’ın ardından ailenin en büyük ikinci çocuğudur. Çocukluğunda babası, deniz yollarında kıyı kaptanı olarak çalışan Erdoğan’ın, ailesiyle birlikte 13 yaşında Rize’den, İstanbul’a geldiğinde 3’ü erkek ve 1’i de kız olmak üzere 4 kardeşi daha bulunmaktaydı. Hayatının önemli bir bölümü Kasımpaşa’da geçen Erdoğan, ilkokulu Piyale Paşa İlkokulu’nda okumuş, 1965 yılında ilköğretimini bitirip, İstanbul İmam Hatip Lisesi’ne başlamıştır.
4 Temmuz 1978 günü verdiği bir konferansta tanıştığı 1955, Siirt doğumlu Emine Gülbaran ile tanışmış ve ardından evlenmiştir. Emine Erdoğan ile Recep Tayyip Erdoğan’ın Ahmet Burak ve Necmettin Bilal isminde iki oğlu, Esra ve Sümeyye isminde iki kızı bulunmaktadır.
Gençliğinde yerel bir kulüpte yarı profesyonel futbolcu olarak oynadı. Daha sonra, büyüdüğü ilçenin takımı Kasımpaşa SK’nın oynadığı stadyuma ismi verildi.
Üniversite yıllarında Milli Türk Talebe Birliği’ne girdi, 1976 yılında Millî Selâmet Partisi (MSP) Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanlığına ve aynı yıl MSP İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanlığına seçildi.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra 1983 yılında kurulan Refah Partisi ile siyasi dönemi tekrar başlatır. 1984 yılında Beyoğlu İlçe Başkanı, 1985 yılında da İl Başkanı ve MKYK üyesi seçildi. 1986 ara seçimlerinde milletvekili adayı oldu. Ardından 1989 yılında da Beyoğlu ilçesinin belediye başkan adayı oldu ve 1989 seçimlerinden Refah Partisi 2. parti olarak çıktı. 1991 yılında tekrar milletvekili adayı oldu ve parti barajı geçince milletvekili olmasına rağmen tercihli oy sistemi sebebiyle yüksek seçim kurulu milletvekilliğini iptal etti.
Siyasi kariyerindeki dönüm noktası, 27 Mart 1994 yerel seçimlerinde Erdoğan %25,19 oy oranı alarak İstanbul’un İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı seçilmesi olmuştur. Belediye Başkanı aday için, Refah Partisi Genel Merkezi o dönem Anavatan Partisi’nde (ANAP) yer alan ancak RP’ye geçme hazırlığındaki Ali Coşkun’u aday göstermek istemiş, RP İstanbul İl Teşkilatı ise Recep Tayyip Erdoğan’da ısrarcı olmuş, Genel Merkez adaylık süresinin dolmasına bir gün kala onay verince Erdoğan son anda Belediye Başkanı aday olabildi.
Başkanlık dönemine ilişkin olarak 18 dosyadan İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde dava açıldı. Bunlardan bazıları Akbil, İsfalt, İstaç ve İdo davalarıdır. Bu davalar, milletvekili olduğunda dokunulmazlığı nedeniyle dokunulmazlığı süresince donduruldu.
