CHP Hatay Milletvekili A. Adayı Dr. Ender Çolakoğlu Arsuz ilçesi Akçalı mahallesinde Arsuz halk meclisinde mahalle temsilcileri ve üyeleriyle bir araya geldi.
Dürüst, samimi, ilkeli siyaset çizgisi ve halka tepeden bakmayan mütevazi kişiliği ile dikkat çeken Çolakoğlu, seçim çalışmaları kapsamında çalışmalarına hız kesmeden yoğun temposuyla devam ediyor.
Dr. Ender Çolakoğlu, Arsuz ilçesi Akçalı mahallesinde Alyans düğün salonunda düzenlenen toplantıda Arsuz’da bulunan mahalle temsilcilerinin ve üyelerinin oluşturduğu Arsuz halk meclisinde halk ile buluştu.
Arsuz, Gözcüler, Akçalı, Gökmeydan, Gülcihan, Üçgüllük ve Madenli mahallelerinden gelen vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği toplantıda konuşan Çolakoğlu: ”Öncelikle Arsuz mahalle meclisini oluşturan mahalle temsilcilerine teşekkür ediyorum. Bugün burada Cumhuriyet Halk Partisinden Milletvekili A. Adayı olarak bulunuyorum. Bu bölgenin bir evladı olarak, bu bölgede yetişmiş, insanları ile kaynaşmış, bu bölgenin sorunlarını çok iyi bilen bir insan olarak ülkemizin içinde bulunduğu noktada elimizi taşın altına koymak bölgemizin var olduğunu çok iyi bildiğim sorunlarının çözümü konusunda beraber çalışmak için Cumhuriyet Halk Partisinden milletvekili aday adayı oldum.
Hayatım insan sevgisiyle, doğa sevgisiyle, demokrasiyle, solculuğun temel değer olduğu bir aile ortamda geçti. Bu değerlerin temsil ettiği, bu değerlerin oluşturduğu bir atmosferde büyüdüğümüz içinde hayata bu noktadan bakmaya alıştık. Hepimizin ortak sorunları var.Ekonomik sorunlarımız var. Hükümet ve politikaları artık iflas etmiştir. Hükümet, dış politikada ve iç politikada, üretimde ve ekonomide, tarım ve hayvancılıkta, eğitimde ve sağlıkta, asayiş ve güvenlikte yanlış politikalarıyla iflas etmiş durumdadır.
”Ekonomi Çöküyor ”
Ekonomik büyüme senaryoları, taşıma su ile, dışarıdan getirilen dövizler ile şişirilen, rakamların değiştirilmesi yolu ile manipüle edilen, halkın banka kredileri ve kredi kartı ile borçlandırılması yoluyla pazarın hareketlendirilmesi izlenimi verilen bir “büyüme”dir. Bu oyun ilelebet süremez.
Etrafımıza baktığımızda halkın genelinin ne durumda olduğu ortadadır. Evet bazıları zenginleşti adını sanını bilmediğimiz yandaşların zenginleştiklerini biliyoruz. Yandaşlar ve hanedanları varlıklarının üzerine varlık katmıştır. Diğer tarafta yoksulluk artmış ama yoksulluğun siyaseten istismar edilerek insanların hür iradesi sömürülmeye devam etmiştir.
”İnanca dayalı bir eğitim sitemini dayatılmaktadır”
Eğitim politikalarını belirleyen kurumların siyasi düşünce ve ideolojik saplantılarla hareket etmesi çok yıkıcı sonuçlar doğurmuştur. Eğitim politikalarının tek rehberi bilimsel düşünce ve ilkeler olmalıdır. Eğitim politikaları pedagojik gerçekler ve ilkeler gözetilerek hazırlanmalıdır. Hiçbir eğitim politikası boyacı küpüne sokup çıkarır gibi oldu bittiye getirilemez. Her şeye din açısından bakan yönetim, çağdaş ve laik eğitimi dışlayarak Türkiye’yi içine kapatmaya çalışıyor.
Türkiye’nin eğitim düzeyinin, belli başlı ülkelerin en gerisinde olması, siyasi iktidar için önemli bir sorun değil. Onlar için din eğitimi, imam hatipler, kız çocukların başının örtülmesi, çocuklara zorla bir mezhebin öğretilmesi, okullara mescit yapılması, türbanın ve din eğitiminin kreşlere kadar indirilmesi, karma eğitime son verilmesi, hatta mümkünse özellikle kız çocuklarının uzaktan eğitim kapsamına alınarak evlere kapatılması daha önemlidir. Genç nesillerin geleceği yakalaması anlamına gelen eğitim sisteminin bilimsel içeriği büyük önem taşımaktadır. Gençlerimize fırsatlar yaratmak ve onların iyi koşullarda eğitim olanakları sağlamak zorundayız.
