Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde en çok konuşulan konu, yapılan bağışlardı.
Hangi adaya, ne kadar bağış yapıldı, merak ediliyordu.
Dün konuyla ilgili bir takım açıklamalar yapıldı..
Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan toplam bağış miktarının 55 milyon 260 bin 778 lirayı aştığını söylüyordu. Ciddi bir meblağ..
Birinci tur için bağışlar 15 Ağustos’a kadar sürecek.
Söylenenlere bakılırsa, bağış miktarının 60 milyonu aşması bekleniyor.
Peki çatı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kampanyası için toplanan bağış miktarı ne kadar?
8,5 milyon lira! Erdoğan için toplanan bağış, İhsanoğlu’na katkı sunanların neredeyse 6 katı..
Bir de Selahattin Demirtaş’a toplanan bağış var ki, o da şimdilik 1 milyon 213 bin lirayla sınırlı.. Hepsini toplasanız, 64 milyon küsür lira para eder.. Güzel para!
Benim vatandaşım işini bilir..
Bağış için sırada beklemeyi bile göze almışlar, hoş olsun!
Ne kadar çok bağış yapsalar bile;
Zira, resmi belgeli harcamaların üstünde para kalacak olursa, bu para zaten hazineye devroluyor.
Demek oluyor ki, yemedik/içmedik hazineye çalışmışız..
İster 5 lira olsun, ister bin lira olsun, farketmez!
Veren verdi..
Oysa beklerdim ki; benzer heyecanı, gayreti, LÖSEV’e de gösterebilsek!
Kanserli çocuklarımızın tedavisi için 5 lira da olsa katkı sunabilsek..
Ne bileyim, İskenderun’da AMATEM’in kurulması için de çeşitli kampanyalar olsa da, birkaç kuruş verebilsek..
Madde bağımlısı gençlerin tedavisine ortak olabilsek..
Üniversiteli gençlerimizin burs ihtiyacını karşılayabilsek..
Yardıma muhtaç insanlarımıza, engelli çocuklarımıza dokunabilsek..
Sportif faaliyetlere uzanabilsek..
Aklınıza gelen, buna benzer birçok hayır işinde gönül zenginliğini ortaya koyabilsek..
Bu yol en hayırlısıdır.
Özetle;
Mesele olaya siyasi bakmak değil, insanca bakmaktadır.
Bağışı en yükseklere çekmek istiyorsak, ‘toplumsal dayanışmaya’ da bir tuğla örsek, daha doğru olmaz mı?