12 Aralık 1997’de Siirt’te topluluğa konuşma yaptığı bir miting sırasında Ziya Gökalp’ın 1912 yılında Balkan Savaşı için yazdığı Asker Duası’nın değiştirilmiş bir sürümü ile; orduyu öven dizeyi söylemeden, yerine aşağıdaki mısraları eklediği ve ardından konuşmasının devamında “her devrin Firavun ve Nemrutları olduğunu bunun karşısına çıkacak Musa ve İbrahimlerin engelleri aşarak pislik dolu yolları temizleyeceğini” söylemesi nedeniyle Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılanmaya başlandı. 21 Nisan 1998 tarihinde mahkeme, sanığın Türk Ceza Kanunu’nun 312/2 maddesinden “Halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek” suçunu işlediği kararını verdi ve Erdoğan bir yıl hapis ve 860 TL para cezasına çarptırıldı. Daha sonra sanığın mahkemedeki tavrı ve duruşmadaki hali gözönüne alınarak cezası 10 ay hapis ve 176,66 TL para cezasına indirildi. Ceza infaz yasası gereği 10 aylık hapis cezası 4 aya indi. Erdoğan Diyarbakır DGM’nin kararına temyiz başvurusu yaptı. 24 Eylül 1998 tarihinde Yargıtay 8. Ceza Dairesi Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi kararını onadı ve bu tarihte hüküm kesinleşti. Erdoğan 4,5 yıl sürdürdüğü İstanbul Belediye Başkanlığını bırakarak 26 Mart 1999 günü Pınarhisar Cezaevine girdi ve 24 Temmuz 1999 günü ceza süresini tamamlayarak hapisten çıktı.
Fazilet Partisi’nin, Anayasa Mahkemesi tarafından daimi kapatılmasının ardından, bağımsız kalan milletvekilleri, yeni parti kurma çalışmalarını “gelenekçiler” ve “yenilikçiler” olarak adlandırılan iki kanattan sürdürdü. “Millî Görüş’çü” olarak adlandırılan kanat, Recai Kutan’ın genel başkanlığında 20 Temmuz 2001’de Saadet Partisi’ni kurarken, “değişimci” kanat da, Tayyip Erdoğan liderliğinde 14 Ağustos 2001’de, Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kurdu ve Tayyip Erdoğan, parti genel başkanlığına seçildi.Erdoğan “biz gömleğimizi değiştirdik” ifadesiyle muhafazakarlardan büyük tepki aldı.
Kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), 3 Kasım 2002 seçimlerinde kayıtlı 41.291.568 seçmenin oy kullanan 32.652.702 kişisi içinden 10.770.704 adet oy alarak %34,29 ile birinci parti oldu.
Erdoğan, siyasi yasağı bulunduğu için seçimlere giremedi ve milletvekili seçilemedi. Seçim sonrasındaki 58. Hükümet, Abdullah Gül başbakanlığında kuruldu. Bu hükümet döneminde Erdoğan’ın siyasi yasağının kaldırılması için TBMM’ye yasa teklifi sunuldu. Bu yasa değişikliği TBMM tarafından oy çokluğuyla kabul edilse de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer yasayı “öznel, somut ve kişisel” olduğu gerekçesiyle veto etti. Daha sonra aynı yasa değiştirilmeden mecliste tekrar kabul edildi ve Cumhurbaşkanı Sezer yasa değişikliğini bu kez onayladı. Bu yasanın kabuluyle Erdoğan’ın milletvekili seçilmesi için yasal bir engel kalmadı. Seçimlerde Siirt milletvekili seçilen Fadıl Akgündüz’ün milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından Siirt’teki seçimlerin tekrar edilmesi kararlaştırıldı. Seçimlerde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ilk sıradaki adayı Mervan Gül’ün adaylıktan çekilmesi ile Erdoğan partinin birinci adayı olarak Siirt seçimlerine girdi ve oyların %85’ini alarak kazandı. Erdoğan’ın milletvekili seçilmesinin ardından başbakan Abdullah Gül, Erdoğan’ın başbakan olması için Cumhurbaşkanı Sezer’e istifasını sundu. Sezer bu kez hükümeti kurma görevini Erdoğan’a verdi ve genel seçimlerden yaklaşık üç ay sonra Erdoğan başkanlığında 59. Hükümet kuruldu.
3 Ekim 2005 tarihinde Türkiye’nin AB üyelik müzakereleri Başbakan Erdoğan’ın görev süresi içinde başlamıştır.
22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan 23. Dönem Milletvekili Seçimlerinde %46,6 oy alarak 341 milletvekili çıkaran Adalet ve Kalkınma Partisi, Recep Tayyip Erdoğan’ı başbakanlık koltuğuna ikinci kez taşıdı. Başbakan olarak görevde olduğu 2003 yılından 2009’a kadar Türkiye ekonomisi büyüme göstermiş ve Türkiye’nin GSMH’si Dünya toplamının yüzde 1.11’inden yüzde 1.37’sine yükselmiştir.
