Her şeyini kaybetmiş bir milletin ulusal bağımsızlığını kazanabilmesi için kadın, erkek, genç, yaşlı demeden büyük bir inanç ve kararlılıkla zafere dönüştürdüğü Milli Mücadele ve Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızı yeni Cumhuriyet rejimi ile taçlandırmanın haklı kıvancını ve heyecanını bir kez daha yaşamanın mutluluğu içerisindeyim.
Bundan tam 91 yıl önce Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, aziz şehitlerimiz ve kıymetli gazilerimizle yaktığı bu parlak ışık bugün de yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Cumhuriyet rejimi ile kazandığımız demokratik hayat, temel hak ve özgürlükler, yeniliklere açıklık gibi kazanımlar; dil, din, ırk, inanç, cinsiyet farkı gözetmeksizin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmamızda bize yardımcı olmaktadır. Türk ulusunun yaşam biçimine ve değerlerine en uygun yönetim biçimi olan Cumhuriyet sayesinde ilmen, fikren, bedenen yüksek karakterli bireyler yetişerek “Aydınlanma Çağı”mızı yaşıyoruz. Cumhuriyet yüce Türk milletinin binlerce yıllık tarihinde ulaştığı en parlak zirvedir. Bir arada ve bağımsız olarak yaşama onurunu bizlere tattıran Cumhuriyet yarınlara güven ve umut ile bakmamızın garantörüdür. Ulu Önder Mustafa kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği, yarınlarımıza gururla bırakacağımız Cumhuriyetimize hepimiz dört elle sarılmalı ve bu değeri yüceltmek için çok çalışmalıyız. Biliyorum ki; bu anlayış ve kararlılıkla en kıymetli hazinemiz olan Cumhuriyetimizi her geçen gün üzerine biraz daha koyarak daha da ileriye taşıyacağız.
Bu duygu ve düşüncelerle, özgür ve demokratik bir Türkiye’de yaşamanın verdiği haklı gururu içimde taşıyarak hepinizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutlar; başta büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve onun kahraman silah arkadaşları olmak üzere, tüm şehit ve gazilerimizi rahmet, şükran ve minnetle anıyorum.