İç Güvenlik Yasası değil, iç barışı tahrik yasası, milleti birbirine düşürme yasasıdır. Sayın Başbakan, demokratikleşmeyi dilinizden düşürmüyorsunuz, Mecliste yasa çıkartmaya gelince bunları prangaya bağlayacak, baskı altına alacak yasalardan kaçınmıyorsunuz. Siyasette bir kural vardır, güç kullanmaya alışan yönetimler giderek baskıcı olmaya başlarlar. 12 yıllık iktidarından sonra 13’nci yılında Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti toplumu baskı altına almaya alıştığı için, baskının dozunu giderek artırmaktadır.
Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nda 2007’de yapılan değişiklikle polise kendi öngörüsüyle silah kullanma yetkisi verildiği, o dönemden bugüne kadar 183 kişinin polisin kendi takdiriyle ateş etmesi sonucu hayatını kaybetti. Bu paketin toplum vicdanında kabul görmesi imkansızdır.”Türkiye’de herkesten terörist üretiyorlar. Şimdi her şeyden terör üretecekler, taştan, sopadan kalem kağıda kadar her şey terör malzemesi olacak”
Paketin meclisten geçmesi durumunda bu karara oy veren milletvekillerinin bu ayıbı yüzyıl taşıyacağı aşikardır , “Çünkü iç güvenlik yasası bu şekilde geçerse o verilen yetkilere baktığımızda dünyanın hiç bir ülkesinde hatta Cumhurbaşkanı’nın çok sevdiği Sudan’da bile böyle bir yasa yok. Resmen savcı hakimin her türlü karar ve yetkisi valiye veriliyor. 12 Eylül’de bile böyle olmadı. İç güvenlik paketi geçerse Türkiye’de artık kimse demokrasi falan demesin demokrasi hafızalarda kalacak tatlı bir tebessüm olarak kalacaktır.
Jorj BASUS
CHP İSK.İLÇE BŞK.