12 Haziran 2011 tarihinde 24. Dönem Milletvekili Seçimlerinde oy yüzdesini %49,83’e çıkarmış ve Türkiye genelinde 21.399.082 oy alarak toplamda 327 milletvekili ile üçüncü kez hükümet kurma yetkisini kazanmıştır.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresi 2014’te dolduğundan, Tükiye’de ilk kez Cumhurbaşkanını halk doğrudan seçecektir. İlk turu 10 Ağustos’ta olacak bu seçim için CHP ve MHP Ekmeleddin İhsanoğlu’nu, HDP ise Selahattin Demirtaş’ı adayları olarak belirledi.
1 Temmuz 2014 günü AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve eski TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, AK Partili bütün milletvekillerinin imzası alınarak Cumhurbaşkanı adaylarının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu açıkladı.
Erdoğan’ın açıklamadan sonra olan konuşmasında ilk defa kullanılan Erdoğan logosu, ABD Başkanı Barack Obama’nın 2008 yılındaki seçimlerde kullandığı logoya benzetilerek eleştirildi.
Recep Tayyip Erdoğan hükümeti döneminde Türkiye geneli 232 baraj yapılmış, Yüksek Hızlı Tren projeleri birçok ilde hayata geçirilmiş yine çalışmaları sürmekte, Türkiye’nin Uluslararası Para Fonu’na olan borcu bitirilmiş, 138 ayrı yerleşim biriminde kentsel dönüşüm yapılarak TOKİ önderliğinde toplu konutlar yapılmış, ‘asrın projesi’ olarak nitelendirilen Türkiye’nin ilk deniz altı tüneli, Asya ile Avrupa kıtası arasında kurulu Marmaray açıldı , 1993’den bu yana yapımı süren Bolu Dağı Tüneli projesi 2007 yılında tamamlanmış , Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Üçüncü havalimanı projelerine imza atılmıştır.
2003 yılından bu yana parti ile hükümet başkanlığı görevini ve politika yaşantısını sürdürmekte olan Recep Tayyip Erdoğan görevde bulunduğu Türkiye hükümetlerinde iç politikasında Avrupa Birliği ile uyum çerçevelerinde demokratik reformlar uygulamıştır.
Başbakan Erdoğan yönetimindeki hükümet 2009 yılında PKK saldırıları ve Türkiye Kürtleri’ne ilişkin demokratik açılım adlı bir taslak açıkladı. Hükümetin yapmış olduğu taslakta Kürt dilinde yayın ve siyasi kampanyalar yapılmasına izin verilmiş ayrıca bu taslak Avrupa Birliği tarafından da desteklenmiştir.
Erdoğan, European Voice Organization tarafından “The European of the Year 2004 (Yılın Avrupalısı)” seçilmiş, bunun üzerine Erdoğan “Türkiye’nin Avrupa’ya katılımı bir medeniyetler çatışmasına yol açmaz uzlaştırıcı ve birleştirici olur.” yorumunda bulunmuştur.
25 Eylül 2009 tarihinde ABD’nin Pittsburgh şehrinde düzenlenen G-20 ülkeleri liderler buluşmasında geleneksel aile fotoğraf çekimleri öncesi liderlerin yerlerini alması sırasında, Erdoğan, yerde bulunan Türk bayrağı’nı alarak cebine koymuştur.
2002 yılında Türkiye ve Rusya arasındaki ticaret yaklaşık 5 milyar dolar değerindeyken bu rakam 2011 yılı sonu itibariyle bu rakam 32 milyar dolara ulaşmıştır.
