Hayat, bizleri yaşantımızın her evresinde irili ufaklı sorunlarla yüz yüze bırakabilir.Bu yaşamın içerisinde var olan gerçeklerdir.Sorunlar içerik olarak farklılıklar gösterebilir.Kişisel sorunlar ve toplumsal sorunlar olmak üzere ikiye ayrılır.Kişisel sorunlar, kişiye ait olduğu için çözüm noktasında ya kendi becerisiyle yada sorun çözebilecek yakın veya uzman kişilerden destek alması ile mümkündür.Tabi kişinin şahsi sorununu çözme isteğinin olması şarttır.
Toplumsal sorunlar,topluma ait olduğu ve ortak sorunlar olduğu için kitlesel mutabakatın sağlandığı çözüm yollarının devreye sokulması ile mümkündür.Kişisel sorunlarda kişi kendi sorununu çözme iradesi göstermez ise kimseninde umurunda olmaz.O sorunuyla kavrulur durur.Toplumsal sorunlarda da toplumu oluşturan bireyler yaşamlarını olumsuz etkileyen sorunların çözümü için harekete geçip kitlesel bir arayış içerisine girmezler ise toplum olarak ezilmeye mahkumdurlar.
Hayat,bizlere insan olmamız münasebetiyle bir çok sorumluluk yükler.Bu sorumluluklar, cinsiyet ayrımı gözetmez.Hangi yaşta olursak olalım,mevki -makam,zenginlik- fakirlik ayrımı yapmaksızın omuzlarımızdadır.Omuzlarında sorumluluk hissi taşımayan her insan insanlığını sorgulamalıdır.Gerek kişisel yaşamda gerekse toplumsal yaşamda her birey kendi payına düşen sorumluluğun farkında olmalıdır.Sorumlulukta kendi içinde ikiye ayrılır.Özel hayattaki sorumluluk iş hayatında ki sorumluluk..Bunlar aksadığı zaman veya hiç farkında olunmadığı zaman insanı kafa üstü yere çakabilir.Bu çakılmalar kimi zaman kişiyi, kimi zaman toplumu ters yüz edebilir.Sorumluluk anlayışı, insanın bedensel ve zihinsel gelişimi ile paralel bir şekilde gelişir.Sorumluluk sahibi olan ve her ortamda bunu ortaya koyan insan saygındır,münevverdir ve örnektir.
Hayatta kiminin yaşamı arabesk deyimle çilekeştir,boynu büküktür, İnsanlık değerlerinden uzaktır.Neden?Öncelikle kendi sorunlarını çözüme ulaştıramamış,sonrasında toplumsal sorunların altında ezilmiştir.Yaşayan ölü gibidir.Daha iyi bir yaşam için hayatın kendine yüklediklerinin farkında değildir veya acizdir.Ben neden böyleyim, neden hayatımın değeri yok, niçin gülen ve mıutlu olan insanlar gibi değilim diye önce kendini, sonra toplumsal yaşamı sorgulamalıdır.Sorgulamalar insan hayatının çehresini değiştirmeye müspet yöne çevirmeye önemli katkılar sunar. İnsan, doğumdan yaşamının sona erdiği ana kadar sorgulama anlayışında olmalıdır.Bu anlayış insanı ve insanlık değerlerini her zaman daha yukarı taşıyacaktır.
Sorun,Sorumluluk,Sorgulama bu kavramların bireyler ve toplum üzerindeki etkilerini tekrar tekrar gözden geçirmek önemini anlamak ve anlatmak gerekir.
Mutlu yarınlar….