Bilgi ve bilim üreten millet olmak bir yana, mevcut bilgiyi genç nesillerimize aktarmakta başarısız kalan bir eğitim sistemine sahibiz bu durum kaygı vermektedir. Gençleri her sene yaz boz tahtasına çevirdikleri sınav sistemi ile çileden çıkarmışlardır. Cinselleştirilmiş ve dinselleştirilmiş bir eğitim sisteminin hangi amaca hizmet ettiği bilinmektedir.Gençlerimizin eğitim sorunlarının çözüme kavuşması gerekmektedir.
Eğer çocuklarımızın iyi eğitimli olmasını, iş bulabilmesini, yaşamını başarılı biçimde sürdürmesini istiyorsak, çağdaş, bilimsel ve laik eğitim bir zorunluluktur. Elbette isteyen din eğitimi alabilmelidir. Ama tüm eğitimi dinselleştirip geri kalanı önemsizleştirmek, bu ülkeye de bu topluma da, geleceğimize de ihanettir. CHP iktidarında çağdaş, modern, ilerici bir eğitim sistemi hayata geçirilecektir.
”Hükümetin Sağlık Politikaları İflas Etmiştir”
İnsanın doğuştan kazandığı temel haklardan bir tanesi de sağlıklı yaşama hakkıdır. Sağlıktaki dönüşüm politikalarının neticesinde adeta toplum hasta olmuştur. Hasta sayısında da bir patlama meydana gelmiştir. Bugün ülke olarak yaşadığımız sosyal çalkantının sebeplerinden bir tanesi de devletin bütçesini zorlayan, sağlık çalışanlarını sokağa döken, hastaları bir türlü tatmin edemeyen sağlık yaklaşımlarıdır. Bugüne kadar günü kurtarma adına hareket eden AKP hükümetinin sığ ve ithal politikaları iflas etmiştir.
Sosyal Devlet, her bir vatandaşına hem koruyucu hekimlik hizmetleri hem de tedavi edici sağlık hizmetleri vermek zorundadır.Sosyal Devlet her bir vatandaşına hiçbir karşılık beklemeden sağlık hizmeti sunmalıdır. Netice olarak insan onuruna yakışır sağlıklı bir hayat her vatandaşın en doğal hakkı hem de devletin vatandaşına karşı görevidir.
Tarımsal ihracatın tarımsal ithalatı karşılayamaz hale geldiğini, tarımsal alanların azaldığını, tarım topraklarının terk edildiğini, tarımdan kaçışın hızlandığını, çiftçi ve köylünün borç batağına sürüklendiğini hepimiz bilmekteyiz.
Tarımla uğraşan üretici sayısı, ekim alanı ve üretim miktarı azalmıştır. CHP’ nin 2015 tarım politikaları “Güçlü Çiftçi, Güçlü Türkiye” diyor.
CHP’nin “yeni tarım düzeni”; önce kendi kendine yeterliliği, üretim artışını, ihracatla büyümeyi, kırsal kesimde refahın artırılmasını, üreticinin örgütlenerek rekabet gücünün yükseltilmesini ve katma değeri yüksek, talep edilen ve rekabet şansı olan alanlara yöneltilmesini, tarım piyasasının istikrara kavuşmasını ve doğal kaynakların korunmasını hedeflemektedir. Sonuç olarak: CHP’nin vadettiği “yeni tarım düzeni”; üretimi artırmayı, üreticiyi zenginleştirmeyi amaçlıyor.
CHP olarak iktidara hazırlanıyoruz, kadrolarımızla ve projelerimizle işsizliği, yoksulluğu, yolsuzluğu ortandan kaldırabilmek , kardeşliği yaşatabilmek ve Türkiye’de barış, istikrarı sağlamak için bir iktidar değişikliğine ihtiyaç duyulmaktadır.. Bu iktidarın adı CHP’ dir.
2015 seçimleri Türkiye’ye CHP iktidarını getirecektir. CHP iktidarında demokrasi, özgürlük ve eşitlik değerleri, ülkenin her yanına yayılacak, bilim ve akla dayalı çağdaş yönetim anlayışı ile ülke sorunları çözülecektir. Türkiye ile birlikte bölgemiz de barış ve huzura kavuşacaktır. ”Dedi.
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bağımsızlıktan Yoksun Bir Ulus, Uygar İnsanlık Karşısında Uşak Olmaktan Kurtulamaz.” sözlerini hatırlatarak konuşmasını tamamladı.