Kasım 2005’de Vladimir Putin’in açılışına katıldığı iki ülke arasında ortaklaşa inşa edilecek olan Mavi Akım doğal gaz boru hattı projesi başlatılmıştır. Yine iki ülke arasında Akkuyu Nükleer Enerji Santrali projesi planlanmaktadır. Türkiye başbakanı Tayyip Erdoğan 3 Aralık 2012 tarihindeki Rusya başbakanı Putin’in Türkiye ziyaretinde iki ülke ilişkilerinde hedefin 100 milyar dolar olduğunu belirtmiştir.
Erdoğan, Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme süreciyle ilgili Karabağ Sorunu hakkında ‘Karabağ’da Ermeni işgali sona ermeden biz de sınırı Ermenilere açmayız’ demiştir.
Recep Tayyip Erdoğan Başbakanlık dönemi boyunca Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi tarafından düzenlenen Bağdat’ta 36 mutabakat zaptı ve çalışma protokolü imzaladı. Protokol içeriği güvenlik, enerji, petrol, elektrik, su, sağlık, ticaret, çevre, ulaşım, konut, inşaat, tarım, eğitim, yüksek öğrenim ve savunma sektörlerini içermektedir.
Irak’ın kuzey bölgesi ile ılımanlaşan ilişkiler sonrası Erbil’de bir Türk üniversitesi ve Musul’da bir Türk konsolosluğu açılmıştır. Abdullah Gül 23 Mart 2009 tarihinde Irak’a gerçekleştirmiş olduğu gezi ile 33 yıl sonra Irak’a giden ilk cumhurbaşkanı oldu.
Recep Tayyip Erdoğan, ailesi ve eşlik eden heyetle birlikte, 13 Eylül 2011 tarihinde ilk ziyaret yeri Mısır olmak üzere Tunus ve Libya’ya resmi ziyaretler gerçekleştirmiştir. Mısır’ın ardından Tunus ziyaretini gerçekleştiren Erdoğan’a Mısır, Tunus ve Libya’da duyulan halk ilgisi dünya kamuoyunda geniş yankı bulmuştur. Erdoğan, Trablus da Libya’lılara Şüheda Meydanı’nda bir konuşma yapmıştır.
Erdoğan İsrail’in sahip olduğu nükleer tesisleri “bölgesel barış için ana tehdit” olarak tanımladı ve UAEK denetimi altına girmesi için çağrıda bulundu. Erdoğan “açık hava hapishanesi” olarak tanımladığı Gazze’nin bu durumu için İsrail’i suçlu bulduğunu açıklamıştır.
2009 Dünya Ekonomik Forumu toplantısında Gazze çatışması ile ilgili olarak Shimon Peres ve Erdoğan arasında geçen konuşma, Erdoğan’ın toplantıyı terketmesiyle sonuçlandı. Peres Erdoğan’ın açıklamaları sonrası İstanbul’a bir roket düşse aynı tutumun Türkiye tarafından yapılacağını söyleyerek Erdoğan’ın durumu anlamadığını söyledi. Erdoğan Peres’e şu sözleri söyledi: “Sesin çok yüksek çıkıyor. Biliyorum ki sesinin benden çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir. Öldürmeye gelince, siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum.” Peres’e yanıt vermesi esnasında konuşması moderatör tarafından kesilen Erdoğan, şu sözleri söylerek salondan ayrılmıştır. ” Benim için de bundan böyle Davos bitmiştir. Daha Davos’a gelmem. Siz konuşturmuyorsunuz. 25 dakika konuştu, 12 dakika konuşturuyorsunuz. Olmaz.”
