Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün İskenderun’daydı. Atatürk Anıtı’nda coşkulu bir kalabalık vardı.
İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil heyecanlıydı..
Başbakan Erdoğan’ın ziyaretini fırsata dönüştürmek için çabaladı.
Bunun dışında verilen mesajlar vardı..
Başbakan Erdoğan, ‘Cumhurbaşkanı seçilirsem’ diye başladığı konuşmasında İskenderun’a yatırım sözü verdi..
Belediye ziyaretinde ise, Feyezan Kanalı’nın düzenleme çalışmaları konusunda destek vereceğini açıkladı.
Ayrıca eski karayolları arazisinin; İskenderun Belediyesi’ne devri hususunda, müsteşarı görevlendirdi.
Anlıyorum ki, Ankara’daki kırmızı çizgiler kalkıyor.
Seyfi Başkanın çabaları sonuç veriyor.
Bu gelişmeleri de ancak telefonla öğrenebildim.
Çünkü, yoğun güvenlik tedbirleri canımızdan bezdirdi.
Hiç kimseye yanaşamadık.
Koruma kalkanı gereksizdi..
Başbakanın korumaları agresif ve saldırgandı..
Basın mensuplarına ayrılan yer, açık cezaevi gibiydi..
Protokol masalarından fotoğraf çekmek yasaktı, o halde neden çağrıldık, anlayamadım!
Sağolsun, İskenderun Belediyesi Basın Müdürü Ömer Soylu sayesinde, fotoğraf temin edebildik. Fotoğraf makinamdaki tüm görüntüler ona aitti..
Onun dışında; Seyfi Başkanla yaptığım telefon görüşmesinde, 28 bin hazır kumanya ve 5 bin adet kaşarlı sandviç dağıtıldığını öğrendim.
Seyfi Başkan ayrıca; Başbakan Erdoğan’ın ziyaretinin, İskenderun’a büyük bir kazanç olacağını ve çok ciddi projelerin hayata geçeceğini söyledi.
Gönül isterdi ki, bu güzel diyaloğa anbean tanıklık edebilseydik.
Olmadı!
Başbakan Erdoğan’ın, İskenderun Belediyesi ziyareti korumaların tavrı yüzünden tam bir felakete dönüştü.
Basın mensupları içeriye alınmadı..
Bırakın basın mensuplarını, belediyenin basın birimi de içeri alınmadı..
Koruma polisleri kadın, çocuk kim önlerine geldiyse, saldırdı..
Ramazan ayında mübarek bir davranış örneği olsa gerek(!)
Oysa biz düşman değiliz, kimseye de zararımız yok!
İskenderun Polisi aksine, daha medeni ve hoşgörülüydü..
Dilerim Başbakanın koruma memurları, İskenderun polisinden ders alır!
YAĞMUR YAĞDI, KEL GÖRÜNDÜ!
Hatay Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyeleri arasında yaşanan yetki karmaşası, yağmurların yağmasıyla birlikte kendini gösterdi. İskenderun ve Payas’taki sağanak yağış hayatı felç etti. Ancak, Büyükşehir Belediyesi müdahele etmek için tek bir araç bile göndermedi. Neden?
İlçe belediyeleri kendi çabalarıyla tüm ekiplerini seferber ederken, haklı olarak insanlarımız, ‘Büyükşehir 60 kilometre öteden müdahele etmekte zorlandı mı?’ tepkisinde bulundu.
Haftalardır anlatmaya çalıştığım işte budur..
Allah korusun, daha kötüsü de yaşanabilirdi..
Büyükşehir, ‘laf’la peynir gemisini yürütmeye çalışıyor ama faturayı ilçe belediyeleri ödüyor. Geçen gün de yazdım;
– Bırakın da, ilçe belediyeleri kendi mücavir sahasında ‘meydan, bulvar, cadde, yol, sokak, park ve kültürel tesislere’ hizmet taşısın!
Vatandaş siyaset değil, hizmet bekliyor neticede.
Peki ne oldu?
Aylardır, Hatay’ın birçok yerinden tepki yükselmeye başladı..
Hatay Valiliği de bu duruma kayıtsız kalmayarak, 10 Eylül tarihine kadar Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından konu ile ilgili görev, yetki ve sorumlulukların tayin ve tespiti yapılıncaya kadar, il genelindeki ‘meydan, bulvar, cadde, yol, sokak, park ve kültürel tesislerin’ ilçe sınırları içinde ilgili ilçe belediyelerince bakım ve onarımlarının yapılması yönündeki yetkiyi ilçe belediyelerine verdi.
Bence çok iyi oldu!