Erdoğan, 6 Ekim 2011 tarihinde Güney Afrika Cumhuriyeti’ne İsrail Başkatiplerinden Ya’akov Finkelstein, Erdoğan’ın Güney Afrika Başbakanı ile yaptığı basın açıklamasında “Tünellerden sadece gıda değil, silahlar, füzeler geçiyor. Bu füzelerle şehirlerimiz, çocuklarımız vuruluyor” diyen Başkatibin sözlerine “O tünellerden atom bombası geçmez. Nükleer silah geçmez, fosfor bombaları geçmez. İsrail, fosfor bombalarıyla Gazze’yi bombalamıştır. Bu bir kitle imha silahıdır. Ve kitle imha silahı kullanmak suçtur. O tünellerden geçse geçse ancak küçük çaplı silahlar geçebilir. Tüfek geçer. Ama oradan tank, top bunlar geçmez değil mi?” sözlerini sarf etmiş ve devamında “İsrail, bölge için en büyük tehlike çünkü atom bombası var” demiştir.
Suikast girişimleri:
2006 yılında Recep Tayyip Erdoğan makam aracında TBMM’ye giderken, aniden fenalaşmış, makam şoförünün hatası sonucu dakikalarca araçta mahsur kalmıştı.
13 Eylül 2005 tarihinde Kütahya’da bulunan Erdoğan’ın minübüsüne ekmek arasına sakladığı bıçağı ile binmeye çalışan şahıs polis tarafından yakalanıp etkisiz hale getirilmiştir. Üzerinde yapılan aramada mermi dolu bir poşet ve içi mermi ile dolu silah ele geçirilmiştir. Silah üzerinde yapılan incelemede kuru sıkıdan bozma bir silah olduğu tespit edilmiştir. Sanığı eski MHP milletvekili Ali Güngör’ün isteği üzerine kızı Hatice Burcu Güngör savunmuştur. 17 Kasım 2006’da sonuçlanan davada Mustafa Bağdat, 11 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.Sonrasında Amerika’dan gönderilen bir e-posta ile bombalı araç kullanılarak yapılması planlanan bir saldırıdan daha bahsedilmiş ve bu suikast engellenmiştir. Bu saldırı o dönemin MİT çalışanları ve bazı Türk bilişim profesyonelleri tarafından detaylıca incelenmiştir.
Hâkime hakaret:
Erdoğan 1989’da Beyoğlu Belediye Başkanlığına Refah Partisinden aday olmuş, ancak az farkla seçimi kaybedince seçim kuruluna itiraz etmiştir. İtirazının reddedilmesi üzerine görevli hâkime “Sarhoş kafayla karar veremezsin” şeklinde hitap edince dava savcılığa intikal etmiş ve Erdoğan Bayrampaşa Cezaevinde 1 hafta gözaltında kalmıştır. Daha sonra cezası para cezasına çevrilerek serbest bırakılmıştır.
Tazminat:
14 Ocak 2000 tarihinde Avustralya’nın Melbourne şehrinde yayın yapan SBS radyosuna verdiği mülakatta kendisini Abdullah Öcalan ile karşılaştıran bir kişiye “Sayın Öcalan şu an, düşüncelerinin değil, almış olduğu kellelerin hesabını veriyor. Bense düşüncelerimden dolayı 4 ay hapis yattım, aramızdaki fark çok büyük.” şeklinde cevap verdi. Hayatını kaybedenlerden “kelle” diye söz etmesi ve Öcalan’a “sayın” demesi nedeniyle eleştirildi.Şehit Anaları Derneği tarafından sembolik bir manevi tazminat davası açıldı. Davacıların avukatlığını Kemal Kerinçsiz’in yaptığı davada, İstanbul Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Aralık 2007 tarihinde Erdoğan’ın 3 kuruş tazminat ödemesine karar verdi. Hâkim, kararında şehitlere kelle ve yasa dışı silahlı örgüt liderine sayın denmesinin dil sürçmesi olamayacağına hükmetti.Erdoğan kararı temyiz etti. Yargıtay temyiz başvurusunu hem usulden, hem esastan inceledi ve mahkemenin kararını onadı.
Karikatür davaları:
Ana madde: Dava konusu olmuş Recep Tayyip Erdoğan karikatürleri
Erdoğan tarafından Cumhuriyet Gazetesi çizeri Musa Kart, Evrensel Gazetesi, Penguen Dergisi’nin sahibi Erdil Yaşaroğlu ile Pak Yayıncılık’a karikatürlerde şahsınının çeşitli figürlerle tasvir edildiği ve bunun kişilik haklarına saldırı içerdiği vurgulanarak manevi tazminat davaları açılmıştır.
Şahsına yönelik hakaret:
6 Şubat 2010 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi tarafınca, TBMM genel kurulunda Erdoğan’a yönelik “kişilik hakları ile parti tüzel kişiliğine saldırıda bulunulduğu” iddiasıyla MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli aleyhinde 50 bin TL’lik manevi tazminat davası açılmış. Dava dilekçesinde Bahçeli’nin; Türkiye’yi bölmeye çalışmak, etnik bölücülük konusunda sicil sahibi olmak, Türkiye’yi ayrıştırma ve bölme projelerini İmralı, Kandil ve Barzani’nin desteğiyle hayata geçirmek için çalışmak, İmralı canisi ile rol paylaşmak, işbirliği içinde olmak, kol kola girmek, aynı çizgide olmak; kimliksiz ve kişiliksiz siyasetin temsilcisi olmak, hayasızlık, ahlaksızlık, namussuzluk, edepsizlik; çürümüş bir zihniyete sahip olarak, etrafa mide bulandıran koku yaymak, ahlak bunalımına girmek, ahlaki ve vicdani bütün ölçülerini kaybetmek, seviye ve seviyesizlik ölçüleriyle tarif edilemeyecek bir çukura düşmek, utanç verici bir kişi olmak, teröristleri kucaklamak, alçaklık, yalancılık, riyakarlık, yalanlarla Türk milletine hakaret etmek gibi ifadeleri ve sözleriyle Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi’ni itham ettiği kaydedildi. Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada, her davacı için 10 bin TL olmak üzere toplam 20 bin TL manevi tazminat cezasının ödenmesine karar verilmiştir.
Hakaret davası:
Kişilik hakları ve parti tüzel kişiliğine saldırıda bulunduğu iddiasıyla Ataol Behramoğlu aleyhine Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi tarafınca açılan 20 bin TL’lik manevi tazminat davası Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmüştür
Mal varlığı:
Erdoğan’ın, 7 Şubat 2006 tarihinde yayınlanan mal varlığında; banka hesaplarında 1.361.290 TL parası olduğu, haricinde, 120.000 dolar alacağı olduğu açıklanmıştır.12 Eylül 2007 tarihinde açıklanan mal beyanında ise, Arnavutköy ve Güneysu’daki arsalarının haricinde, banka hesaplarında 1 milyon 803 bin 854 TL ile 9 bin 890 euro, alacaklarının ise 312 bin 500 TL olduğu açıklanmıştır. Tayyip Erdoğan’ın, 1 Mart 2010 tarihinde Başbakanlık Basın Merkezi internet sitesinde yayınlanan yeni mal beyanına göre Erdoğan’ın banka hesaplarında 2 milyon 366 bin 109 TL’si, haricinde 500 bin TL tutarında alacağı bulunduğu bildirilmiştir. Erdoğan’ın bu mal varlığının nedeni olarak ise şirket hisselerinin satış geliri, emekli ikramiyesi, emekli maaşı ve milletvekili maaşlarının toplamı gösterilmiştir.16 Haziran 2011 tarihli mal beyanında Güneysu’da 10 bin TL maliyetli arsa, banka hesaplarında toplam 3.390.384 TL, 25.000 £, 199.867 $ menkul değer ve 500 bin TL alacak yer almıştır.
17 Aralık soruşturması:
İspanya-Türkiye Dördüncü Yüksek İstişare Toplantısı (RAN) aile fotoğrafı.
17 Aralık 2013 tarihinde Cumhuriyet Savcısı Celal Kara ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele ve Mali Şube Müdürlüğü ekipleri, aralarında iş adamları, bürokratlar, banka müdürleri, kamu görevlileri ve 61. Türkiye Hükûmeti kabine üyesi üç bakanın oğullarının olduğu 47 kişinin, “rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık” suçlarını işledikleri iddiasıyla gözaltına alındığı soruşturma başlattı.
Olaydan ardından savcılığın gözaltı ve mahkemenin arama kararlarını yerine getiren adli kolluk amir ve memurlarının ciddi bir kısmının görev yerleri Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı’nca değiştirildi veya görevden alındı.[82] 29 Ocak 2014’te soruşturma savcısı Celal Kara, 11 Şubat 2014 tarihli HSYK kararnamesi ile de soruşturma iznini veren İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Zekeriya Öz’ün aralarında bulunduğu 166 hakim ve savcının görev yeri değiştirildi.
Erdoğan kamuoyunda “rüşvet skandalı” olarak adlandırılan bu soruşturmayı hükümetine karşı yapılmış bir darbe girişimi olarak niteledi.
3 Kasım 2002 tarihinde yapılan Türkiye genel seçimleri Erdoğan’ın başkan adayı olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi 34.29%’luk oy oranı ile 363 milletvekili çıkartarak kazanmış; Erdoğan kurulacak hükümetin başkanlık etmiştir.
22 Temmuz 2007 tarihinde yapılam Türkiye genel seçimlerinde ise 46.58% oy oranı ile Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti kurma görevini üstlenmiştir. Seçimden önce parti tanıtımı için Erdoğan’ın seçim vaatleri ile dolu çeşitli resimler bilbordlarda gösterilmiştir. Ayrıca “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” yazılı bir Erdoğan resmide gösterilmiştir. Hükümete ve partiye Erdoğan başkanlık yapmıştır.
12 Haziran 2011 tarihinde yapılan Türkiye genel seçimlerini ise Adalet ve Kalkınma Partisi Türkiye genel seçimlerinde bir ilke imza atarak üçüncü kez üst üste 49.83%’lük bir oy oranı ile kazanmıştır. Diğer seçim tanıtımlarından farklı olarak 2011 seçimlerinde Erdoğan farklı temaların bulunduğu parti tanıtım reklamlarında boy göstermiş ve “Haydi Bir Daha” adlı partisine ve oy verenlere atıfla hazırlanan şarkısını yorumlamıştır. Erdoğan’ın söylemiyle “Türkiye Hazır Hedef 2023” sloganı kullanılmıştır.
24 Nisan 2007 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi Grup toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “Adayımız Abdullah Gül kardeşim” diyerek Abdullah Gül’ün 11. Cumhurbaşkanı adayı olduğunu açıklamıştır. Abdullah Gül 28 Ağustos 2007 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin üçüncü turunda 339 oy alarak Türkiye Cumhuriyetinin 11. cumhurbaşkanı seçildi.
Recep Tayyip Erdoğan 1994 yerel seçimlerinde %25,19 oy alarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçildi.
Erdoğan’ın liderliğinde Adalet ve Kalkınma Partisi 2002 genel seçimleri kazandıktan sonra, 2004 yerel seçimlerinde oy sayısını daha fazla arttırdı. Adalet ve Kalkınma Partisi 16 büyükşehir belediyesinden 12 tanesini kazanarak seçimlerden birinci parti olarak ayrıldı.
2007-2010 ekonomik krizi döneminde iken 2009 yılında yerel seçim yapıldı. Bu seçimde Adalet ve Kalkınma Partisi 2004 yerel seçimlerindeki oy oranından %3 az oy alarak %39 oy aldı. İkinci parti olan CHP %23 oy aldı ve üçüncü parti olan MHP %16 oy aldı.
2004’ten itibaren Türkiye’de ve dünyada pek çok üniversiteden fahri doktora unvanı aldı. Ayrıca Seul, Tahran, Prizren ve Mamuşa’dan da fahri vatandaşlık unvanı almıştır.